Çaykur’un kontenjan uygulamaları, özel sektörün düşük fiyat politikaları ve alım yerlerindeki personel eksikliği nedeniyle üreticinin büyük zarara uğradığını belirten Kandiş, "İkinci sürgün de aynı sorunlarla gölgelenmek üzere" diyerek yetkilileri uyardı.
“Çaykur, Üreticiyi Özel Sektörün Kucağına İtti”
Kandiş açıklamasında, Çaykur’un uyguladığı kontenjan ve günlük kota sınırlamaları nedeniyle üreticilerin çaresiz kaldığını ve özel sektörün insafına terk edildiğini vurguladı. Devletin belirlediği 25,44 TL'lik yaş çay fiyatına rağmen bazı özel firmaların 17–18 TL gibi fahiş derecede düşük fiyatlarla alım yaptığını ifade eden Kandiş, "Üretici ya zararına sattı ya da çayını bekletip kalitesinden oldu" dedi.
“Eksik Personel Kaliteyi ve Kurumu Zarara Uğrattı”
Birinci sürgünde yaşanan bir diğer önemli sorunun Çaykur’un alım yerlerindeki personel eksikliği olduğuna dikkat çeken Kandiş, karıştırıcı (çafıcı) personel eksikliği nedeniyle üreticilerin çayını kendisinin karıştırmak zorunda kaldığını ve saatlerce beklediğini belirtti. Bu durumun çayın kalitesini düşürdüğünü, ürünlerde yanma riski oluşturduğunu ve doğrudan Çaykur’a maliyet olarak yansıdığını söyledi.
Kandiş bu konuda da çözüm önerisi sundu:
“Tüm çay alım yerlerinde eksperin yanında bir karıştırıcı personel görevlendirilmelidir.”
“Rize’de işsiz binlerce genç bu görev için hazırdır.”
“Yaş Çay Fiyatı Artmalı, Denetimler Güçlenmeli”
Geçtiğimiz haftalarda Çaykur’un kuru çay fiyatlarına yaptığı %15’in üzerindeki zamma da değinen Kandiş, bu artışın yaş çay fiyatına yansıtılmadığını ve sadece aracılar ile raflara yaradığını belirtti. Bu durumun kabul edilemez olduğunu ifade eden Zafer Partili isim, devlete ve kurumlara şu çağrıyı yaptı:
25 TL’nin altındaki yaş çay alımları suç sayılmalıdır.
Özel sektörün fırsatçılığına karşı denetimler artırılmalıdır.
Çaykur, kontenjan uygulamalarını üretici lehine ve şeffaf şekilde yürütmelidir.
Çay alım noktalarında personel eksikliğine son verilmeli, üreticiye angarya yüklenmemelidir.
“Bu Ezberi Bozmaya Geldik”
Zafer Partisi olarak çay üreticisinin alın terini savunmaya kararlı olduklarını vurgulayan Alihan Kandiş, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Çaykur’un zam politikaları, özel sektörün sinsice fiyat düşürme girişimleri ve üreticiyi yalnız bırakma taktikleri artık ezberimizdir. Bu ezberi bozmak için buradayız! Üreticimizin hakkını korumak boynumuzun borcudur. Rize’nin sesi duyulana kadar susmayacağız. İkinci sürgün, yeni bir mağduriyet değil; üreticinin hakkını aldığı bir dönem olmalıdır.”
Kandiş’in bu çıkışı, ikinci sürgün dönemi öncesinde bölgedeki üreticilerden büyük destek bulurken, Çaykur’un nasıl bir adım atacağı merakla bekleniyor.