Taşkan: “Genel merkezden gelen irade gaspı için buradayız”
CHP Edirne Belediye Başkanlığı için yapılan önseçimde sandıktan çıkan ancak daha sonra sağlık sorunları nedeni ile bir ara hastanede tedavi gören ve geçtiğimiz Çarşamba günü de kendi isteği adaylıktan istifa ettiği açıklanan ve yerine Filiz Gencan Akın’ın atandığı, Şükrü Ciravoğlu ile ilgili bazı partililer dün Edirne’de bu kararı protesto etti.
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) - CHP Edirne Belediye Başkanlığı için yapılan önseçimde sandıktan çıkan ancak daha sonra sağlık sorunları nedeni ile bir ara hastanede tedavi gören ve geçtiğimiz Çarşamba günü de kendi isteği adaylıktan istifa ettiği açıklanan ve yerine Filiz Gencan Akın’ın atandığı, Şükrü Ciravoğlu ile ilgili bazı partililer dün Edirne’de bu kararı protesto etti.
Saat 12.30’da CHP İl Başkanlığı önünde toplanan kalabalık bir grup, burada “Hak Hukuk Adalet” sloganları attı.
Ciravoğlu ile ilgili olarak, bu tepkinin CHP Edirne İl Başkanlığı veya Merkez İlçe’ye değil genel merkeze olduğu hatırlatılarak, genel merkezden gelen irade gaspına karşı durmak için bu protestonun gerçekleştiği belirtildi. Hüseyin Taşkan tarafından bir basın açıklaması okundu.
Taşkan açıklamasında şunları söyledi: “ Edirne halkının büyük çoğunluğunun duyguları CHP’li üyelerce sandığa yansıtılmış, Şükrü Ciravoğlu seçimi açık farkla kazanmıştır. Sonuç sadece partililerce değil, toplumun büyük bir kesimi tarafından seçim çalışmalarına başlanmış, geziler ve reklam panolarında seçim vaatlerimiz halka duyurulmaya başlanmıştır. Şükrü Ciravoğlu küçük bir rahatsızlık neticesinde kalbinin tek damarına stend takılması sonrası beş günlük dinlenme süreci geçirmeden Ankara’ya aday tanıtım toplantısına çağrılmış ve gitmiştir. Sonrasında anjiyografik katater giriş noktası olan kasık bölgesinden cilt altında oluşan küçük kan damlası sıvısının sızıntısının tedavisi için Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi kardiyoloji bölümüne başvurmuştur. Doktorlar, kalbinde büyük kalıcı bir sorun olmadığını, ifade ederek kendisinin sadece birkaç gün istirahat etmesi gerektiğini bildirmiştir. Yatışının hemen ertesi günü adaylıktan çekilmesi yönünde yapılan söylemleri ve hastaneye apar topar noter gönderilmesi olayını asla doğru bulmuyoruz. Edirne de dürüst ve onurlu bir kişilik olarak görülen adayımıza yapılan bu uygulama sadece üyelere değil halk tarafından da yadırganmıştır. Adayımıza karşı yapılan hak ve hukuk savunucusu olan partimiz açısından içimize sindiremiyoruz. Ön seçimi açık farkla kazanan halkta karşılığı olan bir adayın çekilmesini istemek seçimi riske atmaktır. Kaybetmeyi de göze almaktır. Bunu kabul etmiyoruz, edemiyoruz. Burada sorgulanması gereken belediye başkanı adayının onuru için istifa etmesi değil çekilme sürecinin sanki 1 Mart olmasına rağmen sanki son günmüş gibi 22 Şubat Perşembe günü hastane odasına noter göndererek çok ciddi bir sağlık sıkıntısı varmış gibi hastaneden çıkışı beklenmededn istifa etmesini isteyen bir zihniyettir. Biz bu zihniyete karşıyız.”
Taşkan’dan sonra söz alan 28.Dönem Edirne Milletvekili aday adayı, Keşan Belediye Başkan Aday adayı ve gazetemiz imtiyaz sahibi Mustafa Bezbaş’da söz alarak şu açıklamayı yaptı: “Biz menfaatçi, kişisel çıkarların, kısacası pantaların hüküm sürmediği bir Cumhuriyet Halk Partisi istiyoruz. Örgütümüzün DNA’sı bozuldu. Trakya’nın abisi, Trakya’nın bilmem nesi örgütün bütün iradesi yok oldu. Biz burada milletvekili seçimlerinde de aynı yerde önseçim yapılması için gösteri yaptık. Yine sizlerle birlikte, şerefli, namuslu, ülkenin düzgün yönetilmesini isteyen Cumhuriyet Halk Partililerle birlikte burada da, Edirne’nin en dürüst, namuslu,şerefli insanlarından birisi, yetmiş yaşına kadar partiye hizmet etmiş bir tane de faal görev almamış, bir tane maaş kursağından geçmemiş bir insanın, farkla kazandığı önseçimde, hakkıyla atandığı bir görevde görevin gasp edilmesi, elinden alınması ve haksızlığa uğradığı için toplandık. Genel başkanlar da gelip geçicidir. Geçmişte yapılan hatalar yine yapılıyor. Biz artık kriter istiyoruz. Kriter üyelerin her koşulda üyenin sözünün dinlendiği iki dönem kuralının uygulandığı Atatürk’ün partisinin büyük çoğunluğunun iktidar olduğu, liyakatin geri geldiği, Türkiye’nin de çağdaş medeniyetler düzeyine ulaştığı, bağımsız, refah, mutlu ve zengin bir ülke istiyoruz. Bunun için burada toplandık, Şükrü ağbiyi geri istiyoruz, sayın genel merkez anti demokratik kuralları bırakın. CHP düzelirse Türkiye düzelir, bırakın Şükrü ağbiyi geri getirin. Seçim kaybedilirse vebali sizin üzerinizdedir sayın genel başkan. Bırakın jurnalcileri, dedikoducuları, yalan aktaranları bırakın. Sade tertemiz üyeler burada Şükrü ağbiyi geri istiyoruz. Edirne siyasetini dizayn etmeyi bırakın, kişilerle işimiz yok. Şükrü ağbi geri gelecek ve Edirne’de Cumhuriyet Halk Partisi yerel iktidarına devam edecek.”
Şükrü Ciravoğlu’nun oğlu Berk Ciravoğlu da konuşmaların ardından basın mensuplarına o günü değerlendiren bir açıklama yaparak şunları söyledi “Babamın yanına geldiklerinde ben de oradaydım. Babam bu operasyon sonrası narkozun etkisindeydi. Bu olaylarda kendi bile tam olarak bilinci ve iradesi yerinde değilken bu imzayı attığını düşünüyorum. Hatta konuşmayı bile tam olarak hatırlamadığını düşünüyorum. Bu olay ve raporlar istenilirse doktordan da herkesten de alınabilirdi. Ayrıca genel başkan yardımcımız da durumu sorabilirdi. Kendisi Çarşamba günü Edirne’deydi, her şey araştırılabilirdi. Babam sapasağlam ayakta geziyor. Şun anda hiçbir şeyi yok. Ben bunu bir vatandaş olarak söyleme gereği duydum. Çünkü orada gördüklerimi aktarmam gerekiyordu.”