Tarih: 04.06.2023 10:20

Trabzon'da sanayinin istihdama katkısı

Facebook Twitter Linked-in

DOKA Genel Sekreteri Onur Adıyaman, Artvin, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize ve Trabzon’un yer aldığı TR90 Bölgesi’nin imalat sanayisindeki durumunu ortaya koydu. İstihdamı mercek altına alan Genel Sekreter Onur Adıyaman, “Bölgede istihdam yaratan iktisadi faaliyet olarak tanım öne çıkmaktadır. TR90 bölgesinde öne çıkan konulardan bir tanesi de, sanayinin istihdama katkısının (%15) en son sırada yer alarak ve Türkiye ortalamasının (%26) altında olmasıdır.” dedi.

DOKA Genel Sekreteri Onur Adıyaman, TR90 Bölgesi’nin imalat sanayisindeki durumuna ve rekabet odaklı yapısal dönüşümüne dair değerlendirmelerde bulundu. DOKA dergisinde bölgesel analizlerine yer veren Genel Sekreter Onur Adıyaman, TR90 Bölgesi'nde istihdamda ve ihracatta düşük ve orta teknolojili sektörlerin payının Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu kaydetti. Genel Sekreter Onur Adıyaman, “Küreselleşmenin getirdiği yeni gelişmeler ve yıkıcı teknolojilerin ortaya çıkmasıyla üretim yapısı ve hizmet sunuş şekillerinde küresel düzeyde yapısal dönüşümler beklenmektedir. TR90 Bölgesi'nde istihdamda ve ihracatta düşük ve orta teknolojili sektörlerin payı Türkiye ortalamasının üzerindedir. Bu durum, bölgenin teknolojik değişimlerden daha fazla etkilenmesine sebep olmakta ve sektörlerin kırılganlıklarını artırmaktadır. TR90 Bölgesi'nin küresel değer zincirlerinde yerini koruyabilmesi ve geliştirebilmesi için sektörlerin rekabet edebilirlik- uyum becerilerini yükseltmek ve kırılganlıklarını azaltmak için yeni politikaların oluşturulması gerekmektedir. Ayrıca TR90 Bölgesi imalat sanayinin yıkıcı teknolojilere uyum sağlama becerileri artırılırken yeni teknolojilerin bölgede üretilmesi için gerekli tedbirlerin alınması önem arz etmektedir.” ifadelerini kullandı.

TR90 BÖLGESİNDE SANAYİ İMALATI TÜRKİYE ORTALAMASININ ALTINDA

Bölgede iktisadi olarak tarım sektörünün de öne çıktığına işaret eden Genel Sekreter onur Adıyaman, “Bölgedeki ekonomik faaliyetlerin genel görünümüne bakıldığında 2016-2020 yılları arasında iktisadi faaliyet kollarına göre Türkiye ve TR90 Bölgesinin istihdam oranlarının yıllara göre mukayeseli değerlendirmesinde, bölgede istihdam yaratan iktisadi faaliyet olarak tanım öne çıkmaktadır. Türkiye'de tarımın istihdama katkısı %18-19 seviyelerindeyken, TR90 bölgesinde bu oran iki kattan fazla durumda olup %42 seviyelerindedir. Hizmetler sektörü (%42) TR90 Bölgesinde tarım sektörü ile aynı oranda istihdama katkı sağlamasına rağmen Türkiye ortalamasının (%55) altında kalmıştır. TR90 bölgesinde öne çıkan konulardan bir tanesi de, sanayinin istihdama katkısının (%15) en son sırada yer alarak ve Türkiye ortalamasının (%26) altında olmasıdır.” açıklamalarında bulundu.

GIDA VE TEKSTİL ÜRÜNLERİ İMALATI İSTİHDAMDA FARK YARATIYOR

Sektörleri istihdam odaklıda ele alan Genel Sekreter Onur Adıyaman, şunları kaydetti: “TR90 Bölgesi'nde girişimlerin imalat sanayi içerisinde yer alan alt sektörler bazında yıllara göre istihdama katkısı incelendiğinde gıda ürünleri imalatı önce çıkmaktadır. Gıda ürünleri en fazla istihdama katkı sağlayan sektör olmasına karşın 2015-2019 yılları arasında istihdam oranında sürekli bir azalma eğilimi görülmektedir. İstihdam açısından ikinci en önemli alt sektör olarak ise giyim eşyalarının imalatı göze çarpmaktadır. 2015-2019 yılları arasında giyim eşyalarının imalatı sektörünün istihdama katkısı önemli oranda artış göstermektedir. İstihdam açısından diğer önemli alt sektörler olarak sırasıyla; diğer metalik olmayan mineral ürünlerin imalatı, fabrikasyon metal ürünleri imalatı ve mobilya imalatı öne çıkmaktadır.”

