meritking giriş kingroyaldeneme bonusu deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu Deneme bonusu Deneme bonusu Deneme bonusu Deneme bonusu casino siteleri hoşgeldin bonusu veren siteler portbet vbet portbet vbet babilbet babilbet Deneme bonusu deneme bonusu veren siteler slot siteleri deneme bonusu veren siteler 30 tl bonus veren siteler/ deneme bonusu veren siteler bahis siteleri bonus veren siteler

Türk sinemasında kadın oyuncuların gelişim ve değişimi

Türk sinemasında kadın oyuncuların gelişim ve değişimi

GÜNCEL 14.01.2024 12:14:50 0
Türk sinemasında kadın oyuncuların gelişim ve değişimi

Türk sineması bu coğrafyadan beslenen oyuncular sayesinde öne çıkıyor

İSTANBUL (İGFA) - Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Doç. Dr. Esennur Sirer, Türk sinemasında kadın oyuncuların yıllar içindeki gelişim ve değişimini değerlendirdi.

Kültürel değişim yaşanırken ya da kültüre dair yeni bir yaklaşım benimsenirken iletişim araçlarının her zaman süreci yöneten önemli bir noktada konumlandığını kaydeden Doç. Dr. Esennur Sirer, “20. Yüzyılın başından itibaren görsel ve işitsel hikâye anlatıcısı olarak hayata dâhil olan sinema, kültür aktarımının önemli bir aracı olarak görev almıştır. Bir iletişim aracı olan sinema ile şekillenen toplumsal yapı ve bu yapıyı oluşturan bireyler toplumsal yapının düzenlenmesine de aracılık etmiştir. Toplumsal cinsiyet rollerinin belirlenmesi açısından sinema işlevsel bir öneme sahip olmuştur.” dedi.

Yıllar içerisinde kadın ve erkeğin değişen konumlarının sinemaya da yansıdığını anlatan Doç. Dr. Esennur Sirer, “Ülkemizde 1923 yılına kadar çekilen filmlerde kadın karakterleri gayrimüslim oyuncular tarafından canlandırılmıştır. Cumhuriyet Döneminde Türk kadın oyuncular görülmeye başlasa da ön planda bir kadın karaktere rastlanmıyor. 1940 ve 50’li yıllar II. Dünya Savaşı’nın etkileri nedeniyle dünya genelinde sinemanın az ürün verdiği bir dönem olarak nitelendiriliyor” şeklinde konuştu.

1960’LI YILLAR SİNEMASINDA DEĞİŞEN TOPLUMSAL YAPI BEYAZPERDEYE YANSIDI
 
1960’lı yıllarda sanayileşme nedeniyle değişen toplumsal yapının sinema filmlerine de yansıdığını kaydeden Doç. Dr. Esennur Sirer, “Kentlerde oluşan ve azınlığı temsil eden zengin burjuva sınıfı ile köyden kente göç eden ve gecekondularda yaşayan işçi sınıfının konu edildiği filmler çekilmiştir. Bu filmlerde kadınlar zengin burjuvanın hanımı ya da namuslu fabrika işçisi konumundadır. Filmlerde kötü yola düşürülen kadınları da erkek kahraman kurtararak tüm övgüyü almaktadır. Böylece geleneksel aile yapısı içerisinde kadın evinde anne ve iyi eş olarak yer alırken erkek ailenin koruyucusu ve çalışan birey olarak temsil edilmektedir.” dedi.

1970’li yıllarda bozulan ekonomi ve televizyonun evlere girmesinin sonucunda sinema filmlerine sadece eğitim düzeyi düşük alt gelir gruplarının gittiğini hatırlatan Doç. Dr. Esennur Sirer, “Bu filmlerde kadın sadece cinselliği ile ön planda. 1980’li yıllar videonun etkisiyle film üretiminin arttığı bir dönemi temsil ediyor. Bu dönemde kadın sorunlarının işlendiği ve kültürel yapı içerisinde farklı kadın temsillerinin yer aldığı filmler de yapıldı. Nostalji rüzgarlarının estiği 1990’lı yılların sinemasında hakkını arayan kadın tekrar sessizliğe bürünerek şarkıcı ve manken gibi karakterlerin temsilinde varlığını sürdürdü.” dedi.

