DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Karal, iktidarın yıllardır gündeme getirdiği ancak bir türlü sonuçlandırılamayan Çay Kanunu hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Rize’de partisinin il başkanlığında basın mensuplarıyla bir araya gelen Karal, iktidarın bu konuda samimiyet göstermediğini belirterek çay üreticisinin yıllardır aldatıldığını savundu.
“Çay Kanunu tam Meclis’e gelecekken rafa kaldırıldı”
Hasan Karal, 2017 yılında hazırlanan kanun teklifinin çay tarihinde yapılmış en kapsamlı çalışma olduğunu söyledi. Karal, dönemin Tarım Bakanı Faruk Çelik’in akademisyenlerden ziraat fakültelerine, üreticilerden organik gübre temsilcilerine kadar herkesle istişare ederek 14 maddelik mükemmel bir taslak hazırladığını hatırlattı. Karal, “Bakanlık onayladı, Cumhurbaşkanlığına gönderildi. Tam Meclis’e gelecek derken bazı çevrelerin etkisiyle süreç rafa kaldırıldı. Bu, çay üreticisine yapılan en büyük haksızlıktır.” dedi.
“O taslak bugün bile güncel”
2017’deki taslağın hâlâ geçerliliğini koruduğunu vurgulayan Karal, şunları kaydetti:
“O taslakta hem özel sektörün devletin açıkladığı fiyatın altında çay alamaması vardı hem de Rize’nin organik tarım havzasına dönüşmesi hedeflenmişti. Eğer bugün aynı şekilde Meclis’e gelirse biz DEVA Partisi olarak destek vermeye hazırız. Ancak mevcut iktidarın böyle bir samimiyeti yok. Üniversiteler çalışıyor, borsa çalışıyor deniliyor ama hepsi milleti oyalamaktan ibaret.”
“ÇAYKUR’un kapasitesi iki katına çıkarılmalı”
Çay üreticisinin sorunlarının kalıcı çözümünün ancak ÇAYKUR’un güçlendirilmesiyle mümkün olacağını dile getiren Karal, kurumun mevcut kapasitesinin piyasayı düzenlemeye yetmediğini söyledi. “Bugün pansuman tedbirlerle bu sorun çözülemez. Çözüm bellidir: ÇAYKUR’un günlük işleme kapasitesi 9 bin 200 ton. Bu kapasite iki katına çıkarılmalıdır. Yeni fabrika yapılmasa bile mevcut fabrikalarda iyileştirmelerle kapasite artırılabilir. Böylece hem üretici korunur hem de piyasa gerçek anlamda düzenlenir.” ifadelerini kullandı.
Karal, çay üreticisinin tek beklentisinin özel sektörün devletin açıkladığı fiyatın altında alım yapmaması olduğunu belirterek, iktidarın bu yönde adım atmasının mümkün olmadığını sözlerine ekledi.