Gereksiz antibiyotik kullanımının en tehlikeli sonucunun "antibiyotik direnci" olduğunu vurgulayan İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Attila Önmez, "Bakteriler, hayatta kalmak için sürekli evrimleşir. Bir antibiyotiğe gereksiz yere maruz kaldıklarında, o ilaca karşı nasıl savunma yapacaklarını öğrenirler. Bu durum, o antibiyotiğin gelecekte o bakteriye karşı etkisiz kalmasına yol açar. 'Süper bakteri' (çoklu ilaca dirençli bakteri) dediğimiz kavram da budur. Eğer gereksiz antibiyotik kullanımı bu hızla devam ederse, gelecekte basit bir idrar yolu enfeksiyonunu veya zatürreyi tedavi edecek etkili antibiyotik bulamayacağımız bir döneme girebiliriz" dedi.
İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Attila Önmez, viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanmanın "süper bakteri" riskini artırdığını ve vücudun doğal savunma sistemi olan mikrobiyotaya zarar verdiğini belirtti.
"Hayatı tehdit edebilir"
Gereksiz antibiyotik almak vücudun doğal dengesini bozduğunu ifade eden Doç. Dr. Attila Önmez, vücuda verdiği önemli zararları ise şöyle açıkladı: "Gereksiz antibiyotik kullanımı, yararlı bakterileri öldürdüğü için bağırsak florası zarar görebilir, bu da ishal veya mantar enfeksiyonları gibi sorunlara yol açar. Ayrıca her ilaçta olduğu gibi antibiyotiklerin de yan etkileri vardır. Gereksiz kullanıldığında karın ağrısı, mide bulantısı, iştahsızlık, ishal hatta karaciğer ve böbrek hasarı gibi yan etki riskleri artar. En önemlisi, gereksiz antibiyotik kullanımı bakterilerin direnç kazanmasını hızlandırır. Bu direnç gelişince, daha önce antibiyotikle kolayca tedavi edilebilen basit bir enfeksiyon bile tedavi edilemez hale gelebilir, ağır seyredebilecek enfeksiyonlara dönüşebilir. Sonuç olarak enfeksiyonların tedavisi zorlaşır, hastanede kalış süreleri uzar, hatta dirençli enfeksiyonlar hayatı tehdit edebilir."
"Antibiyotikler virüslere etki etmez"
"Mevsimsel hastalıkların artmasıyla birlikte en sık yapılan hataların başında, grip ve nezle gibi viral enfeksiyonlar için antibiyotik kullanmak geliyor" diyen Doç. Dr. Attila Önmez, bu yaygın ve tehlikeli alışkanlığın, gelecekte ciddi enfeksiyonları tedavi edilemez hale getiren "antibiyotik direnci" sorununu körüklediğini vurguladı.
Grip, nezle ve Covid-19 gibi hastalıkların virüs kaynaklı olduğunu ve antibiyotiklerin virüsler üzerinde hiçbir etkisinin bulunmadığını belirten Doç. Dr. Attila Önmez, "Bu tür hastalıklar viral etkenli oldukları için kendi seyrini tamamlayıp geçerler; tedavisinde istirahat, yeterli sıvı alımı ve destek tedavisi yeterlidir. Antibiyotik kullanımı bu durumlarda hem gereksiz yan etkilere maruz kalmak demektir hem de ileride direnç gelişimine davetiye çıkarır. Antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyonları tedavi etmek için kullandığımız en güçlü silahımızdır. Ancak bu silahı virüslere karşı kullandığımızda, sadece vücudumuzdaki faydalı bakterileri (mikrobiyota) öldürmekle kalmıyor, aynı zamanda zararlı bakterilerin bu ilaçlara karşı direnç geliştirmesine neden oluyoruz" dedi.
"En büyük tehdit: antibiyotik direnci ve süper bakteriler"
Gereksiz antibiyotik kullanımının en tehlikeli sonucunun "antibiyotik direnci" olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Önmez, süreci şöyle açıkladı: "Bakteriler, hayatta kalmak için sürekli evrimleşir. Bir antibiyotiğe gereksiz yere maruz kaldıklarında, o ilaca karşı nasıl savunma yapacaklarını öğrenirler. Bu durum, o antibiyotiğin gelecekte o bakteriye karşı etkisiz kalmasına yol açar. 'Süper bakteri' (çoklu ilaca dirençli bakteri) dediğimiz kavram da budur. Eğer toplumdaki gereksiz antibiyotik kullanımı bu hızla devam ederse, gelecekte maalesef basit bir idrar yolu enfeksiyonunu veya zatürreyi tedavi edecek etkili antibiyotik bulamayacağımız bir döneme girebiliriz."
Viral ve bakteriyel enfeksiyon nasıl ayırt edilir?
Hastaların kendi başına antibiyotiğe karar vermemesi gerektiğini, viral ve bakteriyel enfeksiyon ayrımının mutlaka hekim tarafından yapılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Önmez, "Viral enfeksiyonlar genellikle yaygın vücut ağrısı, hafif ateş, burun akıntısı ve boğazda yanma gibi belirtilerle seyreder. Bakteriyel enfeksiyonlar ise genellikle daha lokalizedir; örneğin, tek bir bölgede şiddetli ağrı, yüksek ve düşmeyen ateş, iltihaplı (pürülan) akıntılar veya balgam gibi daha ağır semptomlar gösterir. Bu ayrımı yapacak kişi hekimdir" şeklinde konuştu.
"Hekim önerisi olmadan kullanılmamalı"
Doç. Dr. Önmez, viral enfeksiyonlarda tedavinin antibiyotik değil, semptomatik (belirtileri hafifletici) olması gerektiğini belirterek, "Ateş düşürücüler, ağrı kesiciler, bol sıvı tüketimi ve istirahat, viral enfeksiyonlarda vücudun kendi savunma sisteminin hastalığı yenmesi için yeterlidir. Hekim önerisi olmadan, komşu tavsiyesiyle veya evde kalan antibiyotikleri kullanmak, sağlığımıza yaptığımız en büyük kötülüklerden biridir" uyarısında bulundu.