SÖZDEN ÇOK OYUNCULUĞUN ÖNE ÇIKTIĞI FİLMLER…
 
Doç. Dr. Esennur Sirer, eril anlatının hâkim olduğu sinema filmlerinin içeriklerinde kadının varoluşunu sessizliğiyle temsil ettiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

“Bu temsiliyeti en anlamlı işleyen yönetmenlerden birisi Nuri Bilge Ceylan’dır. Filmlerini doğal mekânlarda çeken Ceylan karakterlerini de olabildiğince doğal bir anlayışla stilize etmiştir. Filmlerindeki yıldız kadın oyuncular gündelik hayat temsilleri içerisinde sivrilmemişlerdir. Sözden çok oyunculuğun öne çıktığı filmlerde yakın plan ve mimikler ile anlatı güçlendiriliyor. Bu nedenle Ceylan’ın filmlerindeki kadın oyuncuların mimiklerinden güç alarak doğal anlatım yapabilen oyuncular olduğu görülüyor.”

Günümüzde teknolojinin ulaşılabilir olmasının film anlatısının oluşturulmasında teknik beceriyi öne çıkan bir özellik olmaktan ayırdığını da kaydeden Doç. Dr. Esennur Sirer, “Kişisel anlatım üslubunun yanı sıra auteur’lüğü temsil eden yönetmenin felsefesini yansıttığı filmin iç anlamıdır. Cannes’da düzenlenen film festivalinde en iyi kadın oyuncu ödülünü alan Merve Dizdar da doğal oyunculuğu, mimikleriyle ve bakışlarıyla konuşmasıyla ön plana çıkan oyuncularımızdan. Türk Sineması son dönemde var olan auteur yönetmenler ve bu coğrafyadan beslenen oyuncular sayesinde öne çıkıyor.” şeklinde sözlerini tamamladı


Haber Kaynak

İGFA

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

6.8° / 4.6°

Saadet'e yeni kan... Yeni Genel Başkan Mahmut Arıkan oldu

Karamollaoğlu veda etti

Sakarya yeniden geleceğe inşa edilecek

Ali Babacan'dan 'tasarruf' göndermesi

Prof. Dr. Özdağ: Aynı desteği İmamoğlu'na da vereceğiz

Tutuklanan Mahruki'ye BTP'den mesaj ve ziyaretli destek

Edirne Keşan'da SP, Filistin bayrağı astı!

DEVA Partili Ekmen: Mersin'den Avrupa'ya doğrudan uçalım!

Feti Yıldız: MHP derviş gönüllülerin yeridir

Faruk Kılıç'tan 'Irak'la ticaret' mesajı

DEVA Partisi'nden Tarımsal Girdi Maliyetlerine Tepki: "Çiftçiyi Kaderine Terk Ettiler"

İYİ Parti ve DEVA Partisi, Şehir ve Ülke Gelişimi İçin Fikir Alışverişinde Bulundu

CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz’den Teğmenlere Destek: “Atatürk’e Bağlılık Onur Kaynağıdır”

Özel: O vekil meclisten çıkmalı! Özel'den sanatçılara Esenyurt çağrısı

Bahçeli: Bu sözüm alayına kapak olacak

Efkan Ala: Eser siyaseti ile yola devam ediyoruz

Edirne Keşan'da AK Gençlik'te Vural güven tazeledi

DEVA Partili Karal, Kuraklık Riskini Bakan Yumaklı’ya Sordu

Bilecik Pazaryeri'nde Kanat güven tazeledi

Gökhan Yıldız, AK Parti Güneysu İlçe Başkanı Seçildi