Regl döneminde ağır sporlar yapmanın bedeni zorladığı bilinen bir gerçek. Yapılan bazı çalışmalar, yoğun egzersizin regl süresini kısalttığı veya adet düzensizliğine sebep olduğunu gösteriyor. Peki adetliyken spora ara vermek mi gerekiyor? Adet döngüsünün hangi aşamalarında spor yapılabiliyor?
“Adetliyken spor yapılır mı?” sorusuna tüm menstrual döngüye yani adet döngüsüne bakarak yanıt vermek daha uygun bir yol. Spor ve egzersiz programını adet döngünüze göre belirlemeniz durumunda hem spordan uzak kalmamanız hem de PMS gibi adet öncesi gerginlikten uzaklaşmanız mümkün.
Öncelikle, adet döngüsünü bilmek gerekiyor. Bir adet döngüsü farklı fazlardan oluşuyor. Kadınlık hormonları, bir adet döngüsü boyunca farklı fazlarda farklı seviyelerde salgılanıyor. İlk faz olan foliküler faz, adet kanamasının başladığı günden başlayarak ovulasyona (yumurtlamaya) kadar devam ediyor. Luteal faz ise ovulasyondan başlayıp adet kanamasının başlayacağı güne kadar olan süreci kapsıyor.
Düzenli egzersizin birçok faydasının olduğu biliniyor. Bununla beraber, yoğun egzersizin oligomenore (gecikmeli adet görme), amenore (adet düzensizliği), anovulasyon (yumurtlamanın olmaması) gibi bir takım menstrual bozukluklarla ilişkili olabildiği de biliniyor. Bazı araştırmalar, bunu luteal ve foliküler fazda yükselen kortizol düzeyinin egzersizle olan ilişkisine bağlıyor.
Öte yandan östrojen, antioksidan özellik gösterip kas hasarını azaltıyor. Bu da egzersize bağlı kas hasarının kadınlarda erkeklerden daha düşük olmasına yardım ediyor. Ayrıca, egzersizin neden olduğu değişiklikleri en iyi yansıtan parametre olan kalp hızı değişkenliği menstrual fazlardan etkilenmiyor. Dolayısıyla menstrüal döngü, kadınların önünde tümüyle bir engel oluşturmuyor. Döngünüzle uyumlu olarak egzersiz yapmak istiyorsanız, menstrual döngünün ikinci haftasında, alışkın olduğunuz yoğun egzersizleri yapabilirsiniz. İşin sırrı, kendi döngünüzü takip etmenizden ve regl kanamasının özellikle ilk 3 gününü dinlenerek geçirmekten geçiyor.
Sporun adet kanamasına etkisi nedir?
Sporcu motivasyonu, performans, beslenme, kas onarımı gibi birçok faktör adet döngüsünden etkileniyor. Ancak tıbbın ve spor dünyasının halen büyük ölçüde erkek egemen olduğunu söylemek yanlış olmaz. Araştırmaların birçoğu erkek denekler üzerinde yapılırken sporcu performanslarındaki değişkenlerde erkek bedeninin baz alınması, kadınların adet döngülerinin hesaba katılmaması eleştiriliyor. Kadınların bireysel döngüleri araştırmaları daha detaylı ve maliyetli hale getiriyor. Bu, işin bilimsel metodoloji tartışmaları kapsamında…
Profesyonel sporcu kadınlar için yarışma programlarını takip etmek halen zorlayıcı görünüyor. Amatör olarak spor yapanlar içinse bazı bireysel antrenörler ve sporcu koçları Adet döngüsünün etkilerini göz önüne alarak çalışmaya başladı bile.
The Guardian Gazetesi’nin haberine göre, spor salonu işleten Evgenia Koroleva, her bireyin kendi döngüsüne göre hazırlanan egzersiz programları sunuyor. Koroleva, yaygın uygulanan yağ kaybı, beslenme ve egzersiz programlarının, ay boyunca hormonal iniş-çıkış yaşamayan erkeklere göre tasarlandığını söylüyor. Oluşturduğu kişiye özel egzersiz programlarında bedenin yaşadığı değişimlere uyum sağlamanın yanı sıra bu değişimlerden faydalanmayı da öngörüyor. Menstrual döngüye göre hazırlanan kişisel wellness programları şunu söylüyor; “Döngünüz size ayakbağı olmadığı gibi, asıl gücünüz döngünüzde saklıdır.”
Koroleva ‘nın söylediğine göre, beden ile çalışırken ona karşı savaşmadığımızda, sıkı bir antrenman programına bağlı kalmak daha kolay hale geliyor. Hormonal değişim ile uyum içinde çalışınca sadece fiziksel görüntü ve spor performansı iyileşmiyor. Hormonal değişim, bir güç kaynağı haline geliyor. Hazırladığı bireysel programlarda, bedenin en yüksek performans gösterebileceği zamanlar için daha zorlu egzersizler, dinlenmeye ve iyileşmeye ihtiyacı olduğu zamanlar içinse geri çekilmeyi öğreten uygulamalar bulunuyor. İngiltere’de çalışan ve online programlar da yapan antrenör, kadınların kendi vücutlarının benzersiz ritmine uyum sağlamalarını öneriyor.