Son zamanlarda artan kızamık vakalarına karşı uzmanlardan peş peşe uyarılar gelmeye devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre, çok bulaşıcı ve ölümcül bir viral hastalık olan kızamıktan korunmanın tek yolu ise aşı.
Aşı 1963 yılında piyasaya sürülmeden ve yaygın aşılama başlamadan önce, büyük salgınlar yaşanıyor ve her yıl tahminen 2.6 milyon kişi hayatını kaybediyordu.
Habertürk'e konuşan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Seçkin, kızamık vakalarındaki artışa ilişkin olarak, 'Kızamık oldukça tehlikeli bir hastalıktır ve neredeyse Koronavirüs'ten daha fazla insanın ölümüne yol açıyor. Aşı bulunmadan önce çok ciddi ölümlü vakalar meydana geliyordu. Kızamık çok iyi bir hastane bakımına rağmen üçte bir ölümle sonuçlanabilecek kadar ciddi bir enfeksiyondur. Kızamık aşısının tek dozunun bile koruyuculuğu yüzde 95'tir. Yüzde 5 ihtimalle hastalığa yakalanan kişi de hastalığı daha hafif atlatır. İkinci doz yapıldığında da koruyuculuk daha da artar ve hayat boyu kişiyi korur' dedi.
GÖZLERDE İLTİHAP, GÖZ ETRAFINDA ÖDEM, İSHAL...
Kızamığın solunum yoluyla çok kolay bir biçimde bulaşabileceğini kaydeden Dr. Seçkin, 'Toplu taşımalarda, okullarda, kalabalık ortamlarda kızamık hastası varsa bu hastalığı kapmamak neredeyse imkansızdır. Kişi bu enfeksiyonu kaptıktan 7-14 gün sonra ilk hastalık bulguları başlar. İlk önce yüksek ateş, eklem ve kas ağrısı, kusma, öksürük, nezle, gözlerde iltihap, göz etrafında ödem, ishal gibi koronavirüs benzeri bulgular olabiliyor. Yüksek ateş 5-7 gün sürebilir ve burada hiçbir döküntü olmaz. Ardından döküntü başlıyor ve hastalığın tanısı kolaylaşıyor.'
25 MİLYON ÇOCUĞUN AŞISI EKSİK
Son zamanlarda kızamık vakalarındaki artışının en önemli nedenlerinden birinin aşı karşıtlığı olduğunu kaydeden Dr. Şirin, 'Aşı karşıtları pandemi döneminde aşıya karşı çok güçlü kampanyalar yürüttü, insanların bir miktar aklı karıştı ve tüm aşılara karşı bir güvensizlik oluştu. DSÖ pandemi döneminde 25 milyon çocuğun kızamık aşısının eksik olduğunu açıkladı. Bu her yıl böyle devam ederse giderek artacak. Bu nedenle kızamığın görülmemesi için tek yol aşılanma ve sürü bağışıklığıdır. Sürü bağışıklığında toplumun yüzde 95'i aşılı olunca kızamığı görmüyoruz ama pandemide bu oran yüzde 81'e geriledi ve dünyadaki birçok ülkede kızamık vakaları yüzde 400 arttı' diye konuştu.
YAŞ İLERLEDİKÇE HASTALIK DAHA AĞIR SEYREDİYOR
15-20 yaşını geçen kişilerde her çeşit virütik hastalığın daha ağır geçtiğini belirten Dr. Şirin, 'Yaş büyüdükçe ölümle sonuçlanma oranı da giderek artıyor. Tedavide de pek seçeneğimiz yok. Kızamığın kendisi ciddi zatürre yapabiliyor. Zatürre veya kulak enfeksiyonu oluşursa hastaya antibiyotik veriyoruz. Yüksek doz A vitamini veriyoruz; çünkü bu, enfeksiyonda ölüm oranlarını ciddi oranda azaltıyor. Serum kullanabiliyoruz ama her hastanede bulunamayabiliyor. Bir de antivirütik bir ilaç kullanıyoruz. Ağır vakalarda muhakkak kullanmaya çalışıyoruz' ifadelerini kullandı.
HER YAŞTA AŞI MÜMKÜN
Aşısı olmayan herkesin her yaşta aşılanabileceğini söyleyen Dr. Şirin, 'Aşı olup olmadığını bilmeyen kişiler de yeniden iki doz aşı yaptırabilir. Hamilelere ve hamile kalmayı planlayanlara aşı yapamayız; çünkü bu aşılar canlı aşılardır. Aşı olan kişilere de en az 3 ay geçtikten sonra hamile kalması önerilir. Kemoterapi, radyoterapi gören kanser hastaları veya AIDS gibi bağışıklık sistemi zayıf kişilere de canlı aşılar yapılamaz' dedi.