Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) verilerinden yapılan derlemeye göre, dünya bal üretiminde Çin'den sonra ikinci, ihracatında ise 12. sırada yer alan Türkiye, ocak-eylül döneminde 7 bin 137 ton bal ihraç etti.
Söz konusu dış satımdan 23 milyon 393 bin 402 dolar kazanç sağlandı. 52 ülkeye yapılan ülke ihracatında 9 milyon 925 bin 259 dolarla ABD ilk sırada yer aldı.
Yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı döneminden farklı Hırvatistan, Çin Halk Cumhuriyeti, Arnavutluk, İzlanda, İsveç, Suriye, Özbekistan ve Kamerun'a da bal satıldı.
Türkiye'nin bal ihracatının 2 milyon 339 bin 571 dolarlık bölümü ise Doğu Karadeniz'de faaliyet gösteren firmalarca gerçekleştirildi.
“YIL SONUNU 35 MİLYON DOLAR CİVARINDA İHRACAT POTANSİYELİYLE KAPATMAYI BEKLİYORUZ”
DKİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, 2023'ün ilkbahar ve yaz sezonunun çok kurak geçmesinin bal verimini olumsuz etkilediğini söyledi.
Bu nedenle bal rekoltesinin düşük kaldığını belirten Gürdoğan, rekoltenin düşük kalmasına bağlı ihracatın bekledikleri düzeyde seyretmediğini ifade etti.
Gürdoğan, yıl sonunu 35 milyon dolar civarında ihracat potansiyeliyle kapatmayı beklediklerini kaydederek, "Aslında dış ticaret rakamlarına yansımayan, ülkemize gelen turistlerin dönüşlerinde satın alıp yanlarında götürdükleri balın da ihracatımıza olumlu katkısı bulunuyor. Bu sayede Türk balının tanınırlığı da artmış oluyor." dedi.
“TÜRK BALINI MARKA HALİNE GETİRECEK ÇALIŞMALARIN İVEDİLİKLE YAPILMASI GEREKİYOR”
Turizm potansiyelinin önümüzdeki günlerde bal ihracatını artıracağını vurgulayan Gürdoğan, markalı, kaliteli ve ambalajlı ürün üretiminin de ihracatta önemli olduğunu belirtti.
Gürdoğan, Türk balını uluslararası piyasalarda itibarlı, marka haline getirecek çalışmaların ivedilikle yapılması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Marka sayımızı artırmadan, etkin denetim yapmadan maalesef ihracatımızda özlenen rakamlara ulaşmamız çok zor. Yıllarca verilen emekle kazanılan pazarlar, denetim yetersizliği nedeniyle bir firmanın hata yapmasıyla kaybedilmektedir. Bunun yanında balın sadece mutfaklarda tüketilen bir yiyecek değil, sağlık ve takviye gıda yönlerinin de ön plana çıkacağı tanıtım çalışmalarıyla ihracatını daha da artırabiliriz.”
