Site ve apartman yönetimlerinin, kat malikleri ile yaşadıkları sorunlarda hangi haklara sahip olduğu sıkça gündeme geliyor. Özellikle bazı durumlarda çevresine rahatsızlık verdiği iddia edilen ev sahiplerinin evden çıkarılıp çıkarılamayacağı konusu merak ediliyor. Ancak Türk Medeni Kanunu ve Kat Mülkiyeti Kanunu çerçevesinde bu sorunun cevabı oldukça net: Site yönetiminin ev sahibini doğrudan evden çıkarma yetkisi bulunmuyor.
Her bireyin mülkiyet hakkı Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Dolayısıyla, ev sahibi bir kişinin yaşam alanından çıkarılması ancak yargı yoluyla ve kesin delillere dayanılarak gerçekleştirilebilir. Site yönetimleri veya apartman yöneticileri, rahatsız edici davranışlar sergilendiği iddiasıyla tek başına tahliye kararı veremez.
Ancak bazı özel durumlar bu çerçevenin dışına çıkabilir. Eğer bir ev sahibi:
Ortak yaşam alanlarını sürekli ve bilinçli olarak ihlal ediyorsa,
Komşulara hakaret, tehdit veya fiziki müdahalede bulunuyorsa,
Sürekli gürültü çıkararak yaşam konforunu ihlal ediyorsa,
Ortak alanları işgal ederek kişisel çıkarına kullanıyorsa,
bu durumda site yönetimi ya da diğer kat maliklerinden biri mahkemeye başvurarak tahliye davası açabilir. Burada önemli olan husus, iddiaların somut delillerle desteklenmesi gerektiğidir. Ses kayıtları, güvenlik kamerası görüntüleri, komşuların yazılı şikayet dilekçeleri gibi belgeler mahkeme sürecinde belirleyici rol oynar.
Şikayetçi kat maliki veya yönetim, sulh hukuk mahkemesine tahliye talepli dava açar.
Dava dilekçesinde iddialar açıkça belirtilmeli ve varsa deliller eklenmelidir.
Mahkeme, şikayetleri değerlendirdikten sonra gerekli görürse ev sahibine belirli süre verir.
Süre sonunda sorun devam ediyorsa tahliye kararı çıkabilir.
Ancak unutulmamalıdır ki sıradan tartışmalar, komşuluk ilişkilerindeki kişisel uyuşmazlıklar veya belgeye dayanmayan şikayetler tek başına ev sahibinin tahliyesine gerekçe olamaz.