SEKTÖR İSTİHDAMI YOĞUNLUKLA DÜŞÜK TEKNOLOJİ DÜZEYİNDE

Trabzon’un ileri teknoloji konusuna yoğunlaşması gerektiğine de işaret eden Genel Sekreter onur Adıyaman, “Diğer taraftan TR90 Bölgesinde imalat sanayindeki girişimlerde istihdam edilen çalışanların yaklaşık %75'i düşük teknoloji grubunda yer almaktadır. Türkiye'de ise bu oran ise %51,5'dir. Orta-yüksek ve yüksek teknoloji grubunda istihdam edilen oranı Türkiye'de %19 iken TR90 Bölgesinde %5 civarındadır.” bilgisini paylaştı.

BÖLGEDE İMALAT SANAYİNİN GENEL SORUNLARI

TR90 bölgesinin ülke genelinden daha düşük katma değerli ürün ürettiğine dikkati çeken Genel Sekreter Onur Adıyaman, hizmet sektörünün en fazla katma değer üreten sektör olduğunu kaydetti. Sanayinin çeşitlenmesi gerektiğini aktaran Genel Sekreter Onur Adıyaman, “Bu veriler ışığında bir değerlendirme yapıldığında, TR90 Bölgesinin sahip olduğu nüfusa kıyasla ülke genelinden daha düşük katma değer ürettiği anlaşılmaktadır. Bölgede üretilen katma değerin sektörlere göre dağılımında hizmet sektörünün öne çıkarak sanayi ve tarımdan yaklaşık üç kat fazla katma değer ürettiği görülmektedir. Sanayinin toplam gayri safi katma değerdeki payının düşük olmasının başlıca sebepleri; Bölge'de sanayi işletmesi sayısının az olması ve mevcut sanayi dallarının katma değer kapasitesinin düşük teknoloji veya orta teknolojiye dayalı olmasıdır. Sanayinin yeterince çeşitlenemeyip genel olarak fındık, çay, madencilik, giyim eşyası üretimi gibi az sayıdaki belli alanlara dayalı kalması toplam gayri safi katma değerde sanayinin payının düşük düzeyde kalmasının diğer bir sebebidir. Bölgede imalat sanayinin gayrisafi katma değerden aldığı payın artırılması, imalat sanayinin istihdam oluşturma kabiliyetinin geliştirilmesi, imalat sanayide faaliyet gösteren firmaların düşük ve orta-düşük teknoloji düzeyinden orta-yüksek ve yüksek teknoloji düzeyine sahip ürünler üretecek aşamaya taşınması, üretimde katma değerin ve kalitenin artırılarak uluslararası piyasalara erişimin kolaylaştırılmasına yönelik adımlar atılması önem arz etmektedir.” değerlendirmelerinde bulundu.

İMALAT SANAYİ BÜYÜK ÖLÇÜDE AİLE ŞİRKETLERİNDEN OLUŞMAKTADIR

Birçok ilde ortak sorunlar bulunduğunu aktaran Genel Sekreter Onur Adıyaman, şunları kaydetti: “TR90 Bölgesi illerinde imalat sanayi genel olarak benzer problemlere sahiptir. İmalat sanayi büyük ölçüde aile şirketlerinden oluşmaktadır. Şirketler mesleğin veya sektörün içinde büyümüş bireyler tarafından kurulup geliştirilmiştir. Bu firmalardaki kurumsal kapasite genellikle şirket sahibi veya aile fertlerinin tecrübe ve bilgi birikimleriyle sınırlı kalmaktadır. Sermaye birikimi, ortak bilgi birikimi, teknik imkân kullanma kolaylığı, ihtiyaç ve sorunların ilgili mercilere daha kolay iletilebilmesi ve çözülebilmesi gibi birçok avantajına rağmen Bölge'deki birlikte iş yapma kültürü ve dayanışma içerisinde rekabet anlayışının hem ulusal hem de uluslararası iş dünyasına kıyasla nispeten az gelişmiş olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra; TR90 Bölgesi'ndeki firmalarda çoğunlukla sektörü ve pazarı dinamik şekilde takip ederek strateji belirleyen profesyonel yönetim anlayışı konusunda eksikliklerin olduğu söylenebilir. Ayrıca; Bölge'deki en önemli imalat sanayi problemlerinden olan markalaşma ve katma değerli üretime yönelik nitelikli işgücünün de yeterli seviyede olmadığı anlaşılmaktadır.”

