Deriye rengini kazandırmaktan sorumlu olan melonisit isimli hücrelerin hasar görmesi yüzünden ortaya çıkan bu rahatsızlık; otoimmün bir rahatsızlık olarak ön plana çıkıyor. Yani ciltte bazen düz bazen de yama şeklinde beyaz lekelerle seyreden bu deri sorununa bağışıklık sisteminin kendini savunmak adına yanlışlıkla pigment hücrelerine hücum etmesi yol açıyor.
Bazen vücudumuzun belirli bir bölgesinde toplanan beyaz lekeler, bazen de vücudumuzun büyük bir bölümünü işgal ederek, neredeyse yarısını kaplayabiliyor.
Bu yazımızda kısaca vitiligo nedir? Vitiligo neden olur? sorularını yanıtlamak, bu hastalığa dair merak ettiğiniz soruları cevaplandırmak istiyoruz.
İşte, kişide özgüven kaybını ve depresyonu beraberinde getiren bu deri sorununa dair bilmeniz gereken detaylar:
Tıp dünyasında kesin nedeni henüz tespit edilmemiş olan bu rahatsızlığa bağışıklık sisteminin kendi sağlıklı hücrelerine saldırması neden oluyor.
Yani beyaz kan hücreleri; melonisitlere saldırarak, melonisitleri yok ediyor.
Sonuç olarak da kişide pigmentasyon kaybı görülüyor. El, ayak, yüz ve kollar; yamaların en çok görüldüğü yerler olarak kabul ediliyor. Bununla birlikte bu yamalar; zamanla ilerleyerek, daha geniş alanlara yayılabiliyor.
Tıpkı diğer otoimmun rahatsızlıklar gibi kesin tedavisi mümkün olmayan bu hastalık; bazı tedavi yöntemleri ile kontrol altında tutulabiliyor. Yani tedavi ile semptomları hafifletmek, hastalığın ilerlemesini önlemek ve hastalığı geriletmek hedefleniyor.
Ancak hastalığın tedaviden sonra nüksetme yani tekrarlama olasılığı da bulunuyor.
Yaygın belirtileri, el, ayak, kol ve yüzdeki beyaz renkli yamalar ve plaklar olan bu rahatsızlıkta yamalar; koltukaltı, kasık, ağız, göz, burun delikleri, göbek, üreme organları hatta rektal alanlarda bile görülebiliyor.
Bazen de ağız içindeki cilt bile kendi rengini kaybedebiliyor. Kaş, kirpik, kafa derisi gibi tüylü alanlarda tüy kaybı ve bu alanların grileşerek, rengini kaybetmesi; diğer vitiligo belirtileri arasında yer alıyor.
Tüm bu belirtiler; hastada özgüven kaybı, depresyon, anksiyete, panik atak ile sonuçlanabileceği gibi bazen de ruhsal sağlık sorunları doğrultusunda kişide vitiligo baş gösterebiliyor.
Herhangi bir ırk, etnik köken fark etmeksizin kadınlarda ve erkeklerde eşit oranda görülebilen bu rahatsızlık; genetik geçişli bir sorun olarak kabul ediliyor.
20’li yaşlarla birlikte belirginleşen beyaz yamalar; genetik olarak, anne ve babadan yani üst soydan kişiye geçiyor.
Yani hastaların %30 gibi büyük bir çoğunluğunun ailesinde başka bir vitiligo hastasına kolaylıkla rastlanıyor.
Toplumun %1 gibi azınlık bir kısmında görülen rahatsızlık; bulaşıcı olmadığından hastadan başka bir hastaya hiçbir şekilde temas ya da başka bir yolla bulaşmıyor.
Aynı zamanda hastanın hayatını da tehdit etmiyor. Yani hastanın genel sağlığı açısından herhangi bir tehlike arz etmiyor. Lakin kişide ciddi özgüven kaybının getirdiği depresyon ve anksiyeteyi tetikleyebiliyor.
Kişi, kendini diğer insanlardan dışlanmış, çirkin ve farklı hissedebiliyor. Bu yüzden hastalığın psikolojik boyutunu mutlaka dikkate almak ve vakit kaybetmeksizin bir uzmana görünmek gerekiyor.
Deride beyaz yama ve plaklarla belirgin hastalık, doktor tarafından fiziksel muayane aşamasında kolaylıkla tespit edilebiliyor. Bazen de doktorlar, kesin sonuç için deri biyopsisi almayı da tercih edebiliyor.
Kimi zaman doktorunuz; kan testi yaptırmanızı sizden talep ediyor. Vitiligo hastalarında genellikle B12 eksikliği görüldüğünden, B12 vitamin takviyesi kullanmanız da gerekli olabiliyor.
Teşhisi takiben başlayan vitiligo tedavisinde hastanın cildine tekrar eski rengini kazandırmak amaçlanıyor.
Bu amaçla doktorlar; genellikle topikal olarak deriye sürülen birtakım deri kremleri, merhemleri reçete ediyorlar.
Hastanın bu ilaçları düzenli olarak hastalıklı deriye uygulaması gerekiyor.
İlaç ve kremle tedavinin yeterli olmadığı durumlarda Ultraviyole ışık tedavisi gibi başka yöntemlerden de yararlanılabiliyor. Ya da dövme ile ciltteki beyaz yamalar renklendirilebiliyor.
Bütün bu yöntemlerden hiçbirinden sonuç alınamaması üzerine ameliyat zorunlu olabiliyor.
