Her kadının ve erkeğin kişiliği farklıdır. Tüm kadınların ortak fikirde olduğu bir konu bir erkek tarafından anlaşılmayabilir. Bu biraz yaratılış özelliklerinden biraz da yaşadığı çevreden kaynaklanabilir.
ERKEKLERİN ASLA ANLAMADIĞI 3 KONU
Kadınlarla erkeklerin anlaşılmazlıkların nedeni farklı şekilde iletişim kurmaktan ve duygusal görünümlerinden farklı algılamalarından olabilir. Erkeklerin kadınlarda asla anlayamadığı 3 konuyu derledik.
İki tarafın da birbirlerini anlaması, empati yapması ve açık iletişim kurması bu türde sorunların aşılmasıdır. Fakat bu her ilişkide pek de mümkün olmayabilir.
1. DUYGUSAL İHTİYAÇLAR VE İLETİŞİM TARZI
Kadınlar, duygusal ihtiyaçlarını ve hissettiklerini daha açık ve özet bir şekilde ifade etmeye çalışır. Erkekler genellikle daha bütüncül bakar ve net olarak sınırlarını belli etmez. Kadınlar, bir sorun hakkında konuşurken, çoğu zaman sadece duygusal destek ve empati ararlar; ama erkekler bu konuşmalarda daha çok çözüm önerileri düşünür. Bu durum, iletişimde yanlış anlamalara ve gerginliklere neden olur.
2. SÜREKLİ DEĞİŞEN RUH HALİ VE DUYGUSAL DALGALAR
Kadınların hormon seviyeleri, biyolojik yapılar, duygusal dalgalanmalara neden olabilir. Erkekler bazen kadınların ruh halindeki değişimleri veya çok yönlü duygusal ihtiyaçları anlayamayabilir. Bir kadın sabah mutlu uyandıktan sonra canı sıkılabilir veya öfkelenebilir. Bu, erkekler için kafa karıştırıcı olabilir çünkü genellikle onların duygusal durumları daha stabildir.
3. ZİHİN OKUMA BEKLENTİSİ VE DOLAYLI İLETİŞİM
Kadınlar bazen, bulundukları yerde "zihinden okumasını" bekleyebilirler veya istedikleri doğrudan söylemeden ipuçlarıyla iletişim kurmaya çalışırlar. Erkekler ise çoğu zaman daha doğrudan ve açık iletişimden yana olurlar. Bu, kadınlarda duygusal veya sembolik anlam eksikliklerine neden olabilir.
Örnek: Bir kadın "Sürekli yoğun çalışıyorsun, hiç vakit geçiremiyoruz" dediğinde, erkekler bazen bunu, kadının yalnızca ona daha fazla vakit ayırmasını sağlamak için bir yorum olarak algılayabilirler. Kadın ise duygusal bir ihtiyaç ya da yalnızlık hissini ifade etmeye çalışıyor olabilir.
