Özellikle büyükşehirlerde yaşayanlar hava kirliliğinden fazlasıyla etkileniyor. Bu durum genel sağlık üzerinde hem uzun hem kısa vadeli bazı sonuçlara yol açıyor.
Hava kirliliği cilt dahil genel sağlık üzerinde oldukça zararlı etkilere yol açıyor. Yapılan araştırmalar kalbin de bu durumdan olumsuz etkilendiğini ortaya koyuyor.
Kalbin risk altında olmasının sebebi akciğerlerin ve kan dolaşımının derinliklerine kadar gidebilecek kadar küçük olabilen kirleticileri solumak. Bu durum kalbe giden kan akışını etkileyerek kalbin daha hızlı çalışmasına neden oluyor.
Columbia Üniversitesi'nden bilim adamları, kirli havanın maruz kaldıktan bir saat sonra bile kalp krizlerine neden olabileceğini buldu. Geçmişte yapılan birçok çalışma, hava kirliliği nedeniyle kalbe yönelik riskleri zaten vurgulamıştı.
Araştırmacılar son çalışmada, kardiyovasküler riskin hangi noktada başladığını netleştirmek istedi. İlk olarak 2000'den 2015'e kadar 15 yıl boyunca dokuz ABD şehrinde çoğunlukla arabalardan yayılan nitrojen dioksit seviyelerini izlediler. Daha sonra bu verileri kalp krizleri için hastaneye kabul oranlarıyla karşılaştırıp olası ilişkiyi gözlemlediler.
Neticede kirletici konsantrasyonları arttıkça, Azot dioksit seviyelerinin artmasından sadece 60 dakika sonra kalp krizi riski de arttı. Kalp krizi riski, maruziyetin ilk saatinde yüzde 0,21 arttığında en yüksek seviyedeydi. Ancak her 10 ppb'lik artış, kalp krizi riskini yüzde 0,2 artırdı.
Bununla birlikte Azot dioksit seviyeleri mevcut ABD ulusal standardı olan 100 ppb'nin altına düştüğünde de kalp krizi riski arttı.
BM ajansına göre, kötü hava kalitesi her yıl 7 milyon ölüme neden oluyor ve hayattan milyonlarca sağlıklı yılı alıyor.