YÜKSEK DEĞERE SAHİP KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLER DE ÜRETİLİYOR

Bölgenin gelecek vaat ettiğine de işaret eden Genel Sekreter Onur Adıyaman, “Ağırlıklı olarak fındık, çay, hazır giyim ve madencilik gibi düşük katma değerli sektörlere sahip olmasına rağmen bölgede silah sanayii, otomotiv sanayii, gemi inşa sanayii dalları ile tıp ve eczacılık alanlarında daha yüksek katma değere sahip ürünlerin imalatını ve ihracatını gerçekleştiren az sayıda başarılı firma bulunmaktadır. Bu durum, düşük veya orta teknolojili olarak sınıflandırılan sanayi dallarının iyi yönetim, yüksek ürün kalitesi ve başarılı pazarlama teknikleri sayesinde bölgede hayat bulabileceğini göstermektedir.” diye konuştu.

TR90 BÖLGESİ İMALAT SANAYİ MEVCUT DURUM VE İHTİYAÇ ANALİZİ

TR90 bölgesinde durum tespiti için anket düzenlediklerini de ifade eden Onur Adıyaman, yapılan anket çalışması hakkında da şu bilgileri verdi: “TR90 bölgesi illerinde imalat sanayide faaliyet gösteren işletmelere yönelik yapılan saha çalışması kapsamında yarı yapılandırılmış anket çalışması yürütülmüştür. Bu kapsamda imalat sanayide faaliyet gösteren toplam 104 işletmeye ulaşılarak yüz yüze ve/veya online anket çalışmaları tamamlanmıştır. Ankete katılan imalat sanayi firmalarının hukuki statüleri büyük oranda ‘limited şirket’ olup (%62,5) %24'ü 'anonim şirket', kalanı ise şahıs şirketidir. Kuruluş tarihine göre değerlendirildiğinde firmaların 34 tanesi 2002 öncesi kurulmuş olup 17 tanesi 2012 öncesi, 53 tanesi de 2012 sonrasında kurulmuşlardır. Bu değerlendirmelere göre imalat sanayide faaliyet gösteren firmaların büyük oranda 10 yaşından küçük ve limited şirket yapısına sahip olduğu anlaşılmaktadır. Son 3 yıldaki ortalama çalışan sayısı değişimine bakıldığında işletmelerin sadece %13'ü son 3 yılda çalışan sayılarının azaldığını belirtmiştir. Çalışan sayısının işletmelerin yarısından çoğunda arttığı görülmektedir. Finansmana erişim ile ilgili verilen cevaplar doğrultusunda işletmelerin yaklaşık %84'ünün banka kredisini kullanmakta olduğu görülmektedir. İşletmelerin %80'inin son 3 yılda kredi başvurusunda bulunduğu ve kullanım amacına göre kredilerin %73 oranla işletme kredisi, %48 oranla da yatırım kredisi olarak kullandığı görülmektedir. İşletmelerin büyük kısmının hem yatırım hem işletme kredisi kullandığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte öz kaynak kullanımının %55 gibi yüksek bir oranda olması firmaların finansmana erişim noktasında önemli düzeyde sorun yaşadığını göstermektedir. İşletmelerin kitlesel fonlama-girişim sermayesi-yatırım fonları gibi yeni nesil finansman kaynakları hakkında yeterli bilgiye sahip olmamakla birlikte (%58) halka arzı da düşünmediği (%90) görülmektedir.”

SON 3 YILDA İŞLETMELERİN %60'INDA ÜRETİM ARTTI, SADECE %21'İNDE İSE AZALDI

Anket sonuçlarını üretim ve ihracat açısından da mercek altına alan Genel Sekreter Onur Adıyaman, “Üretim, satış, pazarlama ve ihracat yetkinliklerini belirlemeye yönelik sorulan sorularda işletmelerin diğer alanlara kıyasla üretim, satış, pazarlama ve ihracat konularında daha başarılı bir performans gösterdiği anlaşılmaktadır. Üretime yönelik alınan cevaplarda son 3 yılda işletmelerin %60'ının üretimlerinin arttığı, sadece %21'inin ise azaldığı görülmektedir.  İşletmelerin yaklaşık yarısı ‘satış ve pazarlama için firmanızın yazılı/belirlenmiş bir planı / hedefi mevcut mu?’ sorusuna olumlu cevap vermiştir. İşletmelerin büyük çoğunluğu pazarlama ve pazar analizini kendisi yapmakta ve dışarıdan hizmet almamaktadır. İşletmelerin %90'ı ürettikleri ürünün ihracat potansiyeli bulunduğunu düşünmekte olup yaklaşık yarısı da son on yılda ihracat gerçekleştirmiştir. İhracat yapan işletmelerin son 3 yılda sadece %14'ünün ihracatı azalmış, yaklaşık %43'ünün ise artmıştır. İşletmelerin ihracata yönlendirilmeleri, yeni pazarlara erişimlerinin desteklenmesi, ihraç edilebilir ürün sayısı ve çeşidini artırmaları önemli görünmektedir.” değerlendirmelerinde bulundu.

