Trabzon’un uçurum kenarındaki sırrı! Hakikatler ve rivayetler
Sırtını dağa yaslayan, sarp kayalıklara inşa edilmiş, böylesine muhteşem görüntüsü ve nefes kesen gizemli yapısıyla insanların aklında yüzlerce sorular oluşturan Sümela Manastırı’nı kim, neden ve ne amaçla yapmıştır? Konu hakkında çeşitli efsanevi rivayetler de vardır. Bu rivayetlerden ikisini aktarmadan önce manastırın bulunduğu konumu, tarihi ve gündemden düşmeyen teleferik projesi hakkında biraz bilgi verelim..
RİVAYETLER VE SÜMELA MANASTIRI
Trabzon’un Maçka İlçesi’ndeki Sümela Manastırı, Altındere Vadisi’ndeki Karadağ’ın yamacında sarp bir kayalığa inşa edilmiştir. Dağa yapışmış gibi görünen manastır, yaslandığı doğanın güzelliğiyle nefes keser. Tam adı Panagia Sumela (Sümela Meryemi) veya Theotokos Sumela ancak “Meryem Ana” diye de biliniyor. Denizden 1150, vadiden 300 metre yüksekteki, 100 basamaklı, dar uzun bir merdivenle çıkılan bu Rum Ortodoks manastır ve kilise kompleksi, UNESCO “Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi”nde yer alıyor. Bölgenin en önemli manastırı Sümela, keşiş yetiştiren bir okuldu. Mucize gerçekleştirdiğine inanılan bir ikona muhafaza ettiği çok kutsaldı. Adını Yunanca’da “siyah” anlamındaki “melas”dan aldığı sanılıyor, zira Karadağ’ın eski ismi da Mela. “Stou Mela” ise “Mela’daki” demek. Karadeniz Rumlarının en önemli hac yeri olan şifalı ayazmasıyla ünlü Sümela, her yıl yüz binlerce ziyaretçi ağırlıyor.
Eylül 2015’te başlayan yaklaşık 5 yıl süren restorasyon ve çevre düzenlemesinde su kemerleri ve manastıra çıkan merdivenler kullanılır hale getirildi. Yaklaşık 4 bin ton kaya temizlendi ve 300 metrelik yürüyüş yolu düzenlendi. Ayrıca “Cennet ve Cehennem” ve “Ölüm ve Yaşam” tasvirli fresklerin olduğu gizli geçitle ulaşılan bir şapelin yanı sıra, “Çile Odası” ve ileri karakol görevi yapan “Gözetleme Şapeli” de ortaya çıkarıldı.
Bizans İmparatoru I. Theodosius zamanında (375–395) Atina’dan gelen rahipler Barnabas ve Sophronios tarafından kurulduğu düşünülür. Pek çok efsaneye konu olan kuruluşu, havari Aziz Lukas’ın yaptığı kabul edilen ünlü ikonaya (Panagia Soumela) dayandırılır: Lukas’ın ikonası meleklerce kilisenin bulunduğu mağaraya getirilmiş ve Meryem Ana, Barnabas ve Sophronios’un rüyasına girerek ikonanın yerini söylemiş. Birbirlerinden habersiz Trabzon’a gelen keşişler, ikonayı buldukları mağaranın önüne duvar örerek kiliseyi inşa etmiş. Trabzon Komnenosları Prensliği’nden III. Alexios’un (1349-1390) manastırın esas kurucusu olduğunu fresklerde öne çıkarılmasından anlıyoruz.
Doğu Karadeniz kıyıları Türk egemenliğine girince de Sümela’nın hakları korundu. Yavuz 1. Selim iki büyük mum hediye etti, Fatih Sultan Mehmet manastıra dokunmayacağına dair ferman yayınladı. 18. yüzyılda birçok bölümü yenilendi ve fresklerle süslendi. 19. yüzyılda büyük binalar eklenerek en parlak dönemini yaşadı ancak 1923’ten sonra boşaltıldı. Yunanistan Başbakanı Eleftherios Venezelos’un 1931’de Türkiye Başbakanı İsmet İnönü ile görüşmesiyle, 1931’de ikonası ve kutsal eşyaları Atina’daki Benaki Müzesi’ne götürüldü. 1952’de Veria’da “Sümela Manastırı” adlı yeni bir manastır yaptırılarak, Benaki’deki ikona ve kutsal emanetler buraya taşındı.
