Sur Nerenin İlçesidir? Sur Nerededir? Sur Hangi İlimizdedir?

Kahramanmaraş ve 10 ilde meydana gelen depremlerin ardından Diyarbakır'ın ilçeleri vatandaşlar tarafından merak edilmeye başlandı. Vatandaşlar, Sur ilçesinin hangi bölgesinin depremden etkilendiğini ve hangi şehre bağlı olduğunu soruyor.

GÜNCEL 14.02.2023 10:09:06 0
Sur Nerenin İlçesidir? Sur Nerededir? Sur Hangi İlimizdedir?

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7.7 ve 7.6'lık depremlerin ardından Diyarbakır'da da birçok yerde deprem hissedildi. Diyarbakır'ın Sur ilçesi merak edildi. Peki, Sur nerede? Sur ilçesinin nüfusu, yüzölçümü ne kadar? Sur ilçesi hangi ile bağlı? İşte detaylar haberimizde...

Sur, Diyarbakır ilinin bir ilçesidir.

Nüfus: 102.114

Yüzölçümü: 438 km² (169 mil²)

Diyarbakır'da yer alan Sur ilçesinin nüfusu 102.114'tür.

Sur, Diyarbakır'ın dört merkez ilçesinden biridir. 2008 yılında, 5747 sayılı kanunla, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde, Diyarbakır'ın en eski yerleşim merkezinde kurulmuştur. Sur adını, ilçe merkezi ile çevirili bulunan tarihi Diyarbakır surlarından almıştır.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin orta bölümünde yer alan Sur ilçesi, Dicle Nehri'nin kenarında, denizden 660 metre yükseklikte, Karacadağ'ın lavları üzerine kurulmuştur. İlçede egemen olmuş büyük uygarlıkların bıraktıkları izlere ve çok sayıda tarihi eserlere, ilçenin her yerinde rastlamak mümkündür.

Tarihçe

Tarihi geçmişi; çok eskilere, MÖ 7500 yıllarına kadar uzanmaktadır. Son dönemde yapılan arkeolojik kazılarda Dünyadaki en eski yerleşim alanlarının bu bölgede olduğu görülmüştür.

İlçede sırasıyla Hurriler, Mitanniler, Hititler, Asurlar, Medler, Persler, Büyük İskender, Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Selçuklu Hanedanı, Osmanlılar ve 30'a yakın uygarlık hüküm sürmüştür.

İlçe çok sayıda uygarlığın izlerini taşıyan, zengin tarihi ve kültürel birikimi ile farklı uygarlıkların, medeniyetlerin yerleşim alanı ve merkezi olmuştur. İlçe bir tarih ve kültür merkezi olma özelliğini her zaman koruyabilmeyi başarmıştır. Her uygarlık kendi kültürünü, öncekilerle kaynaştırıp, daha zengin hale getirerek yeni kuşaklara adeta bir ''Açık Hava Yazıtlar Müzesi'' şeklinde sunmuştur.