Kalın bağırsak (Kolon) kanseri nedir? Kolon kanseri belirtileri, evreleri ve tedavi yöntemleri nelerdir?

Kalın bağırsak kanseri, günümüzde karşılaşılan önemli sağlık sorunlarından biri olarak kabul edilir ve bu durum, erken teşhis ve etkili tedavinin ne kadar hayati olduğunu vurgular.

SAĞLIK 5.02.2024 12:44:00 0
Kalın bağırsak (Kolon) kanseri nedir? Kolon kanseri belirtileri, evreleri ve tedavi yöntemleri nelerdir?

KALIN BAĞIRSAK (KOLON) KANSERİ NEDİR?


Kalın bağırsak kanseri, bağırsağın iç yüzeyindeki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla başlar. Bu kanser genellikle polipler olarak adlandırılan, bağırsak duvarında oluşan küçük, benign (iyi huylu) büyümelerle başlar. Zamanla bazı polipler kansere dönüşebilir. Kalın bağırsak kanseri, genellikle 50 yaş ve üzerindeki kişilerde görülür, ancak genç yetişkinlerde de görülebilir. Risk faktörleri arasında ailede kolon kanseri öyküsü, bazı genetik bozukluklar, düşük lifli ve yüksek yağlı diyet, obezite ve sigara kullanımı bulunur. Erken evrelerde genellikle belirti vermez, bu yüzden düzenli tarama testleri önemlidir. Kalın bağırsak kanserinin teşhisi genellikle kolonoskopi ile yapılır ve erken teşhis, hastalığın başarılı bir şekilde tedavi edilme şansını artırır.

KOLON KANSERİ BELİRTİLERİ
Kolon kanserinin belirtileri, kanserin evresine ve konumuna bağlı olarak değişebilir. En yaygın belirtiler arasında dışkıda kan, değişen bağırsak alışkanlıkları (örneğin, kabızlık veya ishal), sürekli karın ağrısı veya kramp, kilo kaybı ve yorgunluk bulunur. Dışkıda görülen kan, kanserin ileri evrelerinin bir işareti olabilir ve mutlaka tıbbi değerlendirme gerektirir. Bağırsak alışkanlıklarındaki değişiklikler, bağırsak geçişinde bir engel veya daralma olduğunu gösterebilir. Ayrıca, kanser ilerledikçe, karın ağrısı, gaz ve şişkinlik gibi semptomlar da görülebilir. Bu belirtiler başka sağlık sorunlarına da işaret edebilir, bu yüzden kesin tanı için tıbbi değerlendirme önemlidir.
Kolon (bağırsak) kanserinin belirtileri şunları içerir:

  • Devamlı ishal ya da kabız olma gibi dışkılamada değişiklik
  • Dışkıda kan ve/veya rektal bölgede kanama
  • Kansızlık (anemi)
  • Yorgunluk ve halsizlik
  • Dışkının kalem gibi ince ve uzun olması
  • Dışkıda yumurta akı görünümlü salgı
  • Karın ağrısı ya da pelvik ağrı
  • Kilo kaybı
  • Mide bulantısı ve kusma
  • Göz akında ve ciltte sararma
  • Dışkılamaya rağmen bağırsakların boşalmadığı hissi
  • Yutma güçlüğü
  • Yemek yerken çok çabuk doyma hissi

KOLON KANSERİ EVRELERİ

Kolon kanseri, kanserin yayılma derecesine göre sınıflandırılan çeşitli evrelere ayrılır. Evre 0'da kanser, sadece bağırsağın iç yüzeyini kaplayan mukozal tabakada sınırlıdır. Evre I'de kanser, bağırsağın daha derin katmanlarına ilerlemiş, ancak lenf düğümlerine veya uzak organlara yayılmamıştır. Evre II'de kanser, bağırsak duvarını tamamen geçmiş ancak yakın lenf düğümlerine yayılmamıştır. Evre III'de kanser, yakın lenf düğümlerine yayılmıştır ve bu, kanserin vücudun diğer bölümlerine yayılma potansiyeli taşıdığını gösterir. Evre IV, kanserin en ileri evresidir ve bu aşamada kanser, karaciğer veya akciğer gibi uzak organlara metastaz yapmıştır. Her evre, tedavi seçenekleri ve prognoz açısından farklılık gösterir. Evrelerin doğru saptanması, en uygun tedavi planının oluşturulmasında hayati önem taşır.
KOLON KANSERİ NEDENLERİ VE RİSK FAKTÖRLERİ

Kolon kanserinin kesin nedenleri tam olarak bilinmese de, çeşitli risk faktörleri tanımlanmıştır. Yaş ilerledikçe kolon kanseri riski artar; özellikle 50 yaş üstü bireylerde daha yaygındır. Ailesel geçmişte kolon kanseri veya polipleri olan kişilerde risk daha yüksektir. Bazı genetik sendromlar, Lynch sendromu ve ailesel adenomatöz polipozis (FAP) gibi, kolon kanseri riskini artırabilir. Diyet faktörleri de önemlidir; yüksek yağlı, düşük lifli gıdaların tüketimi ve kırmızı et aşırı tüketimi riski artırabilir. Fiziksel aktivite eksikliği, obezite ve sigara kullanımı da kolon kanseri riskini artıran diğer faktörlerdir. Bu risk faktörlerinin farkında olmak ve düzenli tarama testleri, kolon kanserinin erken teşhisinde önemli rol oynar.

KOLON KANSERİ TANISI VE TARAMA YÖNTEMLERİ

Kolon kanser tanısı, tarama programı çerçevesinde ya da hastanın kolon kanser belirtileriyle hekime başvurmasıyla koyulur. Hekim, öncelikle hastanın anamnezini alır ve ardından fizik muayenesini yapar.
Tanı için kan testleri, dışkıda gizli kan bakılır. Alınan dışkı işlemden geçirilerek içinde hemoglobin varlığı araştırılır. İlk örnek pozitif çıkarsa yalancı pozitiflik araştırılır. Bunun için 3 ardışık testte her testte 2 örnek alınacak şekilde inceleme yapılır. Kan testleri: Kansızlık ve genel durum değerlendirmesi için istenen kan testlerinin yanında kanser belirteci olan karsinoembriyonik antijen (CEA) istenir. CEA kolon kanserine özgü olmasa da yüksekliği kolon kanseri için ipucu verir. CEA seviyesi tedavi sonrası hastalık takibinde kullanılır.

Kolonoskopi kolonoskopi ışıklı bir endoskopi aletidir ve kalın bağırsağın iç yüzeyinin ayrıntılı incelenmesine yardımcı olur. Bağırsakta var olan lezyonların saptanmasına ve lezyonlardan biyopsi alınmasına olanak tanıyan kolonoskopi sayesinde alınan doku parçası, laboratuvar ortamında incelenir. Patolojik tanıya bağlı olarak kişiye kolon kanser tanısı koyulur.

Son yıllarda fekal DNA adı verilen kalın bağırsaklardaki kanserleşmeye uygun poliplerden dışkı ile gelen genetik kodlara bakılarak kolon kanserini erken evrede yakalayabilmek mümkündür.

Çift kontrastlı baryumlu enema (lavman): Bu tanı yönteminde bağırsak mukozası baryumla sıvanır, rektumdan kateterle kolona hava verilir ve floroskopi altında çok sayıda grafi çekilir. Hastalarda tetkik öncesi bağırsak hazırlığı yapılmalıdır. Sedasyon genellikle yapılmaz. Hastalar işlem sırasında kramp tarzı ağrılar hissedebilirler, fakat işlem sonrasında işe dönebilirler. İnceleme 1 cm’den büyük adenomların yarısını ve tüm poliplerin % 39’unu saptayabilmektedir.
Görüntüleme yöntemleri arasında ultrasonografi daha düşük hassasiyete sahiptir. Küçük çaplı polipleri atlayabilir, ama bağırsak duvar kalınlaşmasında artış gibi özellikli olmayan bulguları göstererek hekimin şüphelenmesini sağlayabilir.
KOLON KANSERİ NERELERE SIÇRAR?

Kolon kanseri, ilerledikçe vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Bu yayılma, metastaz olarak bilinir ve kanserin başka organlara veya dokulara sıçramasını ifade eder. Kolon kanserinin en yaygın metastaz yaptığı yerler şunlardır:

Karaciğer: Kolon kanserinin metastaz yapma olasılığı en yüksek olan organ karaciğerdir. Kanser hücreleri, kan dolaşımı aracılığıyla kolondan karaciğere taşınabilir. Karaciğerdeki metastaz, tedavi seçeneklerini ve prognozu etkileyebilir.

Akciğerler: Kolon kanseri, karaciğerden sonra en sık akciğerlere yayılır. Kanser hücreleri, lenfatik sistem veya kan dolaşımı yoluyla akciğerlere ulaşabilir.

Peritoneum: Peritoneum, karın boşluğunun iç yüzeyini kaplayan zarıdır. Kolon kanseri bazen peritoneuma yayılarak, karın içindeki diğer organları etkileyebilir.
Lenf Düğümleri: Kolon kanseri, ilk olarak yakın lenf düğümlerine yayılabilir. Lenf düğümlerindeki kanser varlığı, kanserin yayılma derecesini ve tedavi stratejisini belirlemede önemlidir.

