Diyanet İşleri Başkanlığı, her hafta olduğu gibi bu hafta da Cuma Hutbesi'ni yayımladı. 29 Mart Cuma hutbesinin konusu "Kardeşliğimiz Zekâtla Bereketlensin" olarak belirlendi. İşte detaylar:
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 29 Mart 2024 tarihli Cuma Hutbesi, "Kardeşliğimiz Zekâtla Bereketlensin" başlığı altında yayımlandı. Hutbenin tam metni aşağıdaki gibidir:
Bugün okuduğumuz ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz, şöyle buyuruyor: “Namazı kılın, zekâtı verin. Kendiniz için her ne hayır yaparsanız Allah katında onu bulursunuz. Muhakkak ki Allah, yaptıklarınızı eksiksiz görür.”
Okuduğumuz hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Allah, zekâtı ancak mallarınızın kalan kısmını temizlemek için farz kıldı.” buyurmuştur.
İslam dininin emrettiği beş temel esastan biri de zekâttır. Zekât, dinen zengin sayılan bir Müslümanın malının belli bir kısmını yılda bir defa Allah rızası için ihtiyaç sahipleriyle paylaşmasıdır. Bu, nimetlerin asıl sahibi olan Yüce Rabbimize karşı şükrümüzün bir göstergesidir. Malımızı Allah yolunda feda etmekten çekinmeyeceğimizin bir ifadesidir. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in buyurduğu gibi, “Suyun ateşi söndürdüğü gibi zekât da hata ve günahları silip yok etmektedir.”
Değerli Kardeşlerimiz!
Zekât, zengin Müslüman için bir mecburiyettir. Zekât vermek, kazancı bereketlendirir, gönle huzur verir, müminin cennet vesilesi olur. Zekât vermemek ise malın bereketini kaçırır, kişiyi cimrilik, hırs ve tamahın esiri eder, ahirette de elim bir azaba sürükler.
Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Zenginlerin mallarında, muhtaç ve yoksulların da hakkı vardır.” Evet, zengin bir Müslüman, zekâtını vermekle aslında ihtiyaç sahiplerinin hakkını vermiş olur. Zekât, müminler arasında sevgi ve güven köprüleri kurar. Yüreklerimizi birleştirir, kardeşliğimizi pekiştirir, birlik ve beraberliğimizi güçlendirir, toplumsal barışa katkı sağlar.
Zekât, dünyanın dört bir yanına iyilik tohumları ekmektir. Bir lokma ekmeğe, bir yudum suya muhtaç olanlara yardım elimizi uzatmaktır. Zekât, zulme maruz kalmış ve zor şartlar altında hayat mücadelesi veren bütün mazlumlara ve mağdurlara umut taşımaktır.
Zekât, rahmet ve mağfiret ayı Ramazanda kardeşlerimize iftar ve sahur neşesi yaşatmaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Ben ve yetime kol kanat geren kimse cennette böyle yan yana olacağız.” müjdesini vermiştir.
Türkiye Diyanet Vakfı, “Kardeşliğimiz Zekâtla Bereketlensin” şiarıyla hayırsever milletimizin emanet ettiği zekâtları dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimize ulaştırmaktadır. Sizleri, bu kardeşlik kervanına destek olmaya davet ediyoruz.
Geçmişten günümüze hayır ve iyilik yolunun bir neferi olup vefat etmiş bütün kardeşlerimize Cenâb-ı Hak’tan rahmet niyaz ediyor, hayatta olanlara sağlık, huzur ve bereketli bir ömür diliyoruz.
Hutbemizi, bir ayet mealiyle bitiriyoruz: “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir.”