AR-GE VE YENİLİK ALTYAPISI DAHA DA GELİŞTİRİLMELİ

İşletmelerde belirlenen eksiklikleri aktarmayı sürdüren Genel Sekreter Onur Adıyaman, “Firmaların AR-GE ve yenilik yetkinliklerini anlamaya yönelik sorulan sorular kapsamında firmaların büyük çoğunluğu (%62) AR-GE yaptığını belirtmesine rağmen iş tanımında AR-GE ifadesi geçen personel çalıştıran işletme sayısının %32 olduğu görülmektedir. Ayrıca işletmelerin %43'ünün AR-GE faaliyetleri için herhangi bir kaynak ayırmadığı belirtilmiştir. AR-GE için firmaların sadece %31'inin dışarıdan hizmet alımı yapıyor olması da bölgede kurumsal bir şekilde AR-GE yapan işletmelerin yaklaşık %30'larda olduğunu, AR-GE yaptığını belirten diğer işletmelerin ise AR-GE faaliyeti olarak kurumsal olmayan bir şekilde fikir aşamasında veya basit süreç iyileştirme faaliyetleri yürüttüğünü göstermektedir. Nitekim firmaların %80'e yakını ürün ve süreç iyileştirme yapmış olması bu durumu kanıtlamaktadır. İşletmelerin %45'i de fikri ve sınai mülkiyet hakkı başvurusunda bulunmuştur. Sektörde istihdamın yaklaşık 34'ünün düşük istihdam düzeyinde olmasına rağmen AR-GE ve yenilik altyapısına yönelik çıkan sonuçlar imalat sanayinin dönüşümü açısından ümit verici olarak değerlendirilmektedir.” ifadelerini kullandı.

SATIŞ HACMİNİ ARTIRMAK EN ÖNEMLİ HEDEF

İşletmelerin hedeflerinin de analiz edildiğini ifade eden Genel Sekreter Onur Adıyaman, “İşletmelerin orta ve uzun vadeli hedeflerine yönelik verilen cevaplara göre işletmelerin büyük çoğunluğu satışlarını artırmayı en önemli öncelik olarak gördüğünü belirtmiştir. Verimliliği artırmak ikinci en önemli hedef görünümdedir. Kurumsallaşma, ürün çeşitliliğini artırma ve ihracat payını artırma/ihracat yapma konuları eşit ağırlıklara sahip olarak öne çıkan diğer önceliklerdir. Vasıflı İşgücü ve Uygun Finansmana Erişim Öncelikli İhtiyaçlar İşletmelerin en önemli ihtiyaçlarını belirtmeleri talep edildiğinde ise ihtiyaçlar arasında özellikle nitelikli personel, işletme sermayesi ve ucuz hammadde/enerji ön plana çıkmaktadır.” açıklamalarında bulundu.

İSTİHDAM, ÜRETİM VE İHRACAT TAAHHÜDÜ

İşletmelerin yüzde 80’inin destek verilmesi halinde en çok istihdam artışını taahhüt ettiğini aktaran Onur Adıyaman, açıklamalarını şöyle tamamladı: “İşletmelerin %76'sı kapasite/üretimde artış, %61'i de ihracat artışını taahhüt edeceğini belirtmektedir. Saha analizi sonuçlarına göre imalat sanayinde faaliyet gösteren işletmelerin Uluslararası pazarlara erişiminin kolaylaştırılması, ihracat yetkinliklerinin geliştirilerek dış pazarlara açılması, ithal ikame üretim yeteneklerinin geliştirilmesi, katma değerli üretime yönlendirilmesi; üretim, satış ve pazarlama kapasitelerinin yenilikçi yöntemlerle ve nitelikli şekilde artırılması, kaynak verimliliğin artırılması ve sürdürülebilir üretim tekniklerinin kullanımının yaygınlaştırılarak yeşil dönüşümünün sağlanması, Ar-Ge, yenilik, tasarım ve dijital dönüşüm süreçlerinin geliştirilmesi/iyileştirilmesi bölge ekonomisinde rekabet odaklı yapısal dönüşümün sağlanması açısından büyük önem arz etmektedir. Firmaların yüksek standartta danışmanlık hizmetlerine erişimini kolaylaştırmak amacıyla 2021 ve 2022 yıllarında Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı olarak imalat sanayiye yönelik Yönetim Danışmanlığı Teknik Destek Programını uygulamaya koyduk.”

HABER MERKEZİ




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —