Rize’nin turizm cenneti Fırtına Vadisi’nde, izinsiz yapıldığı ve taşkın riski taşıdığı gerekçesiyle bazı bungalov evlerin yıkımına başlandı. Yetkililer, ekolojik dengeyi korumak ve olası afet risklerini önlemek amacıyla yıkım işlemlerini sürdürürken, bölge halkı yıkım kararlarının adil uygulanmadığını savunuyor.
Vatandaşlar, dere kenarında yer alan ve selden etkilenen bazı bungalovların yıkım kararından muaf tutulduğunu öne sürerek, söz konusu yapıların sahiplerinin AK Parti’ye yakın kişiler ile mahalle muhtarı ve Çamlıhemşin Belediyesi çalışanları olduğunu iddia etti.
Mücadelelerini yargıya taşıyan yurttaşlar, Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu ve Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na başvurdu. Ayrıca, bazı bungalovların alt kısımlarının direklerle desteklendiği ve çevresinin inşaat çalışmalarını gizlemek için brandalarla kapatıldığı dikkat çekti.
Yıkım ekiplerinin bölgeye gelmesiyle gerginlik yaşandı. Bazı işletme sahipleri, "taşkın alanı" gerekçesiyle bungalovlarının yıkılmasına tepki gösterirken, bazı vatandaşlar ise yıkım ekiplerinden önce bungalovlarını balyozla kendileri yıktı.
Bir yurttaş, yıkım sırasında öfkesini şöyle dile getirdi: “Gurbette çalıştık, buraya yatırdık. Devlete vergi verdim, hırsızlık yapmadım, uyuşturucu satmadım. Ustalık yaparak biriktirdim. Borç yaptım, harç yaptım; buraya, köyüme yatırım yaptım. Büyükbaşlara el pençe çekmek için bizi yıktılar; benim hayatımı bitirdiler.”
Başka bir yurttaş ise, “Fırtına’da, vadisinde zulüm yaşıyoruz. Çocuklarımız aç kalacak. Fırtına’da herkesin ekmeğiyle oynuyorlar. En az 5 bin tane daha yıkacaklar” diyerek tepkisini dile getirdi.
Bölgedeki bungalov yıkım krizi, hem yerel halk hem de yatırımcılar için ciddi bir gerilim unsuru olmaya devam ediyor.