ABD dolarının dünya genelindeki merkez bankalarının döviz rezervlerinde yer alan payı, 1995 yılından bu yana en düşük seviyesine ulaştı. Bu önemli değişimin arka planında, döviz kurlarındaki dalgalanmaların etkili olduğu vurgulandı. Doların global döviz rezervleri içindeki oranı, bu yıl ortasında yüzde 56,3'e geriledi ve bu durum, Mart ayı sonunda kaydedilen seviyeye göre 1,5 puanlık bir düşüş meydana getirdi.
Doların Rezerv Payındaki Düşüşün Sebepleri
Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından yayımlanan rapor, doların rezervlerdeki önemli düşüşünün merkez bankalarının dolara olan tutumlarından ziyade, döviz kurunun kendisindeki dramatik değişimlerden kaynaklandığını ortaya koydu. 2001 yılına geri gidildiğinde doları yüksek bir seviyede, yani yüzde 72,7 ile zirve yapmış olduğu görülüyor. Ancak son 30 yılda kademeli bir iniş sürecine girdiği anlaşılmaktadır. Bloomberg'in yaptığı bir habere göre, bu yılki düşüş, kesinlikle merkez bankalarının elinde bulundurduğu dolar miktarındaki azalmadan ziyade, para biriminin kendi değer kaybı ile alakalıdır. IMF’den çalışan araştırmacıların tespitlerine göre, doların döviz rezervleri içerisindeki düşüşünün neredeyse tamamı döviz kuru etkilerinden kaynaklanıyor. Bu durum, düşüşün yüzde 92'sinin döviz kuru hareketlerine bağlı olduğunu göstermekte.
Doların Değer Kaybının Nedenleri
ABD dolarının bu yıl değer kaybetmesinde belirleyici olan bir takım etkenler mevcut. Öncelikli olarak, eski Başkan Donald Trump’ın uyguladığı gümrük tarifesi artışları ile ABD Merkez Bankası (Fed) üzerinde oluşan faiz indirimine yönelik baskılar dikkat çekiyor. Ayrıca, bütçe açığını artıracağı beklenen vergi indirimleri de doları olumsuz etkileyen unsurlar arasında sayılmakta. Dolar endeksi genel bir düşüş trendine girmişken, Euro gibi diğer rezerv para birimleri ile altının değer kazandığı tespit edilmiştir. Örneğin, ABD doları, bu yılın ikinci çeyreğinde Euro karşısında yüzde 9, İsviçre Frangı karşısında yüzde 11, Sterlin karşısında ise yüzde 6'lık bir değer kaybı yaşamıştır. Merkez bankalarının döviz varlıklarını IMF’ye dolar cinsinden bildirdiği için, meydana gelen döviz kurlarındaki değişikliklerin rezervlerin değerine doğrudan etki edebileceği belirtilmektedir.
Euro’nun Yükselişi
Küresel döviz piyasalarında günlük işlem hacmi 9,6 trilyon doları buluyor. Bu büyük piyasalarda merkez bankalarının yatırım kararları, genellikle daha yavaş gelişim gösterirken, hızlı para yatırımı yapan küresel varlık yöneticileri buna nazaran daha az temkinli davranabilir. Böylece, 12 trilyon doları aşan toplam küresel döviz rezervi büyüklüğü, merkez bankalarının döviz ayırma kararlarının piyasa fiyatları üstünde önemli bir etki yaratacak boyutta olduğunu ortaya koyuyor. IMF raporuna göre, bazı durumlarda bir para biriminin değer artışı, merkez bankalarının toplam varlıklarındaki gerilemeleri dengeleyebilir. Bunun bir örneği olarak, Euro'nun Haziran ile sona eren üç ay içerisinde küresel rezervlerdeki payının yüzde 21'e yükselmesi ve 2021 yılından bu yana en yüksek seviyesine ulaşması gösterilebilir. Euro, böylelikle dolara karşı önemli bir avantaj sağlamış durumda.