Trabzon'da İYİ Partili Meclis Üyesinden Kız Okulu Çıkışı!
Okulların açılmasına az bir süre kalmasıyla Ortahisar İYİ Parti Meclis Üyesi Berrin Tezel Erkuloğlu, “kız okullarını” tekrar gündeme getirdi. Erkuloğlu, okullaşma oranının artmasının kız okullarıyla çözülemeyeceğini söyledi.
Erkuloğlu, “Uygulamalarla adeta eğitime, çocuklara, gençlere, ailelere zulüm ettiler ve hiç sıkılmadan bu zulme devam ediyorlar” söylemlerinde bulunarak kız okulların da bir zulmüne yol açılabileceğine vurgu yaptı. Ufku aydınlatacak olan çocuklar üzerinden böyle ayırıcı söylemlerin Atatürk’ün işaret ettiği özgür, çağdaş, laik, bilimsel ve akılcı nesiller yetiştirmek olmalı sözüne aykırı olduğunu da ayrıca belirtti.
Erkuloğlu, kız okullarının var olmasına ve gündem olmasına tepki göstererek şu şekilde sözlerde bulundu:“En başında söyleyeyim, kız okulları projesi Anayasa’nın değiştirilemez ilk dört maddesinde yer alan 'laiklik' ilkesine aykırıdır. Laiklik ilkesini oluşturan inkılaplardan biri olan 1924 yılında çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile birlikte, eğitimde birlik sağlanması ve eğitimin laik ve bilimsel temeller üzerine oturtulması var. Bu projenin samimiyetine inanmadığım gibi kendileri ile çelişen bir uygulama olduğunu da rahatlıkla söyleyebilirim. AK Parti her zaman, başörtüsü özgürlüğü için, yani kadın öğrencilerin karma eğitim alabilmesi, başörtüsüyle eğitim kurumlarına girebilmesi için mücadele eden bir parti olarak kendisini lanse ediyorken bu kız okulları da neyin nesi?”
Okullaşma oranın artırmanın yolunun kız okulları açmak olmadığına vurgu yapan Erkuloğlu,“Milli Eğitim Bakanı Tekin, “Kız okulları kurmak, kız çocuklarının okula gönderilmemesini engelleyecek bir çözüm olabilir” cümlesini kurarak eğitimi ailelerin inisiyatifini bırakmış olması akıllara ziyan! Babası köy enstitüsü mezunu olan bir arkadaşım anlatmıştı. Babası 60’lı yıllarda Bursa’nın Süle köyünde öğretmenlik yaparken bir okul aile birliği toplantısında velilere kızlarını okula neden göndermediklerini sormuş. Onlar da kızlar okuma yazma öğrenirse erkeklere mektup yazar demişler. Öğretmen de “ okuma yazma bilmezse mektup yazamaz doğru ama konuşmak için buluşur. Daha mı iyi olur? demiş. Birçoğu hak vermiş öğretmene. Yine de okula gönderilmeyen birkaç öğrenciyi de jandarma ile okula aldırıp temel eğitim almalarını sağlamış. Okullaşma oranını artırmanın yolu kız okulu açmak değil temel eğitimi lise son sınıfa kadar zorunlu kılmaktır. 18 yaş itibarı ile herkes hayati konularında karar verme rüştüne erişmiştir zaten.” açıklamalarında bulundu.
Kalifiyesiz işçi yuvası olan ülkede kız okullarıyla dertlenilmediğini söyleyen Erkuloğlu, “Esasen 4+4+4 eğitim sisteminin ana felsefesi de bu; aile inisiyatifi ile Milli Eğitim Politikaları belirlemek! Bu çağda ne kadar doğru? 21 yıllık iktidarlıkları süresinde kaç bakan değişti? Uygulamalarla adeta eğitime, çocuklara, gençlere, ailelere zulüm ettiler ve hiç sıkılmadan bu zulme devam ediyorlar. Öğretmenler atanamazken bunca fiyakalı binalar (üniversiteler) inşa edip içinde öğretmeni mumla ararken ülkemi kalifiye işsiz cennetine çevirmişken kız okulları derdi ile dertlenmek bunun üzerinden mağduriyet yaratmak!” dedi.
Erkuloğlu, kızların okula gitsin diye bir gayelerinin olmadığını savunarak şu cümleleri kullandı: “Yok yok beyler sizin kız çocukları okula gitsin diye bir derdiniz yok öyle bir derdiniz olsaydı 8 yıllık zorunlu eğitimi 4+4+4 gibi tam da ailelerin inisiyatifine bırakmazdınız. Sizin deriniz ayrımcılık sizin derdiniz ilkellik sizin derdiniz laik Türkiye cumhuriyetinin çağdaş bilimsel akılcı eğitimini yerle yeksan etmek. 8 yıllık zorunlu eğitimi 4+4+4 neden çevirdiniz? Askerlik gibi zorunlu olan 8 yıllık eğitimi neden aile inisiyatifine bıraktınız? Şimdi ne oldu da “kız okulları” adıyla elinizde bilimsel hiç bir veri yokken toplumu aydınlatmadan karanlığa giden yolun taşlarını döşüyorsunuz? Samimi değilsiniz!”
Sözlerine eden Erkuloğlu, “Soruyorum, toplumun kaçta kaçı kız okulları mağduriyeti yaşıyor? Kaç aile? Bu kız okullarının müfredatı ne mesela? Temel eğitim alanları, fen, matematik ve sosyal dersler mi olacak yoksa temel dersler Adab-ı muaşeret eğitimi, din ve hayat programı, kişisel gelişim programı vb mi? Burası Türkiye Cumhuriyeti burası laik bir ülke. Hedefiniz Atatürk’ün işaret ettiği özgür, çağdaş, laik, bilimsel ve akılcı nesiller yetiştirmek olmalıdır. Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az.” ifadelerini kullandı.