Karaciğer yağlanması son dönemde pek çok etkene bağlı olarak, sıklıkla duyduğumuz bir sağlık sorunudur.
Karaciğer; karın boşluğunun sağ üst tarafında yer alan ve vücudumuzda pek çok hayati fonksiyonun kaynağı olan önemli bir iç organdır. Gerek genetik faktörler, gerekse de dış etkenler sebebiyle, bu organın etrafında yağ dokularının birikmesine ise, karaciğer yağlanması adı verilir. Peki bunun nedenleri nelerdir, neler yapılmalıdır, ne gibi sonuçlara yol açar? İşte bu yazımızda sizlere tüm bu soruların cevaplarını veriyor olacağız.
Hiç şüphesiz ki sağlık en değerli hazine! Fakat biz bu hazineyi korumak için yeteri kadar özen gösteriyor muyuz? Öncelikle belirtmek gerekir ki; hem fizyolojik hem de psikolojik sağlığımız için yapacağımız ilk şey; her gün 30 dakika yürümektir. Hareketsiz yaşamın tüm organları olduğu gibi, karaciğeri de son derece olumsuz etkilediğinin unutulmaması gerekir.
Enginar: A,C ve B vitaminleri bakımından zengin olan enginar, vücudun potasyum, manganez ve kalsiyum ihtiyacını karşılar. İçeriğinde bulunan ‘’ciarin’’ adlı madde sayesinde karaciğerin sağlıklı çalışma sistemine önemli katkılarda bulunur.
Kahve: Antioksidan özelliği bulanan kahve; iltihaba ve hepatit kaynaklı karaciğer hasarına karşı onarıcı etki göstermektedir. Ayrıca yağ yakımını hızlandırması sebebiyle, karaciğer yağlanmasına karşı da mutlaka günde 1-2 fincan tüketilmelidir.
Yeşil çay: Günde 2-3 fincan düzenli yeşil çay tüketiminin metabolizmayı hızlandırarak ödem söktürdüğü, iltihabı kuruttuğu ve karaciğer temizliğine yardımcı olduğu yapılan bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır.
Sarımsak: Gerek modern tıpta gerekse alternatif tıpta, tüm uzmanlar tarafından doğal antibiyotik olarak adlandırılan sarımsağın yemeklerde ya da çiğ olarak tüketilmesi karaciğer sağlığını olumlu yönde etkilemektedir.
Kuşkonmaz: Vücudu toksik maddelerden arındıran kuşkonmaz, mevsiminde tüketildiğinde; karaciğer fonksiyonlarını desteklemektedir.
Üzüm: Hem çekirdekli siyah üzüm, hem de kırmızı-mor renklerdeki üzümler, içeriğinde barındırdıkları resveratrol adlı bileşen sayesinde şifa kaynağı olmaktadır.
Yer Fıstığı : Kolin bakımından zengin olan yer fıstığı, E vitamini ve çeşitli minerallerle karaciğer sağlığını önemli oranda korumaktadır. Günde bir avuç olacak şekilde tüketilmesi tavsiye edilmektedir.
Yağlı Balıklar: Uskumru, mezgit, somon gibi yağlı balık türlerinin buğulama veya ızgara gibi sağlıklı yöntemlerle pişirilerek tüketilmesi önerilmektedir. Böylece vücudun önemli bir ihtiyacı olan omega 3 alımı gerçekleşmiş olmaktadır. Bu da kolesterolün dengelenmesinden, iltihabın ve kanserin önlenmesine kadar pek çok yarar sağlamaktadır.
Greyfurt: Naringin ve naringenin gibi bileşenler içeren greyfurt, karaciğer fonksiyonlarını düzenleyerek iltihaba ve yağlanmaya karşı bir kalkan oluşturmaktadır.
Ayrıca; bahsi geçen gıdaların alerji riski olmayan kişiler tarafından, hekim kontrolünde ve günlük dozu aşmayacak şekilde kullanılması önem taşımaktadır.