SÜMELA MANASTIRI’NIN ANLATILARI
Sümela Manastırı’nın kuruluşu ile ilgili tarihi kayıtlardan ziyade daha çok anlatılan farklı rivayetler ve efsaneler bulunuyor. Biz manastırın en çok kabul görmüş kuruluş efsanesini aktaralım.
Roma İmparatoru Flavius Theodosius döneminde (M.S. 4. yy.) Barnabas ve Sophronios isminde iki keşiş aynı gece aynı rüyayı görüyorlar. Bunun üzerine Atina’dan Trabzon’a gelip küçük bir kilise inşa etmeye başlıyorlar. Böylece Sümela’nın ilk temelleri bu şekilde atılıyor.Manastır, İmparator Justinianus döneminde ise (M.S. 6 yy.) generallerden Belisarios tarafından kilise büyütülerek manastıra dönüştürülüyor. Ayrıca zengin bir kütüphane yapılarak bilim ve kültür merkezi haline getiriliyor. Trabzon Komnenosları Prensliği’nden III. Alexios (1349-1390) ve ondan sonra gelen prensler de Sümela Manastırı’nı zenginleştirmeye devam ediyorlar. Bu şekilde manastır gelişip büyümeyi sürdürüyor. Hatta Osmanlı İmparatorluğu bölgeyi fethettiği zaman manastıra hiç dokunmadığı gibi sürekli olarak hediyeler gönderip, Sümela’nın aktif bir şekilde kullanılmaya devam etmesini sağlıyor.
SÜMELA MANASTIRI’NIN YAPILIŞ EFSANESİ
385 yılının Ocak ayı, yer Atina.. Keşiş Barnabas ve Keşiş Sophronios o günkü rutin işlerini bitirdikten sonra istirahate çekildiler. Barnabas elindeki kitaptan Meryem Ana ve Hz. İsa’nın doğumu ile ilgili bölümü okurken uyuya kaldı. Belirsiz bir süre geçtikten sonra Keşiş Barnabas’ın odasının içi büyük bir ışık demeti ile aydınlandı. Hz. İsa’nın öğrencilerinden olan Aziz Luka, ellerinde tuttuğu 3 ikona (Hristiyanlık’a ait dini motiflerin işlendiği tahta panolar) ile odada belirdi. Bu 3 ikonadan birinde Meryem Ana’nın bebek İsa’yı kucağında tuttuğu resim vardı.
Aziz Luka: “Barnabas, bu gördüğün ikona şu anda Karadeniz’de Trebizond’da (Trabzon) Santa Maria Kilisesi’nde. Kalkıp oraya gitmeni ve göstereceğim yere yeni bir manastır yapmanı istiyorum.”
Barnabas, önünde sarp kayalıklar ve yeşillikler içinde bir yer gördü. Gördüğü yamaçtaki bir nokta iyice aydınlandı ve manastır şeklini aldı.
Aziz Luka: “İşte tam buraya bu manastırı yapacak ve ismini Sümela koyacaksın. İkonayı da bu manastıra yerleştireceksin.”
Sonrasında odadaki ışık söndü ve Barnabas yere kapaklandı.
Ertesi gün Barnabas bu olayı baş keşişe anlatmak üzere onun yanında gitti. Özel bir durumu anlatmak istediğini dile getirdi. O sırada baş keşiş önce Sophronios ile görüşeceğini, kendisinin dışarıda biraz beklemesini söyledi. Bir süre sonra Sophronios odadan çıkınca Barnabas içeri girdi ve baş keşişe durumu anlattı. Baş keşiş büyük bir şaşkınlık yaşayarak “Sophronios’u geri çağırın bana çabuk” dedi.
