ABD'de 6 Ocak 2021'de yapılan ve Amerikan demokrasisinin gidişatına dair tartışmaların odak noktası haline gelen Kongre baskını, 5 Kasım'da düzenlenecek 60. başkanlık seçimlerinin de ana tartışma konularının başında geliyor.
Amerikan halkı, 6 Ocak Kongre baskınının 3. yıl dönümünde yaklaşan başkanlık seçimlerini ve Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasındaki artan gerilimi tartışıyor.
Kongre baskınını "Amerikan demokrasisine vurulmuş en büyük darbe" olarak gören Demokratlar ile baskını tasvip etmese de olayın büyütülerek "(eski ABD Başkanı Donald) Trump'a karşı bir komploya dönüştürüldüğüne" inanan Cumhuriyetçiler arasındaki ayrışma, Amerikan toplumundaki genel bölünmenin daha da derinleştiğini gösteriyor.
Kongre baskınının ardından Demokratlar eliyle azil istemiyle suçlanan ancak Senatodaki oylamada aklanan Trump'ın arkasındaki güçlü Cumhuriyetçi seçmen desteği artarken, Demokratlar ise Trump'ın bir kez daha başkan olması ihtimalini "demokrasi için bir kabus" olarak görüyor.
Kongre baskınının 3. yıl dönümünde Amerikan halkı ekonomik sorunlar, güney sınırındaki göçmen krizi ve sosyo-ekonomik ayrışmaların yanı sıra Amerikan demokrasisinin gidişatına ilişkin endişelerini de gündemde tutuyor.
Seçim yılına giren ABD'de 6 Ocak baskınının en somut siyasal yansıması, eski Başkan Donald Trump'ın Colorado ve Maine eyaletlerindeki başkanlık ön seçimlerine katılamayacağına ilişkin eyalet kararları oldu.
Önce, Colorado Yüksek Mahkemesi, 20 Aralık 2023'te, Trump'ın 6 Ocak Kongre baskınında "başkaldırı ve isyan" suçunu işlediği gerekçesiyle bu eyaletteki başkanlık yarışına katılamayacağına hükmetti.
Ardından, Maine Eyalet Sekreteri Shenna Bellows da 28 Aralık 2023'teki açıklamasıyla Trump'ın 6 Ocak Kongre baskınındaki rolü nedeniyle Cumhuriyetçi Partinin bu eyalette düzenlenecek ön seçimlerine katılamayacağına karar verdi.
Kararlar doğrultusunda Trump'ın adı, 5 Mart 2024'te her iki eyalette yapılacak ve Cumhuriyetçi aday adaylarının yarışacağı ön seçimlerde oy pusulalarında yer alamayacak.
Ancak Trump her iki eyaletin kararını da beklendiği üzere ABD Yüksek Mahkemesine taşıdı ve bu konuda son sözü, ABD Yüksek Mahkemesi verecek.
Öte yandan 6 Ocak baskınının 3. yıl dönümünde Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasındaki keskin ayrışma güncel seçim anketlerine de yansımış durumda.
Washington Post gazetesi ile Maryland Üniversitesi ortaklığında gerçekleştirilen güncel bir anket, seçim yılında Amerikalı seçmenin 6 Ocak Kongre baskınına bakışına ilişkin önemli verileri ortaya çıkardı.
3 yıl önceki anketlerde baskından Trump'ı sorumlu tutanların oranı yüzde 60 iken güncel anket göre bu oran yüzde 53'e gerilemiş durumda. Aynı soruya cevap veren Cumhuriyetçiler arasında Trump'ı sorumlu tutanların oranı 3 yıl içinde yüzde 27'den yüzde 14'e gerileyerek yarı yarıya azaldı.
Ankete katılan Cumhuriyetçilerin büyük çoğunluğu, benzer sorulara verdikleri yanıtlarda, Trump'ın baskının sorumlusu olmadığını ve başta FBI olmak üzere bazı federal kurumların görevini iyi yapamadığına yönelik görüşlerini ifade etti.
Kongre baskınının barışçıl mı yoksa şiddet içeren bir eylem mi olduğuna ilişkin soruyu yanıtlayan Amerikalıların halen yarısı, eylemin şiddetli olduğuna inansa da bu oranın da gerilemesi dikkati çekti.
Cumhuriyetçiler arasında ise 2021'de yüzde 26 olan oranın bugün yüzde 18'e indiği ve Trump'a oy veren bu kitlenin büyük oranda Kongre baskınının şiddet içeren bir eylem olmadığını düşündüğü sonucu ortaya çıktı.
Buna karşılık baskından Trump'ın sorumlu olduğuna inanan Demokratların oranı ise yüzde 90'lara yakın çıkarken, aynı toplumsal kesimin Trump'ın başkanlık yarışına girmemesi gerektiğini düşündüğü de ankete yansıdı.
Tüm bu anketler, Cumhuriyetçi seçmen tabanının çok büyük bölümünün, 6 Ocak Kongre baskınında temel olarak Trump'ı sorumlu tutmadığını ve kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde yine Trump'a oy verebileceğini gösteriyor.
Eski Başkan Trump, 1 Ağustos 2023'te, Washington DC Bölge Mahkemesine sunulan 45 sayfalık iddianamede, 2020 başkanlık seçimlerine müdahale etmekle suçlanmıştı.
2020 başkanlık seçimi sonuçlarını kendi lehine değiştirme girişimine ilişkin yürütülen "6 Ocak Kongre baskını" soruşturmaları kapsamında hazırlanan iddianamede Trump'a 4 suçlama yöneltilmişti.
3 Ağustos'ta baskınla ilgili olarak ilk kez hakim karşısına çıkan eski başkan, parmak izi ve ifade vermiş ve hakkındaki suçlamaları reddetmişti.
ABD'de aşırı sağcı gruplar ve Trump destekçileri, 6 Ocak 2021'de, 3 Kasım 2020 seçiminin sonuçlarının onaylanması oturumunun yapıldığı Kongre binasını basmıştı.
Baskında 1'i polis 5 kişi hayatını kaybetmişti. Baskın nedeniyle halkı isyana teşvikten azil istemiyle yargılanan Trump, Şubat 2021'de Senatodaki oylamada aklanmıştı.
Temsilciler Meclisindeki Demokratlar, Cumhuriyetçilerin itirazına rağmen bir komite kurmuş ve olayı soruşturmaya başlamıştı.
Komite, Trump'ın "isyanı tetiklemek, isyana yardım etmek ve buna ortam hazırlamak", "resmi bir süreci engellemeye çalışmak", "ABD'nin düzenini bozmak için komplo kurma", "yanlış açıklama yapmak suretiyle komplo kurma" suçlarıyla Trump'ı suçlamıştı.
Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesince hazırlanan ve Trump'ın "isyana teşvik" ile suçlandığı azil maddesi, 14 Ocak 2021'de Temsilciler Meclisinde kabul edilmişti.
Başkanlık görevini 20 Ocak 2021'de Biden'a bırakan Trump, 13 Şubat 2021'de Senatoda yapılan oylamada hakkındaki suçlamadan aklanmıştı.