Vitiligo tedavisinde yararlanılan yöntemleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
Hastalığın merhemle tedavisinde genellikle etkin maddesi tacrolimus olan merhemlerden yararlanılıyor. Özellikle yamaların sınırlı bir alanda ve küçük lekeler şeklinde olduğu vakalarda merhemle tedaviden sonuç alınabiliyor.
Streoidler sınıfındaki topikal kremlerin en az 3 aylık kullanımı ile gözle görülür bir sonuç elde edilebiliyor.
İlaçla tedaviye bazen de ağızdan alınan ilaçlarla tedavi de eşlik edebiliyor.
Mutlaka doktor tedavisinden sonrası kullanılması gereken bu krem ve merhemler bilinçsiz kullanıldığında ciddi sorunlara neden olabilir. Vitiligo tedavisinde kullanılan kremlerin bazılar ise dermovate merhem, elidel kremdir.
Topikal tedavinin yanıt vermediği hastalarda ışık tedavisine başvurulabiliyor. İlaç tedavisiyle eş zamanlı yürütülen ışık tedavisinden genelde olumlu yanıt alınıyor. Lakin bazen ışık tedavisi bile semptomları tamamen ortadan kaldıramıyor.
Pigmentasyon tedavisinin tam tersini ifade eden bu tedavide cildinizin geri kalan kısmı da renksizleştiriliyor. Böylelikle cildinizde renk uyumu elde edilmiş oluyor.
Şiddetli durumlarda yani beyaz leke, yama ve plakların vücudun neredeyse yarısını kaplar hale geldiği vakalarda hastalar bu yöntemden yararlanmak isteyebiliyor.
Ameliyatla tedavide ciltten çekilen sağlıklı deriler, hastalıklı deriye yerleştiriliyor. Ancak bu yöntemin son derece maliyetli olması ve deride yara izi oluşumuna yol açması; pek de tercih edilmemesine neden oluyor.
Yukarıdaki bilimsel tedavi seçeneklerine alternatif olarak, bitkisel tedavi yöntemlerinden de yararlanabilirsiniz.
Evinizde bulunan şifalı bitkiler ile kendi kreminizi kendiniz hazırlayabilirsiniz. Lakin bu yöntemleri doktorunuza danışmadan hiçbir şekilde denememenizi öneriyoruz.
Aksi halde birtakım yan etkilere maruz kalabilirsiniz.
Tedavi esnasında kullanabileceğiniz en etkili kürleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
Profesör doktor İbrahim Saraçoğlu’nun bu kür tarifi; deride pigmentasyon oluşumunu uyarıyor.
Malzemeler:
Hazırlanışı:
Cilt hücrelerini yenileyici etki gösteren limonlu su ve fesleğen; böylelikle deride yeni ve sağlıklı hücre oluşumunu destekliyor. Cilde düzenli olarak uygulandığında eski rengini geri armağan ediyor.
Malzemeler:
Hazırlanışı:
Zencefil ile Vitiligo Tedavisi:
Anti-inflamatuar etki gösteren zencefil; deriye uygulandığında ise kan dolaşımını hızlandırarak, melonisit üretimini teşvik ediyor.
Malzemeler:
Hazırlanışı:
UYARI:Güneşin zararlı UV ışınları deride renk kaybını hızlandıran en önemli etmenler arasında yer alıyor. Bu yüzden şayet vitiligo hastasıysanız ve tedavi görüyorsanız; dışarı çıkmadan önce mutlaka SPF oranı yüksek güneş kreminizi kullanmayı asla ihmal etmemelisiniz.
Vitiligo nasıl geçer sorusuna cevap verdikten sonra sizlere vitilogoya karşı yapılması gereknen bazı bilgiler vermek istiyorum.
2 yemek kaşığı kırmızı kili az miktarda zencefil özü ile beraber iyice karıştırın. Karım macun kıvamına geldikten sonra sorunlu bölgeye sürün ve 15 dakika kadar bekleyin.
Vitiligo Hakkında Tüm Sorular
Vitiligo anneden bebeğe geçer mi
Vitiliga anneden bebeğe geçtiği hakkında çok sık soru sorulmaktadır. Anne yada babada genetik olarak bu hastalık varsa çocuklarında görülme olasılığı çok yüksektir. Vitiligo genetik midir sorusuna cevap vermek gerekirse genetik bir hastalıktır.
Vitiligo askerliğe engel mi
Vitiligonun cilt yoğunluğuna bağlı olarak askeri hastanede yapılacak testler sonucunda belirlenir.
Vitiligo bulaşıcı bir hastalık mı
Vitiligo kesinlikle bulaşıcı bir hastalık değildir. Kesinlikle vücudun başka bir yerine yada başka bir kişiye bulaşmaz. Mikrobik bir hastalık olmadığından el sıkmak yada başka birini öpmekle bulaşmaz.
Vitiligo hastası olan ünlüler
Bu hastalık ile barışık pek çok ünlü kişi ve manken bulunmaktadır. İnternet üzerinde arama yaptığınızda vitiligo hastası olan pek çok ünlü kişiye rastlamanız mümkün.
Bu yazımda kısaca vitiligo nedir? Vitiligo belirtileri nelerdir? Vitiligo nasıl tedavi edilir? vb. bu hastalığa dair en merak edilen soruları yanıtlayarak, sizleri bilgilendirmeye çalıştık.
Her daim sağlıkla kalmanız dileğimizle…