Erzurum'da 63 yılı geride bıraktığı meslek hayatıyla 'Yılın Ahisi' ödülüne layık görülen 75 yaşındaki Sebahattin Sarıkaya, ustasından kalma ütüyle mesleğini devam ettiriyor.
Erzurum'da 63 yılı geride bıraktığı meslek hayatıyla "Yılın Ahisi" ödülüne layık görülen 75 yaşındaki Sebahattin Sarıkaya, ustasından kalma ütüyle mesleğini devam ettiriyor.
Merkez Palandöken ilçesinde yaşayan Sarıkaya, kardeşinin yönlendirmesiyle bir terzinin yanında çırak olarak mesleğe başladı.
Köylerinde okul olmadığı için kentte mesleğe başlayınca ilkokul eğitimini tamamlayan Sarıkaya, askerlik yaptıktan sonra 1976'da ilk iş yerini açtı.
Şimdi merkez Yakutiye ilçesinde 20 yılı aşkın süredir mesleğini sürdürdüğü iş yerini her sabah erken saatlerde açan Sarıkaya, ustasının hediye ettiği ütüsüyle erkek giyim üzerine terziliğe devam ediyor.
Titizliği ve takım elbisesiyle dikkati çeken Sarıkaya, tecrübelerini, Alman tasarımcı Micheal Müller'in terzilik üzerine yazdığı kitaptaki bilgilerle birleştirerek zanaatkarlığını 33 yıldır ortaklık ettiği İshak Yazıcıoğlu ile sürdürüyor.
"Yılın Ahisi" seçildi
Mesleğine ilk günkü heyecanla devam eden Sarıkaya, Ahilik Haftası kapsamında "Yılın Ahisi" seçilmesiyle gururlandı.
Sarıkaya, AA muhabirine, Ahiliği özümsemiş insanların, terbiyeli, devletine ve milletine saygılı bireyler yetiştireceğini belirterek, esnafın da devletin temel taşı olduğunu söyledi.
Ailesinde kendisinden başka terzi olmadığını ve çocukluk dönemlerinde mesleğinin önemli olduğunu ifade eden Sarıkaya, fırında çalışırken bir anda terzilikle tanıştığını kaydetti.
Sarıkaya, mesleğine başlama serüvenini şu şekilde anlattı:
"O zaman kardeşim bir fırında çalışıyordu. Henüz kendi fırınımızı açmamıştık. Fırıncı benim için 'Bunu bırakalım terzi olsun. Burada çok iyi bir usta var' demiş. Bunun üzerine beni terzi dükkanına götürdüler. Oradan başladık. O zamanlar hevesliydim ve terzilik önemli bir meslekti hatta ceket giydiğimiz zaman yakaya tel dolarlardı ki terzi olduğumuzu görsünler. O kadar önemli meslekti. Oradan başladık. Kardeşim vesile oldu."
1960 yılında başladığı mesleğini titizlikle sürdürdüğünü dile getiren Sarıkaya, mesleğinin aynı zamanda güzel sanatlara girdiğini, dikimlerle müşterilere imaj kattıklarını söyledi.
Kendisi gibi usta terzilerin sayısının her geçen gün azaldığına dikkati çeken Sarıkaya, şöyle devam etti:
"20 yıldır çırağımız yok. Okulda öğrenci olmayınca yetiştirme de olmaz, okul kapanır. Artık bu meslekler kapanma sürecine girmiştir. Ben şimdiye kadar en az 40 kalfa, çırak yetiştirdim. Artık çırağım, kalfayım, ustayım. Dükkanı süpürüyorum. Okul kapanacak. Çırağımız yok. Bu sanatlara yazık. Kunduracısı, terzisi, demircisi, sanatkarı, kuyumcusu artık kimse yetişmiyor. Sanayi de dahi artık çırak bulamıyorlar."
Ustasından kalma ütüyü kullanıyor
İş yerinde kullandığı ütünün ustasından yadigar kaldığını ifade eden Sarıkaya, 50 yılı aşkın süredir kullandığı ütüsünün hikayesini ise şu sözlerle anlattı:
"Ustam çok iyi çalıştığım için işi bıraktığında tüm malzemelerini eve götürmüş. Demiş ki 'Sebahattin, dükkan açarsa bunları ona hediye edeceğim.' Bu ütü ustamdan miras kaldı. Ustamındır bu."
Sarıkaya, kendisine 40 yıl önce bir mühendis tarafından armağan edilen Alman Micheal Müller'in terzilik teori ve çizim kitabında bulunan metotlarla yıllarca kıyafetleri tasarladığını belirtti.