Beşiktaş taraftarının eleştirilerine maruz kalan ve görevinden ayrılan eski Sportif Direktör Ceyhun Kazancı açıklamalarda bulundu. Ceyhun Kazancı, Valerien Ismael tercihi ve transfer süreçleri üzerine konuştu.
Beşiktaş'taki sportif direktörlük görevinden ayrılan Ceyhun Kazancı, Lider TV'de önemli açıklamalarda bulundu.
"Yok konuşmadım bir süre daha da aslına bakarsanız durmak istiyorum. Biz başkanla da konuştuk. Bizim kulübün iç gündemi de yoğun. Çok böyle polemik yaratacak bir şey yapmak istemedim. O yüzden hiç konuşmadım. Başkanla da biraz orada paralel hareket ediyoruz. Bu arada ayrıldım da elden geldiğinde elimdeki dosyalara devam ediyorum. Tamamen bir yüzde yüz kopma yok. Tamamen benim tarafımdan olan bir ayrılıktı bu. O yüzden de yine kulüp stratejisinde hareket ediyoruz."
"Hiç alakası yok. Geçen hoca da açıkladı. Hayretler içinde kaldık biz. İşin dürüstçesi biz kulüp olarak da iletişim konusunda zayıfız. Onu da itiraf etmek lazım. Hiçbir kez en ufak bir sıkıntımız olmadı hocayla. Zaten hoca da o basın toplantısında dile getirdi bunu. Çok da şaşırdığını, bu ayrılığı istemediğini söyledi. Bizm bir kere bile ne kavgamız ne de kıyametimiz olmadı."
"Tabii yüzde yüz oldu. Ben böyle konulara çok takılan biri değilim. Başarısız da olmuş olabilirim sonuçta."
Valerien Ismael konusunda başarısız olduğunuzu düşünüyor musunuz?
"Ben öyle düşünmüyorum. Bu benim kendi görüşüm ama. Tekrardan aynı dosyaları açmak istemiyorum. Orada bir strateji vardı. Denediğimiz bir yol vardı. O yol bir yere varmadı. Bu illa başarısızlık olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü başarısız olunca "Valerien yanlış tercihti" bir yorumdur. Bu da olabilir bu arada. Bunu ben kesinlikle çok doğru bir tercihtir anlamında söylemiyorum. Orada bir felsefenin temsilcisiydi o. Camia tarafından da sonuçta çok yıpratıldı. Özellikle sosyal medya yönetimi konusunda biraz zayıfız. Oradan bir algı yaratılıyor. O onun peşinden gidiyor. İş biraz takımı desteklemekten ziyade, "Bu adamlar gitsine" döndü."
Peki neden bir pes etme vardı? Neden bir ayrılma oldu?
"Yani özellikle son dönemde iş şeyde kaldı. Ben iyi bir Beşiktaşlıyım sonuçta. Özellikle son dönemdeki bu suni yaratılan panik havas tamamen benim şahsıma kaldı açık söylemek gerekirse. Sanki biz almıyoruz alamıyoz gibi bir şeye döndü. Kimse de sormadı bu kadar transfer bunca sene nasıl geldi diye. Bu işin elli bin tane parametresi var. Başta Suudi Arabistan olmak üzere bu sene çok şartlar değişti."
"Bizim ekonomik durum da diğer takımlar gibi değil. Biz öyle 8-10 milyon euro veremiyoruz. Az paramız var anlamında değil. Her zaman doğru adamları doğru bütçe ile alabilme peşinde koştuk bugüne kadar. Dolayısıyla o strateji çerçevesinde biraz uzadı. Bizim takımın 10 tane adama ihtiyacı yoktu. Geçen sene neredeyse sıfırdan bir takım kurduk. Ama bu sene öyle değil. Zaten takımın iskeleti neredeyse belli."
"Gecikmeler, şunlar, bunlar, Tadic konusunda ihale benim üzerime kaldı. İstersen sen 10 milyon euro'ya bir takım kur. Umurumda değil ki kimsenin. Sene ne kadar daha fazla isim getirirsen o olur. Herkes şu an o kafada. Maalesef normal bir lig var. Bir de yaz ligi var. Yazın şov yapma ligi. İsimler ile taraftarların birbirine hava attığı bir lig var. Ben de bunları çok garip buluyorum. Her şey günün sonunda sahada belli olur."
"Kim iyi takım kim kötü takım orada anlaşılır. Galatasaray'ın sonuç olarak yapmış olduğu transferler neden baskı yaratıyor buraya, anlamıyorum. Sosyal medyada niye yarattığını anlıyorum da biz düşürebilirdik bu tansiyonu"
"Şenol Güneş'le hiçbir problem yaşadınız mı?"
"Sıfır. Ufacık tartışmamız bile olmadı."
"Samimiyetine inanıyor musunuz?"
“Bilemiyorum yani. O analizi yapmam mümkün değil. Ancak 9 ay boyunca da insan biraz kendi yüzünü belli eder eğer samimiyet yoksa. 3-5 gün de çalışmadık yani. Neredeyse her gün 2-3 saat birlikteydik. Sadece futbolla alakalı da değil. İlginç de bir insan. Bilge de bir insan. Benim de çok ilgimi çekti. Ben tanımıyordum o kadar Sohbeti falan da çok ilginç ve ufuk açan bir insan. Dolayısıyla kendi adıma en ufak bir sorun yaşamadım.”