Jeopolitik değişimlerin olduğu 2023'te dolar 2020'den bu yana en kötü yılını yaşadı
Geçen yıla 104.31 seviyesinden başlayan Dolar endeksi yılı 101,02 seviyesinden tamamladı. Endeks geçen yıl yüzde 2,16 değer kaybetti.
Dünyanın en güçlü ekonomisi ABD'nin para birimi 2020'den bu yana yıllık bazda en sert düşüşünü kaydetti.
Dolar endeksi, 2020'de yüzde 6,09'luk düşüş kaydetmesinin ardından 2021'de yüzde 6,3 ve 2022'de yüzde 8,07 değer kazanmıştı.
ABD dolarında geçen yıl yaşanan düşüşün büyük bir kısmı, enflasyondaki yavaşlama karşısında Fed'in bu yıl para politikasını gevşetmeye başlayacağına dair artan beklentiler sonucu geçen yılın dördüncü çeyreğinde gerçekleşti.
Doların düşüşü, Fed'in geçen yıl aralık ayındaki son Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında benimsediği "güvercin" ton ve 2024 için toplamda 75 baz puanlık faiz indirimi öngörmesinin ardından hızlandı.
Fed'in faiz indirimlerinin zamanlamasına ilişkin belirsizlikle dolar endeksi bu yılın başında yükseliş kaydetse de bankanın son toplantısına ait tutanakların faiz oranlarının beklenenden daha uzun süre yüksek kalabileceğinin sinyalini vermesi sonrası düşüş kaydetti.
Öte yandan, doların ticaret ve finansta hegemonyası, devam eden Rusya-Ukrayna krizi de dahil olmak üzere jeopolitik ve jeostratejik değişimler nedeniyle sorgulanması da dikkati çekiyor.
Özellikle ABD'nin Rusya'ya uyguladığı yaptırımlar bazı ülkeleri dolara aşırı bağımlı olma konusunda temkinli hale getirirken, faiz oranlarının yükseldiği bir ortamda, güçlü bir dolar gelişmekte olan ülkeler için daha pahalı hale geldi ve bazılarını diğer para birimleriyle ticaret yapmaya yönlendirdi.
Analistler, ABD'de makroekonomik verilerin zayıflamasıyla dolardaki zayıflığın 2024'te de devam etmesinin muhtemel olduğunu belirtti.
Fed'in faiz indirimlerinin zamanlamasına ilişkin belirsizliğin sürdüğüne işaret eden analistler, ilk faiz indiriminin enflasyon düşerken aşırı sıkılaşmayı önlemek için mi, yoksa ülkenin ekonomik büyümesinin yavaşlaması nedeniyle mi yapılacağının soru işaretlerinden olduğunu aktardı.
Kasım ayında yapılacak ABD başkanlık seçimlerinin de dolar üzerinde etkisinin olabileceğine işaret eden analistler, özellikle Donald Trump'ın adaylığının siyasi kargaşaya neden olabileceğini ve ülkenin para biriminde dalgalanmaya yol açabileceğini aktardı.
Diğer para birimlerinin geçen yıl dolar karşısındaki performanslarına bakıldığında sterlin 2023'te dolar karşısında yüzde 5,2 değer kazanarak 2017'den bu yana en büyük kazancını kaydetti.
Avro da 2 yıl art arda değer kaybı yaşadıktan sonra geçen yıl toparlandı ve dolar karşısında yüzde 3,1'lik kazanç elde etti.
Analistler, ABD'de faiz oranlarında daha erken bir indirim beklendiğini, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ile İngiltere Merkez Bankasının (BoE) yakın zamanda herhangi bir faiz indirim sinyali vermediğini ve bu nedenle doların zayıf kaldığını belirtti.
Dolar, geçen yıl Japon yeni karşısında ülkenin para biriminin Japonya Merkez Bankasının (BoJ) aşırı gevşek para politikası duruşunun baskısı altında kalması nedeniyle yüzde 7,5 değer kazandı.
Dünyanın en fazla kullanılan rezerv para birimi konumunda bulunan ABD doları, geçen yıl da bu konumunu korudu.
Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, ABD dolarının geçen yılın üçüncü çeyreği itibarıyla küresel döviz rezervlerinin yüzde 59'unu oluşturduğu öngörüldü.
Oxford Economics Baş Analisti John Canavan, AA muhabirine, geçen yılı yüzde 2'nin üzerinde düşüşle tamamlayan dolar endeksinin 2023'te tutarlı bir yön olmadan işlem gördüğüne işaret etti.
Diğer küresel merkez bankaları şahin bir görünüm sürdürürken Fed'in faiz oranlarında zirveye yaklaştığı yönünde beklentiler oluştuğunu anımsatan Canavan, bunun da 2021 ve 2022'deki büyük yükselişi sonrasında dolar endeksinin geçen yıl daha sabit kalmasına neden olduğunu kaydetti.
Canavan, bu yıl beklenen faiz indirimlerine işaret ederek, "Fed'in faiz indirimine başlamasıyla doların kademeli zayıflamasının bu yıl da devam etmesini bekliyoruz. ECB de dahil olmak üzere diğer bazı merkez bankaları muhtemelen Fed'in ilk faiz indirimlerinin hızını takip ederken BoJ'nin aşırı gevşek politika duruşunu kademeli olarak tersine çevirme yolunda ilerlemesi, bu yıl doların bir miktar daha yumuşak olmasına katkıda bulunacak." ifadesini kullandı.
American Enterprise Institute (AEI) Kıdemli Uzmanı Steven Kamin de doların geçen yılki hareketinin Fed ile diğer merkez bankalarının para politikası beklentilerinden etkilendiğini belirterek, dolar endeksindeki düşüşün finansal piyasaları Fed'in sıkılaştırmayı yavaşlatacağına ve sonunda para politikasını gevşetmeye başlayacağına ikna eden ABD enflasyonundaki düşüşten kaynaklandığını dile getirdi.
Kısmen piyasaların Fed'in uzun süre daha sıkı kalacağını öngörmesi, kısmen de daha fazla hazine tahvili ihracına ilişkin beklentiler nedeniyle yılın ortasından itibaren tahvil faizi oranlarının yükselmeye başladığını anımsatan Kamin, bunun sonucunda dolar endeksinin yeniden değer kazandığını anlattı.
Kamin, yıl sonunda ise ABD'de enflasyon düşmeye devam etmesi ve Fed'in 2024'te muhtemelen gevşemeye başlayacağına dair işaretlerle dolar endeksinin 2023'ü yıl başına göre daha düşük seviyede tamamladığını söyledi.
Doların gelecekte de para politikasının gidişatından etkilenmeye devam edeceğini vurgulayan Kamin, "Piyasaların, Fed'in şu anda öngördüğü kadar hızlı gevşemeyeceğini keşfedeceğini, ECB ve BoE'nin ise ekonomileri daha zayıf olduğundan gevşeme beklentilerini daha iyi karşılayacağını umuyorum. Bu nedenle doların kazançları için biraz daha fazla fırsat görüyorum, ancak orta vadede doların mevcut seviyesi civarında seyredeceğini tahmin ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.