Mutluluğu pahalı bir hediyede, lüks restoranlarda veya ulaşılması zor hayallerde aramak insanı hayal kırıklığına ve dolayısıyla mutsuzluğa sürüklüyor.
Pandemi, savaşlar, iklim değişikliği ve küresel ısınma gibi olayların yaşanmaması günümüzde artık mümkün değil gibi görünüyor. Bunların yanında hayat pahalılığının artması, küresel ekonomik kriz de insan hayatını olumsuz etkileyen faktörlerden.
Ancak Psikolog Ragnhild Bang Nes tüm bunlara rağmen neşeli olmanın mümkün olduğunu belirtiyor. Nes, dünyanın en mutlu ülkelerinde yaşayan insanların stratejilerini uygulamanın mutluluğa önemli ölçüde katkı sunabileceğini belirtiyor.
KİŞİLER ARASI İLİŞKİLER
En basit sosyal etkileşimler bile bizi mutluluğa yaklaştırıyor. Ünlü filozof Aristo'nun deyimiyle, “İnsan sosyal bir hayvandır.” Toplu halde yaşama insanın doğasından gelen bir özellik. Aristo'ya göre yalnızlık mutluluğa iyi gelmiyor.
Yapılan araştırmalar, en mutlu ülkelerin güçlü topluluk hislerine sahip olan ülkeler; en mutlu insanların ise ihtiyaç duyduklarında güvenecekleri birilerine sahip olan insanlar olduklarını gösteriyor.
Sosyal temas içerisinde olmayan insanların, hastalığa en çok yakalanma riski olan insanlar olduğu tespit edilmiş durumda. Bunun aksine sosyal desteği güçlü olan kişiler ise daha mutlu, daha sağlıklı ve daha uzun yaşıyor.
FİZİKSEL AKTİVİTE
Egzersiz, birçok çalışma tarafından zihinsel sağlığın büyük bir müttefiki olarak tavsiye ediliyor. Düzenli egzersiz yapmak insana mutluluk hissi veren endorfin hormonunun salgılanmasını sağlıyor, bu hormon da stresin yol açtığı yıpratıcı etkileri azaltıyor. Şehir yaşamının neden olduğu günlük stres ve hareketsizlik ile gelen hastalıklardan günde 3 kez egzersiz yaparak korunmak ve sağlıklı kalmak mümkün.
ANI YAŞAMA
Yapılan araştırmalara göre insanlar uyanık oldukları vakitlerinin yüzde 46,9'unu yaptıkları şeylerin dışında bir şeyler düşünerek geçiriyor. Bu dalıp gitmeler onları mutsuz kılıyor. Oysa pek çok felsefi ve dini öğretiye göre, mutluluğun sırrı anı yaşamakta gizli. Bu gelenekleri tatbik etmek isteyen kişilere zihnin bu geziciliğine karşı koyma ve anı yaşama becerisi öğretiliyor.
YENİ ŞEYLER DENEMEK VE ÖĞRENMEK
Araştırmalar, yeni şeyler öğrenmenin beyindeki nöronları harekete geçirebildiğini gösteriyor. Belli bir rutine bağlı kalmadan yaşayan insanlar, kendilerini bir rutine uyanlara göre daha iyi hissediyor. Daha mutlu hissetmek için hayatımızı monotonluktan kurtarmamız, yeni şeyler denemeye açık olmamız gerekiyor.
İYİLİK YAPMAK VE YARDIM ETMEK
Yapılan araştırmalar, gönüllü işler yapan insanların yapmayanlara göre daha mutlu olma eğiliminde olduğunu doğruluyor. Çoğumuz, bir iyilik yaptıktan sonra sıcak ve yoğun duygular hissediyoruz. Sosyal psikolog Naomi Eisenberger, bu sıcak hissin nörolojik bir nedeni olduğunu söylüyor.