Yoğun stres, uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açabilir. Yani anne baba olmak isteyen çiftler uzun vadede vücut ve beyin yoğun stres altındayken tüp bebek tedavisine karar verirlerse sonucun başarılı olamama ihtimali çok kötüdür. Hamile
Tüp bebek tedavisi sürecinde çiftlerin hem biyolojik hem de psikolojik olarak uyması gereken bazı kurallar vardır. Anne adayı hamilelik sürecinde bazı fiziksel sorunlarla karşılaşsa da yaşadığı psikolojik sorunlar süreci aksatabilmektedir. Bu nedenle stres ve kaygı normal gebeliği ve tüp bebek sürecini olumsuz etkiler. Ayrıca tedavinin başarısını da etkileyebilirler. Uzmanlar, kısırlıkla mücadele eden kadınların, kanser teşhisi konan kadınlarla aynı düzeyde yüksek oranda kaygı ve depresyon belirtileri gösterdiği için uzmanlar söylüyor. çiftlerin tüp bebek tedavi sürecinde daha dikkatli olmaları ve hatta tedavi öncesi psikolojik destek almaları gerektiğini, kişiyi kararlarını veya hedeflerini gerçekleştirmeye ve anneliğe girmeye zorlarken stresi sistematik olarak yönetmeleri gerektiğini belirtiyor.
STRESİ YÖNETEBİLMENİN EN ÖNEMLİ YOLU:
Stres belirli bir biyolojik tepkiyi tetikler ve yoğun olduğunda vücuttaki bazı hormonlarda dalgalanmalara neden olur. Aynı zamanda düzensiz beslenmeye bağlı olarak fazla kilolu olmak da kadınlarda adet düzensizliklerine ve yumurtlama sorunlarına neden olur. Bu kadar ciddi bir durumda olmayan kadın yoktur.
Erkek kısırlığı ile stres arasında da bir bağlantı vardır. Erkeklerde uzun süreli stres, testosteron üzerinde güçlü bir olumsuz etkiye sahip olan kortizol seviyelerini artırır. Çiftlerin bu ortak mücadelede birbirlerini anlamaları gerekiyor. Ayrıca ruhu onarmak için uzman tavsiyesi ile yapılan egzersizler ve aktiviteler de stresi atmaya yardımcı olan seçeneklerden bazıları.
Tüp bebek tedavisi çoğu çift için yüksek başarı oranına sahip olsa da bazen hayal kırıklığına yol açabilir. Bu durumda stresi kontrol altına almak için her adımda sakin kalmak gerekir. Başlıca etkenler arasındadırlar.
Tedaviye başlayan çiftler aynı zamanda başarısızlık korkusuyla da uğraşmak zorundadır. Başarısızlık olasılığına ve psikolojik sıkıntıya odaklanmak yerine, ebeveynlik mücadelesi hayali aileye doğru atılan bir başka adım olabilir. Çiftlerin birbirlerine gösterdiği anlayışın yanı sıra ailelere ve yakınlarına da büyük sorumluluklar düşüyor.
Aile tarafından çiftlere yapılan çocuk baskısı ne yazık ki toplumsal sorun olma seviyesine ulaştı. Oysaki aile büyüklerine bu süreçte çocuklarına destek olmak ve süreci anlayış ve sabırla beklemeleri yönünde en önemli görevler düşmektedir.