Baş keşiş Sophronios ve Barnabas’ı karşısına alıp: “Beni iyi dinleyin. Dün gece ikiniz de aynı rüyayı görmüşsünüz. Aziz Luka size çok önemli bir görev vermiş ve bunu yapmanız gerek. İmparatordan gerekli izinleri aldıktan sonra yola çıkın” dedi.
SIRLARLA DOLU KAYALAR!
Resmi işlemler tamamlandıktan sonra iki keşiş yanlarına verilen 50 kişi ile yola çıktılar ve 1,5 ay sonra Trabzon’a vardılar. Panagia Deresi’ne (Maçka, Altındere Köyü) geldiklerinde rüyalarındaki tepeyi gördüler. Hummalı bir çalışma başladı. O günkü teknoloji ile kayaları delmek çok zordu. İmparatordan gelen emirle çalışan sayısı beş yüze çıkartıldı. Ekip tam 9 yıl boyunca yılmadan çalıştı. Bu 9 yılın sonunda bugünkü Sümela Manastırı’nın çok küçük bir bölümü ortaya çıktı. Kurulan bu ufak kilise ile Barnabas ve Sophronios görevlerini tamamlamışlardı.
Bu iki keşişin rüya gördükten sonra birbirlerinden habersiz yola çıktıkları ve yolda karşılaştıklarını anlatan ya da rüyaya giren kişinin Meryem Ana olduğunu söyleyen farklı rivayetler de bulunuyor.
Bazı uzmanlar bu olayın Sümela’yı Hristiyanlar için çok değerli kılan ve Aziz Luka tarafından çizildiğine inanılan Meryem Ana ikonasının eskiliğine ve mucizeler yarattığına halkı inandırmak, böylelikle onun değerini büyütmek için uydurulmuş bir efsane olduğunu söylüyor. Bazıları ise bu ikonanın gerçekten Aziz Luka tarafından çizildiğine ve birçok mucizesi olduğuna inanıyor.
Bazı kesimlere göre ise Trabzon İmparatoru III. Aleksios (1349-1390) manastırın gerçek kurucusudur. Manastırda bulunan freskler de bu duruma kanıt olarak gösteriliyor.
Hangisi gerçek bilemeyiz ama şöyle bir durum var. Yapının küçük bir kiliseden (4. yy.) büyük bir manastıra dönüştürülmesi (14. yy.) arasında geçen bin yıllık sürede, burada ne olup bittiğine dair hiçbir tarihi bilgi ya da belge bulunmuyor.
SÜMELA MANASTIRI’NIN BÖLÜMLERİ – SÜMELA MANASTIRI’NDA NE VAR?
Ana kaya kilisesi, birkaç şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ile kutsal Ayazma’dır. Bu yapılar topluluğu oldukça geniş bir alan üzerine inşa edilmiştir. Manastırın girişinde su getirdiği anlaşılan büyük su kemeri yamaca yaslanmış durumdadır. Çok gözlü olan bu kemerin bugün büyük bölümü yıkılmıştır.
Dar uzun bir merdivenle manastırın ana girişine ulaşılmaktadır. Giriş kapısının yanında muhafız odaları bulunmaktadır. Buradan bir merdivenle iç avluya inilmektedir. Solda, manastırın esasını teşkil eden ve kilise haline getirilen mağaranın önünde çeşitli manastır binaları bulunmaktadır. Sağ tarafta kütüphane yer almaktadır.
Yine sağda yamacın ön yüzünü kaplayan büyük balkonlu bölüm keşiş odaları ve misafir odaları olarak kullanılmıştır ve 1860 yılına tarihlenmektedir. Avlunun etrafındaki binalarda odalardaki dolapları, hücreleri, ocakları ile Türk sanatının etkileri de görülmektedir.
Manastırın ana ünitesini meydana getiren kaya kilisesinin ve ona bitişik şapelin iç ve dış duvarları fresklerle donatılmıştır. Kaya kilisesinin içinde avluya bakan duvarda III. Alexios dönemine ait fresklerin varlığı tespit edilmiştir.
Şapeldeki freskler ise 18'inci yüzyılın başlarına tarihlenmektedir ve üç ayrı devirde yapılan üç tabaka görülmektedir. En alt tabakanın freskleri daha üstün niteliktedir.
Sümela Manastırı’nda yer yer sökülerek alınmış olan ve oldukça harap bir görünüm taşıyan fresklerde işlenen başlıca konular İncil’den alınmış sahneler, Hz. İsa ve Meryem Ana’nın hayatı ile ilgili tasvirlerdir.
Sümela Manastırı’nda yer alan küçük şapelin duvarına resmedilen fresk ise; iki aziz olan Demetrios ve Aziz Georgios ile ejderi tavsir etmektedir.
NOT: Aziz George'nun 3. yüzyılda Anadolu'da (günümüzde Türkiye topraklarında) yaşadığına dair bazı kaynaklar bulunmaktadır. Bu nedenle, bazı rivayetlere göre Aziz George'un Trabzonlu olduğu iddia edilmektedir. Ancak Aziz George'un tam doğum yeri hakkında kesin bir bilgi olmadığı için Trabzonlu olduğu konusunda kesin bir kanıt bulunmamaktadır.
TÜRKLER’E ÖZGÜ DETAYLAR
Toplamda iki kutsal ayazmanın bulunduğu manastır; öğrenci odaları, mutfak, kütüphane ve birkaç şapelden oluşuyor. Manastırın girişinde ise büyük bir bölümü zarar gören çok gözlü bir su kemeri bulunuyor. Birden fazla kültürün etkisini görebileceğiniz manastırda; dolaplar ve ocaklarda Türklere özgü ince detaylar yer alıyor.
ARAP TURİSTLERİN UĞRAK YERİ
Tarihin değişik dönemlerinde farklı kültürlerin etkisi altında kalan Trabzon ve yöresi, bugün bu çeşitliliği her alanda yansıtmaya devam ediyor. Sümela Manastırı da bu çeşitliliğin en büyük örneğidir. Bizans İmparatorluğu zamanında önemi artan yapı, Osmanlı Devleti’nin Doğu Karadeniz’i egemenliği altına alması ile birlikte farklı bir değere sahip oldu. Büyük bir bölümü yenilenen ve duvarları fresklerle süslenen Sümela Manastırı bugün de turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden biri.
Sümela Manastırı özellikle Arap turistlerin ilgisini çeken önemli duraklardan biri haline geldi. Manastırın tarihi, mistik havası ve panoramik manzaraları Arap turistleri kendine çeken etkenlerdendir.
Sümela Manastırı’ndaki fresklerde işlenen başlıca konular İncil’den alınmış ve Hz. İsa ile Meryem Ana’nın hayatına dair sahnelerdir;
- Meryem Ana’nın doğuşu ve mabede sunuluşu, tebliğ..
- Hz. İsa’nın doğuşu, mabede sunuluşu ve hayatı..
- Meryem’in ölümü ve havariler..
- Hz. Adem’in ve Hz. Havva’nın yaratılışı, Tanrı’nın tembihi..
- Hz. Adem ile Hz. Havva’nın yasak meyveyi yemeleri, cennetten kovulma..
- Dirilme, Thomas’ın şüphesi, kabirde bir melek, Nikaia (İznik) konsili..
- Mikail ve Cebrail tasvirleri..
