Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Salahattin Okur, Respiratuar Sinsityal Virüs (RSV) nedeniyle oluşan salgınların özellikle Ocak-Şubat aylarında zirveye ulaştığını belirterek; ellerin sık sık yıkanması, enfekte kişilerle temasın sınırlanması ve öksürük/ hapşırık sırasında ağız ve burnun kapatılması yoluyla hastalıktan korunulabileceğini söyledi.
Acıbadem Adana Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Salahattin Okur, tüm dünyada salgınlara yol açan Respiratuar Sinsityal Virüs (RSV) hakkında anne babalara önemli bilgiler verdi.
Dünya genelinde akut alt solunum yolu enfeksiyonlarının (ASYE) halen 5 yaş altı çocuklarda hastalık ve buna bağlı ölümün en önemli nedenlerinden olduğuna dikkat çeken Dr. Okur “Respiratuar Sinsityal Virüs (RSV), özellikle bebeklerde akut alt solunum yolu enfeksiyonlarının en sık etkenidir.
RSV dünya genelinde salgınlar oluşturur. RSV özellikle bebekler ve küçük çocuklarda solunum yollarında enfeksiyonlara neden olan yaygın bir virüstür” dedi. Dr. Okur, bu salgınların genellikle Kasım-Aralık aylarında başlayıp, Ocak-Şubat aylarında zirveye ulaştığını ve Mart-Nisan aylarında sonlanan bir seyir gösterdiğini ifade etti.
Respiratuar Sinsityal Virüs enfeksiyonu olan çocukların oldukça bulaştırıcı olduğunun altını çizen Dr. Okur “Tüm çocuklar 2 yaşına gelene kadar en az 1 kez RSV enfeksiyon atağı geçirirler. Bu yaş grubunda RSV, dünya genelinde bronşiyolit başta olmak üzere pnömoni gibi ASYE nedenli hastaneye yatışların en sık etkenlerinden biridir.
1 yaş altındaki bebekler, erken doğum öyküsü olan bebekler, bazı doğumsal kalp hastalığı olan bebekler, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler için daha çok hastaneye yatış gerektirmekte ve daha ölümcül olmaktadır” diye konuştu.
Dr. Okur, RSV enfeksiyonlarında bebeklerin çoğunda burun akıntısı, hapşırma, öksürük ve boğaz ağrısı gibi üst solunum yolu belirtileri ile genellikle aralıklı ateş ve daha az sıklıkla orta kulak iltihabı görüldüğünü söyledi. Bazı vakalarda döküntü ve konjonktivit geliştiğini, ciddi vakalarda nefes almada güçlük, hızlı nefes alıp verme ve nefes darlığı görüldüğünü belirten Dr. Okur; buna karşın nadiren de olsa belirti vermeyebildiğini de vurguladı.
Bu hastalıkta semptomları hafifletmeye yönelik tedavi uygulandığını belirten Dr. Okur “Sıvı alımının sağlanması, bebeklerde burun temizliği, solunum sıkıntısı olan hastalarda oksijen desteği gibi tedaviler uygulanabilir.
İleri vakalar mutlaka bir çocuk hekimi tarafından değerlendirilmeli ve hekim kontrolünde tedavi düzenlenmelidir” dedi. Dr. Okur hastalığın yayılmasını önlemek için “Ellerin sık sık yıkanması, enfekte kişilerle temasın sınırlanması ile öksürük veya hapşırık sırasında ağız ve burnun kapatılması” gerektiğini vurguladı.
Tüm enfeksiyonlarda olduğu gibi RSV enfeksiyonunda da anne sütü alımının şiddetli enfeksiyon gelişimi üzerinde koruyucu etkiye sahip olduğuna değinen Dr. Okur şunları dile getirdi: “Anne sütü alan bebeklerin almayanlara göre hastaneye yatış oranlarının 3 kat daha az olduğu gösterilmiştir.
Bilim insanları, RSV'ye karşı aşılar üzerinde çalışmaktadır. Aşılama, enfeksiyonun yayılmasını azaltmada etkili bir önlemdir. RSV enfeksiyonları, özellikle savunmasız gruplar için ciddi olabilir. Bu nedenle, belirtiler görüldüğünde veya risk altındaki kişilerle temas edildiğinde, derhal sağlık profesyoneline başvurmak gerekir.”