Diğer Organlar: Daha nadir durumlarda, kolon kanseri beyin, kemikler veya diğer organlar gibi daha uzak bölgelere de yayılabilir.

Kolon kanserinin yayılma eğilimi, kanserin evresi ve diğer prognostik faktörlerle yakından ilişkilidir. Metastazın varlığı, genellikle kanserin daha ileri bir evrede olduğunu ve daha agresif tedavi yaklaşımlarının gerekebileceğini gösterir. Bu nedenle, düzenli taramalar ve erken teşhis, kolon kanserinin yönetiminde büyük önem taşır.
KOLON KANSERİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Kolon kanseri tedavisi, kanserin evresine, hastanın genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişir. Erken evre kolon kanseri genellikle cerrahi ile tedavi edilir ve bu, kanserli dokunun ve çevredeki lenf düğümlerinin çıkarılmasını içerir. İleri evre kanserlerde cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi bir kombinasyon olarak kullanılabilir. Radyoterapi, kanser hücrelerini öldürmek ve tümörleri küçültmek için yüksek enerjili ışınlar kullanır. Kemoterapi, kanser hücrelerinin büyümesini durdurmak veya yavaşlatmak için ilaçlar kullanır ve ağızdan alınabilir veya damar yoluyla verilebilir. Hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapi gibi yeni tedavi yöntemleri de bazı kolon kanseri hastaları için seçenek olabilir. Tedavi planı, her hasta için bireyselleştirilmelidir ve multidisipliner bir yaklaşım gerektirir.
KOLON KANSERİ GENETİK Mİ?

Kanser, hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalması neticesinde ortaya çıkan bir hastalıktır. Hücrelerin kontrolsüz çoğalmasında çoğu zaman hücrelerde meydana gelen bir DNA bozulmasının etkisi vardır. Bu nedenle diğer kanser türlerinde olduğu gibi kolon kanseri de ailesinde kolon kanseri tanısı olan bireylerde daha yaygın görülür.

KOLON KANSERİ CİNSİYETE BAĞLI MI?

Bilimsel araştırmalara göre erkeklerin kadınlara oranla kolon kanserine yakalanma riski daha fazladır. Kolon kanserinin cinsiyete göre dağılımı incelendiğinde ise kolon kanseri erkeklerde üçüncü, kadınlarda ikinci en çok görülen kanser çeşididir.
KOLON KANSERİ NASIL İLERLER?

Bir polipte kanser oluşursa, kanserli doku zamanla kolon veya rektum duvarına ilerleyebilir. Kolon ve rektumun duvarı birçok katmandan oluşur. Kolon kanseri en içteki katmanda (mukoza) başlar ve diğer katmanların bir kısmı veya tamamı boyunca dışa doğru büyüyebilir.
Kanser hücreleri kolon duvarında olduğunda, kan damarlarına veya lenf damarlarına (atıkları ve sıvıyı taşıyan küçük kanallar) doğru büyüyebilirler. Oradan yakındaki lenf düğümlerine veya vücudun uzak kısımlarına ulaşarak metastaz yapabilirler.

Bir kolorektal kanserin evresi (yayılma derecesi), kanserli dokunun duvara doğru ne kadar ilerlediğine ve kolon veya rektumun dışına yayılıp yayılmadığına bağlıdır.

KOLON KANSERİNDE YAŞAM TARZI VE DESTEK

Kolon kanseri teşhisi ve tedavisi sırasında, sağlıklı yaşam tarzı seçimleri ve psikolojik destek önemlidir. Dengeli ve sağlıklı bir diyet, fiziksel aktivite ve sağlıklı kilo koruma, kanserin tekrarlama riskini azaltabilir ve genel sağlık durumunu iyileştirebilir. Sigara kullanımından kaçınmak ve alkol tüketimini sınırlamak da faydalıdır. Kanser tedavisi sırasında ve sonrasında, duygusal ve psikolojik destek sağlamak önemlidir. Kanser destek grupları, danışmanlık hizmetleri ve sosyal destek, hastaların ve ailelerinin bu zorlu süreçte başa çıkmalarına yardımcı olabilir. Hastaların tedavi sürecinde ve sonrasında düzenli tıbbi takip ve kontrolleri sürdürmeleri, sağlıklarını korumak ve kanserin tekrarlamasını önlemek için önemlidir.


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ

Haber Kaynak

HABER MERKEZİ