HZ. MERYEM PLATYTERA VE HZ.İSA
Pantakrator sahnesinin batısında yer alan sahnedir ve en az pantakrator kadar görkemli bir şekilde tasvir edilmiştir. Hz. Meryem’in Hz. İsa kucağında oturan tanrı anası Theotoks konumundaki tasvirlerine “Hz. Meryem Platytera” denir. Oldukça büyük boyutlarda, portre olarak tasvir edilen Hz. Meryem Platytera’nın yine portre olarak tasvir edilen çocuk Hz. İsa kucağındadır ve her iki eli ile takdis işareti yapmaktadır. Hz. Meryem’in her iki eli yana doğru açıktır. Hz. Meryem kırmızı bir giysi giyinmişken, Hz. İsa beyaz kaftan üzerine açık kırmızı, sarı renk karışık bir pelerin giymektedir.
SÜMELA MANASTIRI’NI ÖNEMLİ KILAN NEDİR?
Bölgenin en önemli manastırı olan Sümela, kurulduğu dönemden itibaren keşiş yetiştiren bir okul misyonunu taşıyordu. Manastırı önemli kılan asıl özellik ise mucize gerçekleştirdiğine inanılan bir ikonaya sahip olmasıydı. Sümela Manastırı'nın tarihi, Karadenizli Rumlar tarafından anlatılagelen efsaneye dayanıyor.
SÜMELA İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Sümela adının, manastırın yapıldığı yılların yerel dilinde siyah, kara karanlık anlamına gelen "Kara dağ" kelimesinden geldiği ve bölgenin adının Oros Melas olduğu anlaşılmaktadır. Manastırın asıl adı "Panagia Sou Melas"tır.
SÜMELA MANASTIRI NE ZAMAN BULUNDU?
MS 386 yılında yapılmaya başlanan Sümela Manastırı, yapı olarak bu zamana kadar hep gelişme göstermiş. Manastır özellikle Osmanlı zamanında en parlak dönemini yaşamış. 1923’den sonra tamamıyla boşaltılmış.
Çeşitli rivayetler de bulunan ve kuruluşu bilimsel verilere göre 13'üncü yüzyıla uzanan tarihi manastırda, hizmet birimleri, misafirhane, mutfak ve ayazmanın dışında toplam 72 oda bulunuyor. 88 yıl aranın ardından, manastırda 2010 yılında ise binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen ayini, Fener Rum Patriği Dimitri Bartholomeos yönetmişti.
SÜMELA MANASTIRI ERKEK MANASTIRI MI?
Sümela’ya çıkışta, araç yolunun bittiği noktadaki kayalığın üstünde kadınlar manastırı “Aya Varvara (Hagia Barbara)” bulunmaktadır. Fakat, Sümela Manastırı’nın bilinenin aksine hiç kadın yaşamadığı, manastırın tamamen erkek manastırı olarak kullanıldığı araştırmacılar tarafından söylenmektedir.
“Sarp bir coğrafya ve çok yoğun kar yağışından dolayı yaşamın zor olduğu bir bölge. Dolayısıyla Sümela Manastırı erkek manastırıdır. Kayıtlara geçmiş herhangi bir rahibenin Sümela Manastırı’nda olmadığı da bilinmektedir.”
SÜMELA MANASTIRI SÜRGÜN YERİ
İnanç turizmi yönünden Türkiye'deki önemli merkezlerden birisi olan Trabzon’un Maçka ilçesindeki Sümela Manastırı’nda, bilinenin aksine hiç kadın yaşamadığı geçmişte Hristiyan din adamlarının sürgün yeri olduğu ortaya çıktı.
Sümela Manastırı bulunduğu konum itibarıyla Ortaçağ’da bir sürgün yeri olarak kullanılmış, metropolit düzeyinde din adamlarının sürgün cezası Sümela’da infaz edilmiştir. Osmanlı Devleti topraklarında (Balkanlar, Anadolu ve Kafkaslar) büyük oranda Ortodoks tebaa yaşamaktaydı.
Bu nedenle Türk kültüründe Ortodoks ritüellerine aşinalık vardır; hatta halk geleneklerinde birlikte yaşamdan kalan motifler halen Anadolu’da görülebilir durumdadır?
