Türkiye'nin güzel şehirlerinden biri olan Artvin'de, bir öğrenci yurdu projesi, inşaatın başladığı 2018 yılından bu yana dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor.
Ancak maalesef, bu projenin önemli bir sorunla karşı karşıya olduğu aşikar: muazzam bir maliyet artışı ve ihale skandalı.
Proje, 2018 yılında Kredi Yurtlar Kurumu tarafından 63 milyon 411 bin TL'ye ihale edildi. 650 günde tamamlanması planlandı, ancak süreç oldukça sancılı ilerledi. Yapılmış olan birkaç sözleşme ve birçok erteleme sonucunda yurt hala bitmedi.
2018'de başlayan bu proje, 2020 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından tekrar ihale edildi. Bu kez maliyet 70 milyon 240 bin TL olarak belirlendi ve yine 650 günde tamamlanması öngörüldü. Ancak yine bitmedi, ve bu kez yurtun tamamlanması için yeni tarihler belirlendi.
Ancak bu sadece başlangıçtı. Son olarak, 2023 yılında yeni bir ihale yapıldı ve bu sefer Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın verilerine göre yurtun maliyeti 585 milyon 850 bin TL'ye çıktı. 395 günde tamamlanması planlandı. Bu, proje için yapılan son sözleşmeydi ve tarih verildi, yurtun tamamlanacağı 395 gün sonra.
Ancak işte burada en dikkat çeken nokta: Projenin başlangıç maliyeti 63 milyon TL iken, son açıklamalara göre bu maliyet tam 719 milyon 501 bin TL'ye çıkmış durumda. Bu, projenin başlangıç maliyetinin tam 11 katı! Bir öğrenci yurdunun bu kadar büyük bir bütçe artışına ihtiyaç duyması oldukça çarpıcı ve düşündürücü.
Dahası, proje sürecindeki ihale skandalları da dikkat çekiyor. Teklif veren çıkmaması ve tekliflerin değerlendirme dışı bırakılması, projenin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmediği izlenimini veriyor.
Bu olaylar, kamu kaynaklarının etkili bir şekilde kullanılmadığını ve projelerin denetimindeki eksiklikleri gözler önüne seriyor. Artvin'deki öğrenci yurdu projesi, sadece bir örnektir, ancak bu tür durumlar, vergi mükellefleri ve ülkenin geleceği için endişe verici bir örnek oluşturuyor.
Sonuç olarak, Artvin'deki öğrenci yurdu projesi, birçok sorunla karşı karşıya olduğu açık bir şekilde gösteriyor. Bu gibi projelerin daha iyi denetlenmesi ve kaynakların daha verimli bir şekilde kullanılması gerekiyor. Aksi takdirde, benzer maliyet artışları ve ihale skandalları, ülkenin ekonomisine zarar verebilir ve kamu güvenini sarsabilir.