İslam dini, oruç ibadetini insanlara güçleri ölçüsünde yerine getirmeyi emretmiş ve zorluk durumlarında oruç tutmamaya müsaade etmiştir. Ramazan ayında oruç tutamayanlar için belirli mazeretler mevcuttur. Kur'an-ı Kerim ve hadislerde bu mazeretler açıkça belirtilmiş olup, işte oruç tutmamayı mübah kılan 6 durum:
Yolculuk: Sefer mesafesindeki bir yere seyahat eden bir kişi, oruca niyet etmese de yolculuk sırasında orucunu tutmak zorunda değildir. Yolculuk sırasında oruç bozulursa, sadece kaza yapılması gerekir, keffaret gerekmez.
Hastalık: Oruç tutarken hastalığının artmasından veya daha uzun sürmesinden endişe eden kişiler oruç tutmamaya ruhsatlıdır. Ayrıca, doktor tarafından oruç tutmaması önerilen hastalar da oruç tutmazlar.
Yaşlılık: Oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlı kişiler, oruç tutmadıkları günlerin yerine fidye verebilirler. Bu durumdaki kişiler, iyileşme umudu taşımadıkları için oruç tutmadan fidye verirler.
İleri Derecede Açlık veya Susuzluk: Eğer oruç tutulması, sağlığı ciddi şekilde tehlikeye sokacak kadar açlık veya susuzluk problemi yaratıyorsa, kişi orucunu bozabilir. Böyle bir durumda, sağlık düzeldikçe oruç kaza edilir.
Zor ve Meşakkatli İşlerde Çalışmak: Ağırlık veya yoğun işlerde çalışan kişiler, oruç tutarken sağlıklarının zarar görmesinden endişe ediyorsa oruç tutmamaya hak kazanırlar. Oruçlarını, uygun bir zamanda kaza edebilirler.
Gebe ve Emzikli Kadınlar: Eğer gebe veya emzikli kadınlar, oruç tutmanın kendileri veya çocukları üzerinde olumsuz etkiler yapacağından endişe ederlerse, oruç tutmamaya müsaade edilir. Bu durumda oruç, sağlık durumları normale döndüğünde kaza edilir.
İslam alimleri, bu mazeretlerin dışında herhangi bir durumda oruç tutmamanın doğru olmayacağını belirtmiştir. Her mazeret, kişilerin sağlıkları ve iyilikleri için önemlidir ve bu durumlar sona erdiğinde, oruçlar kaza edilerek tamamlanır.