HASTALIKLARA DEVA KUTSAL SU
Manastırın yukarı kısmında bulunan bir çeşmeden hastalıklara deva olduğuna inanılan kutsal bir suyun aktığına, Osmanlı padişahlarının bu sebeple Hristiyanlığın ilk mabetlerinden biri olan yapıya dokunmadığına dair söylentiler de bulunur.
İSA’NIN VE MERYEM’İN DOĞUŞU
Sümela Manastırı Hristiyanlık için çok önemli bir yapıdır ve bunda manastırda bulunan fresklerin de önemli bir payı vardır. Bu kadim yapıda Meryem’in doğuşu, İsa’nın doğuşu gibi tasvirler ve İncil’den resimler bulunur. İncil’in yazarlarından Aziz Luka’nın yaptığı üç Panagia ikonasının da burada bulunduğu fakat Rus işgali sırasında kaçırıldığı düşünülmektedir.
SÜMELA MANASTIRI’NDA YILDA BİR AYİN DÜZENLENİYOR
Sümela Manastırı'nda, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nce 88 yıl aradan sonra 15 Ağustos 2010'dan itibaren yılda bir kez, bir günlüğüne Hristiyan Ortodoksların ayin yapmasına izin verildi. Sümela Manastırı'nda, Hristiyan aleminde "Meryem Ana'nın göğe yükseliş günü" olarak kabul edilen ve kutsal sayılan 15 Ağustos günü ayin yapılmaktadır.
KAYALAR ARASINDA SAKLI HAZİNE!
Sümela Manastırı tarihteki bazı dönemlerde önemini kaybetmiş ve yağmalamalara maruz kalmıştır. Birçok tarihi eser kaybolmuş, yapı içinde yangınlar çıkmıştır. Define avcıları tarafından defalarca kazınmış ve büyük zarar görmüştür. Günümüzde bile ziyaretçiler tarafından tarihi fresklerin üzerleri defalarca kazınmış, çizilmiş ve harap edilmiştir.
SÜMELA MANASTIRI’NIN EN GİZEMLİ YERİ?
Sümela Manastırı başlı başına etkileyici ama insanı en çok etkileyen ve oldukça gizemli gelen yeri oldu. Bu yer Ana kaya Kilisesini burun farkıyla geçen Manastırın içindeki Kutsal Ayazma oldu. Ayazma’ya yukarıda bulunan kayalardan yaklaşık 800 yıldır su damlıyormuş. Bu su da Hristiyanlar tarafından kutsal olarak kabul ediliyor. Damlayan bu suda papazlar tarafından yeni doğan çocuklar vaftiz ediliyormuş. Bir çok kişi Ayazma’nın kutsallığından dolayı buraya para atıyor.
SÜMELA MANASTIRI NEREDEDİR?
Sümela Manastırı ülkemizin Doğu Karadeniz Bölgesi'nde bulunan Trabzon şehrinin Maçka ilçesi Altındere köy sınırları içerisinde yer alır. Sümela Manastırı sarp, dik koyu renk kayalıklar üzerine kurulmuş bir Manastır’dır. Halk arasında Meryem Ana adı ile anılan Sümela Manastırı vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikte bulunur.
Adres: Altındere Vadisi, 61750 Altındere/Maçka/Trabzon
Sümela Manastırı Güncel İletişim Bilgisi: 0462 531 10 64
SÜMELA'YA GELMİŞKEN..
Manastırın içinde bulunduğu Altındere Vadisi’ndeki milli park tesislerini mutlaka ziyaret etmelisiniz. Yine aynı vadide bulunan, Sümela Manastırı'ndan daha önce kurulan ve Yahya Peygamber'e adanmış “Vazelon Manastırı” da ilgiyi kak ediyor. Trabzon'da Maşatlık mevkiinde, Anadolu'da sıkça rastlanılan Kapadokya kiliseleri tarzında bir mağara kilise daha olduğunu da hatırlatalım.
SÜMELA MANASTIRI’NA NASIL GİDİLİR?
