Megalomani, bir narsistik kişilik bozukluğunun belirtileri arasında yer alır.
Tarih boyunca Napoleon Bonaparte, Adolf Hitler, Josef Stalin ve Mao Zedong gibi figürler, megalomani ve narsistik özelliklerle anılmışlardır. Aslında, bu özellikler, bu kişilerin küresel hükümeti ele geçirme hedeflerini cesaretlendirmişti. Bu liderlerin eylemlerine dikkatlice bakıldığında, her birinin kendi vatanlarını koruma ve diğer ülkeleri fethetme konusunda tek yetenekli kişi olduklarına inandıkları görülür. Bu liderler, kendi varlıklarının hayati ve vazgeçilmez olduğuna inanmışlar ve bu nedenle sınırsız gücü elde etme peşinde koşmuşlardır.
Dikkat çekici olan, mutlak güce ve liderliğe sahip olduklarına inanarak çekinmeden kendi kendilerini en büyük fethedenler olarak tanımlayan bu kişiler, daha derin patolojik belirtiler yaşamalarının temelinde, ulaşılamaz ve yetenekli olduklarına dair bir inançla sorumluluk hissetmelerinin yattığıdır. Tarih, zaman zaman megaloman bireylerin, akla gelmeyecek eylemlere girişerek tehlikeli liderlere dönüştüğünü gösterir.
Megalomaniye sahip bir kişi, sadece kimsenin gerçekleştiremeyeceği şeyleri başarabileceğine inanmakla kalmaz. Aynı zamanda, aşırı derecede sorumluluk hissi nedeniyle, eylemlerinin sonuçlarından kendini suçlama eğilimindedir. Görüldüğü üzere, megaloman bireyler aşırı bir şekilde bencillik algısına sahiptirler. Bu kişiler, oldukça özgüvenli görünseler de, sevgi eksikliği yaşarlar. Kendilerini boşlukta ve değersiz hissederler.
Megalomani belirtileri taşıyan kişilerin özellikleri genel itibari ile şu şekildedir;
“Megaloman” ve “narsist” terimlerinin sık sık birbirleri ile karıştırılır. Dünya Sağlık Örgütü’nün Uluslararası Hastalıkların ve İlgili Sağlık Sorunlarının Sınıflandırılması veya Amerikan Psikiyatri Birliği’nin Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nda kesin tanımlamalarını bulamazsınız. Günümüzde, megalomanyak eğilimler sergileyen bireylere genellikle narsistik kişilik bozukluğu teşhisi konulabilir.
Narsistik kişilik bozukluğu, bireyin kendisine karşı abartılı bir sevgi ve özsaygı duygusuyla tanımlanır. Megalomani ise güç, çekicilik ya da diğer fiziksel ve psikolojik niteliklere dayalı hezeyanlarla beslenen aşırı bir öz değer duygusunu ifade eder. Bu nedenle, tüm megalomanlar narsist özelliklere sahip olabilir, ancak tüm narsistler megaloman olmak zorunda değildir.
Megalomani belirtileri gösteren bir bireyin tedavi edilmesi için öncelikle bu durumu kabul etmesi gerekmektedir. Eğer sorun şizofreni gibi ciddi bir seviyeye ilerlemişse, profesyonel bir doktor rehberliğinde psikoterapi ve ilaç tedavisi gibi yöntemler kullanılarak tedavi süreci başlatılır.
Ancak, tam anlamıyla iyileşmenin garanti olmadığını belirtmek önemlidir. Megalomani gösteren bireylerin tedavisinde ve günlük yaşamlarında bu kişilerle etkileşimde bulunanların da son derece dikkatli olmaları gerekmektedir.