1991 yılında Ankara’dan Rize’ye göç etmek zorunda kalan birinin, orada tanıştığı insanlarla kurduğu dostluk ve yaşadığı unutulmaz anılar, yıllar sonra bile hatırlanmaya devam ediyor. Rize’ye ilk geldiğinde şehre alışmakta zorluk ç
Bu grupta tanıştığı isimlerden biri de Ömer Faruk Altıkaya’dır. 35 yaşında, Avrupa’da çalışmış, dinine bağlı ve celalli bir karaktere sahip olan Ömer, hayatına dokunan önemli bir dost olur. Ömer, sadece dinî meselelerle ilgilenmez, insanlara yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapar. Bir gün tanıdığı bir aileye yardım etmek için taksitle buzdolabı alacak kadar cömerttir. Dostları onun bu fedakârlığını unutmaz, "Her devrin bir Ömer'i vardır" sözünün yaşayan örneği olarak anılır.
Ömer’in hayatı, diğergamlıkla ve yardımseverlikle doludur. Giresun’a göç ettikten sonra bile dostlarıyla bağını koparmaz, her gittiği yerde insanlara yardım etmeye devam eder. Ancak bir gün bağırsak kanseri olduğunu öğrenir ve Ankara’da ameliyat olur. Hastalığı ilerler, ama Ömer, bu zor günlerinde bile çevresine yardım etmeye devam eder. Sonunda, çok sevilen bu insan, 04.00’te gelen bir telefonla vefat eder ve onu sevenleri derin bir üzüntüyle uğurlar.
Ömer gibi, vefatından sonra da unutulmayan, insanların gönlünde taht kurmuş insanlar vardır. Bu dostluk, sadece bu dünyada kalmaz, ahirette de devam eder. Allah, Ömer gibi gönül sultanlarının mekânını cennet eylesin. Amin.