Karadeniz turları, otobüsler, uçak seferleri ve kişisel araçlarla Trabzon'a geldikten sonra Sümela Manastırı'na gitmek daha kolaydır. Sümela'ya gitmek için Trabzon şehir merkezi Çömlekçi Mahallesi'nde bulunan Maçka minibüslerine binerek aktarmasız olarak ulaşım sağlayabilirsiniz. Ayrıca Trabzon otogarından ya da havalimanından kent merkezine geçiniz ve Trabzon merkezinden güneye giderek Maçka ilçesine ulaşın. Maçka'ya ulaştığınızda 16 km doğuda Altındere köyü bulunmaktadır. Buraya kadar otobüslerle, tur minibüsleriyle gelebileceğinizi unutmayın. Ardından manastıra en yakın olduğunuz noktada araçlardan inmeniz gerekecek. Sonra girişe doğru yürümeniz gerekiyor.
Harita Konumu
https://www.google.com/maps/place/S%C3%BCmela+Manast%C4%B1r%C4%B1/@40.690123,39.658395,10z/data=!4m6!3m5!1s0x40645498cdbf568b:0x399f2299e21b4d07!8m2!3d40.6901226!4d39.6583949!16zL20vMDZkd19k?hl=tr&entry=ttu
SÜMELA MANASTIRI’NA ARABAYLA ÇIKILIR MI?
Maçka ilçesinden araçla ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Manastır yolunun bir noktasında aracınızı otoparka park ediyorsunuz ve transit tarzı minibüslerle sizi manastıra çıkarıyorlar.
Fakat, Sümela Manastırı’nı görmeye gelenler özellikle o muhteşem esere tırmanmayı, doğal haliyle çıkmayı tercih etmektedir. Sümela Manastırı’nı daha iyi tanımak, anlamak ve yaşamak için araçla giden pek nadirdir.
TELEFERİK PROJESİ’NDE SON DURUM?
Eylül 2015’te ziyarete kapatılarak restorasyona alınan Sümela Manastırı, 5 yıl süren restorasyon sonrası 1 Temmuz 2021’de tekrar ziyarete açıldı.
Sümela Manastırı’na ulaşımı kolaylaştırmak, yerli ve yabancı turistlere daha kaliteli vakit geçirmek adına Teleferik Projesi yanı sıra; restoranlar, 800 araçlık otopark, doğa yürüyüş parkuru ve seyir terası gibi projeler hazırlandı.
Seyir terası yapılarak ziyaretçilerin farklı açıdan görebileceği manastır için teleferik projesi hazırlandı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi yaklaşık 2,5 kilometre uzunluğunda olacak teleferik hattı yap-işlet-devret modeli ile hayata geçirecek. Projede 40 kişilik vagonların olacağı teleferik hattı kurulacak. Tamamlanan ve maliyeti yaklaşık 100-150 milyon lira olan proje için yatırımcı arayışı hala sürürken, ihaleyle gerçekleşecek proje, yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirilebilmesi için ne yazık ki beklemektedir.
Sümela Manastırı, haftanın her günü ziyarete açıktır. Yerli ve yabancı misafirlerin yoğun olarak ilgisini çeken Sümela Manastırı’nı her gün ziyaret edebilirsiniz.
Buna göre, Sümela Manastırı 2023 ziyaret saatleri şu şekildedir;
Pazartesi: Açılış: 08:00 – Kapanış: 19:00 – Gişe Kapanış: 18:30
Salı: Açılış: 08:00 – Kapanış: 19:00 – Gişe Kapanış: 18:30
Çarşamba: Açılış: 08:00 – Kapanış: 19:00 – Gişe Kapanış: 18:30
Perşembe: Açılış: 08:00 – Kapanış: 19:00 – Gişe Kapanış: 18:30
Cuma: Açılış: 08:00 – Kapanış: 19:00 – Gişe Kapanış: 18:30
Cumartesi: Açılış: 08:00 – Kapanış: 19:00 – Gişe Kapanış: 18:30
Pazar: Açılış: 08:00 – Kapanış: 19:00 – Gişe Kapanış: 18:30
2023 yılında geçerli olacak Sümela Manastırı giriş ücreti belli oldu. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün resmi sitesi üzerinden yayımlanan detaylara göre, Sümela Manastırı giriş ücretine 2023 yılı için zam yapılmıştır. (Bilet fiyatları en son 18 Haziran 2023 tarihinde güncellenmiştir)
Bu detaylara göre, Sümela Manastırı giriş ücreti 2023 şu şekildedir;
18 yaş ve altındaki öğrenciler için: Ücretsizdir,
Müze Kart geçerlidir,
Sümela Manastırı giriş ücreti: 300 TL,
Altındere Vadisi Milli Parkı giriş ücreti: 10 TL’dir.
