Bartın'da dev kayalardan bilek gücüyle koparılan parçalardan elde edilen coğrafi işaretli taş sac yapımı az sayıda usta tarafından sürdürülüyor.
150 yıllık geçmişi ve çıkarılmasında kullanılan geleneksel yöntemlerle 2021'de coğrafi işaret alan Kurucaşile taş sacını yapan, çivi, balta ve kazma yardımıyla kayalardan söktükleri parçayı sac haline getiren ustalar, tam anlamıyla ekmeğini taştan çıkarıyor.
Karaman köyünde taş sacı yapan 5 ustadan biri olan 54 yaşındaki 3 çocuk babası Ramazan Eyşi de dedelerinden devraldığı mesleği dördüncü nesil olarak devam ettiriyor.
Günün erken saatlerinde uçlarını eğelediği balta, kazma, çivileri ve balyozunu "patpat" tabir edilen aracına koyan Eyşi, dik, engebeli ve keskin virajlı dağ yolunda yaklaşık 1 saat süren zorlu yolculuğun ardından Küre Dağları'nın uzantısı olan Karadağ'ın zirvesindeki kayalara ulaşıyor.
Bugüne kadar kesilen yüzlerce parça nedeniyle ilginç görüntüye sahip volkanik kayaları inceleyerek işlem yapacağı bölgeyi belirleyen Eyşi, önce elindeki pergelle madenden kesilecek kısmı işaretliyor, ardından uçları sivri kazmasıyla işaretlediği kısımları kazarak kayada daire öbeği ortaya çıkarıyor.
Eyşi, bilek gücünün yanında ustalık da gerektiren bu işlemin ardından yüzde 60'ı cam, yüzde 40'ı kilden oluşan kayanın etrafına çapına göre 4 veya 8 çivi çakıyor.
Gün boyu güçlükle çıkardığı ve her biri yaklaşık 80-100 kilogram ağırlığındaki 8-10 kaya parçasını patpata yükleyen Eyşi, evinin yolunu tutuyor.
Eyşi, evinin bahçesindeki atölyede pergelle imal edilecek taş sacın şeklini belirledikten sonra kazma ve baltayla keserek düzlediği kaya parçasına son olarak taşlama işlemi yapıyor.
Ekmek, yufka, yemek yapımı için ayrı ayrı şekil verdiği taş sacın tanesini 500 ile 750 lira arasında satarak evini geçindiren Eyşi, mesleği de yaşatmaya çalışıyor.
Eşit ısı dağılımıyla pişirilen yiyeceklere lezzet katan taş sacın, 2021'de Türk Patent ve Marka Kurumundan alınan coğrafi işaret ürün tesciliyle geleceğe aktarılması amaçlanıyor.
- "Dede mirası mesleği az sayıda ustayla sürdürme gayretindeyiz"
Ramazan Eyşi, AA muhabirine, dedelerinden miras kalan mesleği sürdürmeye çalıştıklarını söyledi.
Tamamen bilek gücüne dayalı zahmetli bir iş yaptıklarını anlatan Eyşi, şöyle devam etti:
"Bu işe ilkokul 5. sınıfa giderken başladım. Yaklaşık 40 senedir bu işi yapıyorum. Önceden bu madene katırla, eşekle gelirdim. Artık takımlarımı patpata yükleyip buraya çıkıyorum. Pergel yardımı, balta ve kazma gücüyle bu madeni çıkarıyoruz. Kışın zor oluyor, yollarımız ıslak, çamurlu oluyor. Günler kısa, sabah olmadan akşam oluyor. Kışın kendimizi idare edecek kadar, müşteriyi mağdur etmemek için çalışıyoruz. Bu kayayı koparırken de işlerken de beden gücüyle çalışıyoruz. Tabii ustalığı da ayrı."
Eyşi, taş sacın demir saclardan farklı olduğunu ve pişirilen yiyeceklere güzel tat verdiğini belirterek, "Taş sacın en büyük özelliği, ısı taşın her tarafına yayılır. Bu taşın üzerinde yufka, ekmek veya mangal yaptığınız zaman duman ve is olmaz, konulan yiyeceğin önce içi, sonra dışı pişer. Taş saca ülkenin her yanından ilgi oluyor. Genelde kendi bölgemize toptan satıyorum. Bireysel olarak da başta Ankara olmak üzere her ilden talep oluyor, internet üzerinden bize ulaşıp istedikleri ebada göre yapıp kargoyla gönderiyoruz." ifadelerini kullandı.
Dedelerinden miras mesleği köyde az sayıda ustayla sürdürme gayretinde olduklarını dile getiren Eyşi, mesleği devam ettirecek insan bulamamanın sıkıntısını yaşadıklarını sözlerine ekledi.