Yürüyen Ceset Sendromu veya Cotard Sendromu olarak bilinen bu psikolojik durum ilk kez 1882 yılında Dr. Jules Cotard tarafından tanımlanan ve nadir görülen bir durumdur. Cotard Sendromu; kişinin organlarını, kanını veya vücut parçalarını kaybettiğini veya ölü olduğuna inanmasıyla ortaya çıkar.

Uluslararası Tıp Kütüphanesi'nde (National Library of Medicine) yer alan bir vakaya göre; ismi verilmeyen (sadece Bayan L olarak geçiyor) bir kadın öldüğünü, çürümüş et gibi koktuğunu ve morga götürülmesi gerektiğine inandığı için psikiyatri servisine kaldırıldı.

Hasta, tedavi sürecinden önce de antidepresan kullanıyordu ancak ne isimlerini ne de dozunu hatırlayamadığını bildirdi. Ayrıca tüm süreç boyunca izolasyondaydı, günün çoğunu yatakta geçiriyor ve kişisel temizliğini ve bakımını ihmal ediyordu.

Bayan L, aile desteği ve düzenli ilaç tedavisiyle bir ay içerisinde semptomlarda iyileşme gösterdi. Taburcu olduğunda paranoyak sanrıları ve halüsinasyonları reddetti; geleceği hakkında umutlu olduğunu ve psikiyatrik olarak takip edilmek istediğini belirtti.

Başka bir vaka ise BBC kayıtlarından. 2017 yılında, 36 yaşında bir asker olan Warren McKinlay, ciddi bir motosiklet kazası geçirdi.

Warren askeri eğitiminin ardından evine gittiği sırada satte 100 kilometre hızla bir ağaca çarptı. Afganistan'a göreve gitmek üzere olan Warren'ın kalçası ve beli kırıldı, beyni hasar gördü.

Kazanın ardından kendisini ölmüş varsaydığı için yemek yemeyi kesti ve terapistlerin tüm yardım girişimlerini reddetti. Warren'ın söylediğine göre ölmüş birisi için tüm bu çabalar anlamsızdı.

Warren, kaza anına dair hiçbir şey hatırlamadığını söylüyor; ne acıyı ne de kemiklerinin kırılmasını. Bellek kaybının, kazada öldüğüne ikna olmasına neden olduğunu ifade ediyor.

Warren başka bir Cotard hastasıyla tanışmasının iyileşmesine katkı sağladığını, evine ve ailesine döndükten sonra daha iyi hissetmeye başladığını söylüyor. "Gayet yersiz. Şimdi düşününce gülüyorum" diyor.

Peki, Yürüyen Ceset Sendromu neden oluyor? Bu dünyada nadir görülen bir hastalık bu yüzden bilgiler fazlasıyla kısıtlı. Ancak şu ana kadar elde edilen bilgilerden bu sendromun multiple skleroz (MS), Parkinson hastalığı, tifo, migren, kalp nakil komplikasyonları ile bağlantılı olabildiği biliniyor.

Hong Kong'da Çin Üniversitesi psikiyatri profesörü Helen Chiu "Biyolojik nedenlerin dışında psikolojik ya da sosyal faktörler de etkili olabiliyor. Hastanın yaşadığı psikaytrik sorun sendrom öncesindeki kişiliği, aile, sosyal ve mali koşulları ve hayatındaki olaylar da sanrıların içeriğini şekillendiriyor" dedi.

Bu sanrılar haftalarca hatta yıllarca sürebilir. Sendrom daha çok yaşlı insanlarda görülse de ergenlik çağındaki gençler ve çocuklarda da ortaya çıkabiliyor.

Cotard sendromunun tek bir nedeni yok. Çok nadir görülen bir hastalık olduğu için bilimsel literatür bireysel vaka çalışmalarına dayanıyor.