Uzman Psikolojik Danışman Şura Saka konu hakkında önemli bilgiler verdi.
İnsan ilişkiyle yaralanır, ilişkiyle iyileşir.İlişkilerinizde çatışmalara girmeniz, taleplerin karşılıklı olarak uyuşmaması olağandır. Bu çatışmalar sırasında karşıdaki muhatabı kıracak şekilde davranmak mümkündür. Böyle bir çatışma yaşadığınız durumda karşı tarafa kendinize davranılmasını istemediğiniz şekilde davrandığınızda nasıl bir yol izliyorsunuz? “Bana böyle davranılsa hoşuma gitmezdi, hata yaptım” mı diyorsunuz; yoksa içten içe “O da öncesinde bunu yapmıştı az bile yaptım” mı diyorsunuz ya da “Olmamış gibi davranalım böylece unutulur ve bizde kaldığımız yerden devam ederiz” mi diyorsunuz? Önceki ilişkilerin değerlendirmesinin yapılmaması, o çatışmalardan gerekli çıkarımların öğrenilmemesi çatışmaların tekrar edilmesine neden olabilir. Aynı zamanda eski hesapların görülerek kapatılmasındansa dolaylı olarak “skor tutulması” ilişkideki bağı değil; güç savaşını körükler. Peki siz ilişkinizin nasıl olmasını istersiniz? Güç savaşına girdiğiniz sürekli gardınızı koruduğunuz ve uygun anda saldırdığınız bir ilişki mi yoksa bazen istekler çatışsa da iki tarafın bazı isteklerinden feragat ettiği, görüldüğünüz ve anlaşıldığınız bir ilişki mi? Eğer görüldüğünüz ve anlaşıldığınız bir ilişki talep ediyorsanız karşınızdaki kişiyi görmeye ve anlamaya çalışarak başlayabilirsiniz. Bu konuda kilit noktalardan birisi de özür dilemektir.
Özür dilemek, kişinin kendi hatasından sorumluluk alarak bunu telafi etmeye çalışmasının ilk adımıdır. Bazen kişiler özür dilemeyi boyun eğmek, teslim olmak, zayıf görünmek olarak yorumlayabilir. Olumlu kendilik algısını sürdürmek için karşınızdaki kişilere fildişi kulelerden bakarsanız ne onları yakından tanırsınız ne de siz görülürsünüz. Fildişi kuleden bir ilişkinin sıcaklığını hissedebilmek, gökdelenden bahçedeki bir muma bakmaya benzer. Yapılan bir hatayı telafi etmeye çalışmak karşı tarafa bütünüyle teslim olmak değil bir uzlaşma sağlamaya çalışmaktır. Özür dilemek kişinin öncelikle kendini hatasıyla görmesini, kendini hata yapabilen bir canlı olarak kabul etmesini gerektirir. Bu önemli bir ruh sağlığı göstergesidir. Kendinin hareketlerini izlemek ve bunun karşı tarafta nasıl yankılanabileceğine dair empati kurabilmek ancak sağlıklı bir insanın sahip olabileceği bir beceridir.
Özür dilerken de “özür dilememek” gibi gizil yollar vardır ki bu özürler empatiden uzaktır. “Kırıldıysan üzgünüm” veya “Eğer bu senin için bu kadar önemliyse, o zaman... üzgünüm” demek sorumluluğu karşı tarafa atmakla kalmaz, aynı zamanda karşı tarafın alıngan/hassas olduğunu da ima eder. Kişilerin özür dilememesi ve özür diler gibi yapmasının yanı sıra gerekli durumlar dışında sürekli özür dilemesi de ilişkilere zarar verebilir. Bir tartışma sonrasında haksızlığa uğradığınız halde karşı tarafa çiçek gönderdiğiniz oldu mu? Bu belki de içsel olarak fark etmeden hissettiğiniz bir öfkenin göstergesi olabilir. Ruhsal olarak biten ilişkinin cenazesinin çiçekleri gibi. Size iyi davranılmayan bir ilişkide sürekli olarak özür dilemek ilişkideki dinamiklerde ihtiyaçlarınızın görülmesi ve karşılanması ihtimalini düşürür.
Sürekli olarak özür dilemenin bir diğer nedeni kişinin bir şey talep ederken bunu kendine hak görmemesidir. “Kusura bakma, başını ağrıttım”, “Özür dilerim, vaktini aldım” şeklinde kullanılan ifadeler bu duruma örnek olabilir. Bunların yerine “Beni dinlediğin için teşekkür ederim”, “Anlattıklarıma tanıklık etmen çok kıymetli” denilebilir. Yukarıda bahsedilenlerin dışında kibarlık olarak da sıklıkla özür dilenebilir. “Pardon, saati öğrenebilir miyim?”, “Pardon, yana kayabilir misiniz?” bunlardan bazılarıdır. Karşı taraftan bir talepte bulunurken özür dilemek güven inşasında yardımcı olur ve böylece istediğiniz kabul edilebilir. Bunların yerine “Yana kaydığınız için teşekkür ederim”, “Rica etsem saati öğrenebilir miyim?” diyebilir, alışkanlıktan özür dileme sıklığınızı azaltabilirsiniz.
Uzman Psikolojik Danışman Şura Saka,'' Özür en nihayetinde ilişkileri iyileştirme için bir adımdır. İnsan ilişkilerde yaralanır ve ilişkilerde iyileşir. Özürün amacının üstün gelmek değil, bağ kurmak ve uzlaşmak olduğunu unutmayın. Bazen bağlar çok zedelendiyse içten bir özür sonrası ilişki toparlanamayabilir. Böyle bir durumda özür dilemek sizin kendi hareketlerinizin sorumluluğunu aldığınızın, bir menfaat için özür dilemediğinizin göstergesidir.''dedi.