Charles Oppenheimer, Nolan'ın biyografi filmdeki bir sahneden rahatsız olduğunu belirtti.
Christopher Nolan'ın son filmi "Oppenheimer" vizyon yolculuğuna gişede harikalar yaratarak başladı ve övgüler topladı. Özellikle filmin yıldızı Cillian Murphy, "atom bombasının babası" J. Robert Oppenheimer'ı canlandırmasıyla kariyerinin en iyi performansını gösterdiğine dair yorumlar alıyor.
Nolan'ın "American Prometheus: J. Robert Oppenheimer'ın Zaferi ve Trajedisi" kitabından uyarladığı film, Oppenheimer'ın Manhattan Projesi sırasında atom bombası üstündeki çalışmalarının yanı sıra onun yaşamını, aşklarını, eğitimini ve onu şekillendiren anları da irdeliyor.
Oppenheimer'ın memleket hasreti çektiği Cambridge'deki zamanından en kötü şöhretli anekdotlardan biri de filmde kendisine yer buldu.
Metnin devamı "Oppenheimer" hakkında sürprizbozan/spoiler içerir.
İddiaya göre Oppenheimer, bir elmayı potasyum siyanürle zehirleyip onu üniversite hocası Patrick Blackett'e (James D'Arcy) bırakmıştı. Hikaye yıllar boyunca birçok kez anlatıldı ve Oppenheimer hakkında bir biyografi yazan yazar Ray Monk'un sözleriyle, insanların bu hikayenin gerçek mi yoksa Oppenheimer'ın kendi hikayesinin bir parçası olması için uydurulmuş bir mit olup olmadığını olmadığını merak etmesine yol açtı.
Oppenheimer'ın torunu Charles Oppenheimer, Time Magazine'e yaptığı açıklamada, çekimler sırasında birkaç kez ziyaret ettiği filmin vizyona girmesiyle ilgili konuştu ve elma sahnesinin dahil edilmesinin, büyükbabasının yaşamının güzel bir temsili olduğunu düşündüğü filmle ilgili tek memnuniyetsizliği olduğunu dile getirdi:
"En az sevdiğim kısım, American Prometheus'ta bir sorun olan bu zehirli elma referansı. American Prometheus'u yeterince dikkatli okursanız, yazarlar 'Bunun olup olmadığını gerçekten bilmiyoruz' diyorlar. Birini öldürmeye çalıştığına dair bir kayıt yok. Bu gerçekten ciddi bir suçlama ve tarihi bir revizyon. Robert Oppenheimer'ın hayatı boyunca bunu duyup da doğru bulan tek bir düşmanı ya da arkadaşı yok."
Charles Oppenheimer devam ederek, zaman içinde hikayelerin mitolojikleşebileceğini açıkladı ve filmin bu sözde olayı, biyografinin sunduğuna kıyasla filmde pek de uğursuz görünmeyen daha hafif bir havayla ele aldığını kabul etti. Filmin diğer alanlarda aldığı dramatik özgürlüklerin filmin yararına olduğunu ve özellikle büyükbabasının Albert Einstein ile sohbet ettiği kilit sahnelerden keyif aldığını ekledi.