Ücret listesi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nden alınmıştır.
NOT: Bakanlık açıklamasına göre 1 Ağustos itibarıyla Türk vatandaşları artık müzelere sadece Müzekart ile girebilecek. 1 yıl boyunca kullanılabilecek olan Müzekart'ın fiyatının da 60 TL'de sabit bırakıldığı belirtildi.
Altındere Millipark Ücretsiz Geçiş Hakları için tıklayın.
https://muze.gov.tr/muze-detay?SectionId=SML01&DistId=MRK
Sümela Manastırı Ücretsiz Geçiş Hakları için tıklayın.
https://muze.gov.tr/s3/MysFileLibrary/63e00763-63a8-4031-9bf5-e332f5983869.pdf
Doğu kilisesinin derin inanışına göre Aziz Lukas’ın yaptığı ‘Kutsal Bakire’ ikonasından orijinal olan sadece üç tanesi günümüze kadar gelebilmiş ve doğal olarak üçü de Yunan Ortodoks bölgesinde muhafaza edilmiştir. Bunlar Mora’daki büyük mağara Manastırı’nda, Kıbrıs’taki Kikkos Manastırı’nda ve Trabzon’daki Sümela Manastırı’ndadır. Hastalığa, verimsizliğe, kıtlığa ve her türlü sıkıntıya karşı yardımcı olduğuna ve mucizeler yaratabildiğine inanılan kazanıyordu. Böylece resme yapılan ibadet, resmin tasvir ettiği varlık önünde yapılmış gibi kabul ediliyor, resim sayesinde onun yardımının sağlanacağına inanılıyordu. Manastır keşişleri de bu mucize resmin kopyalarını Küçük Asya, Rusya ve Tuna boylarında satarak Manastır’a önemli miktarda gelir sağlıyorlardı.
Aziz Lukas’ın ikonada Meryem Ana’nın yüzünü siyaha boyaması ile ilgili tartışma çoktur. Hatta Aziz Lukas’ın ressamlığının dahi şüpheli olduğunu söyleyenler vardır. Ancak 12. yy Gürcü resim sanatında esrarlı ifadesini arttırmak amacıyla Meryem resimlerinin yüzünün siyaha boyandığı bilinmektedir. 17. yy resimlerinde de bu teknik taklit edilmiştir. Ayrıca bazı ikonaların üzerine sürülen ‘Olifa’ denilen yağ zamanla kararmaktadır Sümela Manastırı fresklerinde Rus sanatının etkilerinin olduğu ve bölgenin Kafkasya’ya yakınlığı düşünülürse, Meryem Ana tasvirinin böyle bir ‘Siyah Meryem’ olması ihtimali vardır. Sümela’daki bu ikona, (çekirge Meryem) manastırın Hristiyan ve Müslümanlarca ziyaret edilmesinin başlıca sebebi olmuştur. Resmin dört İncil’den birinin yazarı Aziz Lukas’ın elinden çıktığının iddia edilmesi, bu resmi İsa ve Meryem’in sağlığında yapılmış olduğuna bir delil sayılıyordu ve Meryem’in ‘Benim şefkatim bu resimle beraberdir’ sözü büyük bir değer kazanıyordu.