TBMM Genel Kurulu’nda, Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 7. Maddesi üzerine yapılan görüşmelerde, dokuzuncu yargı paketi olarak bilinen kanun teklifi gündeme geldi. 20 kanunda değişiklik içeren bu paket, hükümetin reform çabalarının sürdüğünü savunanlar kadar eleştirenler tarafından da tartışmalara konu oldu.
Bir milletvekili, 22 yıllık bir iktidarın dokuzuncu yargı paketi adı altında yeni bir reform paketi getirmesinin düşündürücü olduğunu belirterek, yargı sisteminin çevre mücadelelerinde bir bariyer olarak kullanıldığına dair örnekler verdi. Milletvekili, Artvin’in Cerattepe bölgesinde yıllardır süregelen maden çıkarma faaliyetlerine değinerek, çevre mücadelesinin nasıl yargı yoluyla engellendiğini aktardı.
Cerattepe Olayı Örneği ve İhale Süreci: “Tek Firma İçin Özel Şartlar”
Milletvekili, 2012 yılında Cerattepe’de başlatılan maden çıkarma işlemlerinde bizzat taraf olduğunu belirterek, maden çıkarma ihalesine yalnızca tek bir firmanın uyması için şartların nasıl özel olarak düzenlendiğini açıkladı. 2013’te Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ihale şartnamesinde, ihaleye katılacak firmanın yılda 10 bin ton metal bakır ve 500 bin ton tüvenan malzeme işleyebilecek kapasitede olması gerektiği belirtildi.
Bu şartları yalnızca bir firmanın karşılayabildiği, dönemin Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın yanıtıyla teyit edildi. Yıldız, ihale şartlarını sağlayan tek firmanın Eti Bakır A.Ş. olduğunu belirtti. Milletvekili, "Bir firmanın girdiği ihale, ihale olur mu?” diyerek, ihale sürecine olan güvenini sorguladı.
Yargı ve ÇED Süreci: “Bağımsız Yargıdan Bahsedilemez”
Milletvekili, yargı yoluyla çevre mücadelesinin nasıl sekteye uğratıldığını anlatırken, Cerattepe’deki ÇED raporunun (Çevresel Etki Değerlendirmesi) Rize İdare Mahkemesi tarafından olumlu karşılandığını ancak Danıştay tarafından reddedildiğini belirtti. Rize İdare Mahkemesi’nin, Danıştay’ın verdiği karara uyum sağlayarak, daha önce olumlu karar verdiği ÇED sürecini bu kez olumsuz değerlendirmek zorunda kaldığını söyledi.
Milletvekili, yargı bağımsızlığının zedelendiğini ve siyasi baskıların yargı kararlarını etkilediğini savunarak, Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunduklarını ve ihlallere rağmen Anayasa Mahkemesi'nin kararına uymayan Rize İdare Mahkemesi’nin tekrar baskı altında olduğunu belirtti.
Yeni Maden Arama Başvurusu: “Bu Şirketler Aracılığıyla Ülkemiz Yağmalanıyor”
Artvin’deki maden arama faaliyetlerine karşı direnmeye devam edeceklerini ifade eden milletvekili, Arhavi’de yapılan yeni bir maden arama başvurusuna da dikkat çekti. 2.704 futbol sahası büyüklüğünde bir alan için Cengiz Grup’un başvuruda bulunduğunu belirten milletvekili, “Bu, vatanımızın yağmalanmasıdır” dedi.
"Türkiye Kanun Devleti Bile Değil"
Türkiye’nin bir hukuk devleti olmaktan uzaklaştığını, mevcut kanunlara bile uyulmadığını dile getiren milletvekili, yargı yoluyla çevre mücadelelerinin engellendiğini belirtti. "Bu fiili duruma karşı direnmeye devam edeceğiz," diyerek Genel Kurul’da konuşmasını sonlandırdı.