Yaklaşık 200 gündür süren saldırılara rağmen Gazzeyi terketmeyip mücadele edenleri ve hastaneleri yurtları belleyen hekim ve sağlık çalışanlarını selamlayarak sözlerimize başlamak istiyoruz.
Yaklaşık 200 gündür süren saldırılara rağmen Gazzeyi terketmeyip mücadele edenleri ve hastaneleri yurtları belleyen hekim ve sağlık çalışanlarını selamlayarak sözlerimize başlamak istiyoruz. Türkiyedeki hekimler ve sağlık çalışanları olarak Sessiz Yürüyüş’ümüzün..
Yaklaşık 200 gündür süren saldırılara rağmen Gazzeyi terketmeyip mücadele edenleri ve hastaneleri yurtları belleyen hekim ve sağlık çalışanlarını selamlayarak sözlerimize başlamak istiyoruz.
Türkiyedeki hekimler ve sağlık çalışanları olarak Sessiz Yürüyüş’ümüzün 23. haftasında yeniden Gazze’yi hatırlamak ve hatırlatmak için toplandık.
Yaklaşık bir asırdır Filistin’i işgal eden siyonist rejim, o topraklarda sistematik bir şekilde katliamlar yapmakta, insanları yurtlarından zorla sürgün ederek mal varlıklarına el koymaktadır. İşgalci İsrail’in 7 Ekimden itibaren yaklaşık 200 gündür süren saldırıları neticesinde 34 bin kişi şehid oldu ve 100 bine yakın kişi ise yaralandı, 19 binden fazla çocuk ise yetim kaldı. İsrail’in Gazze’de bulunan hastanelere yönelik saldırıları katliamlara dönüşmüş, ancak söz konusu saldırılar uluslararası alanda henüz bir yaptırıma maruz bırakılmamıştır.
Saldırılardan önce Gazze’de yaklaşık 35 hastane bulunmakta iken şu anda Gazze’nin kuzeyindeki hastanelerin tamamı ve güneyindeki hastanelerin çoğu sağlık hizmeti veremez durumda. Bugünlerde Gazze’de ayakta kalan ve hala çalışmaya devam eden yalnızca 3-4 hastane mevcut. Bunların da sadece 2’sinde aktif olarak ameliyat yapılabiliyor. Hastanelerin bazıları bombalanarak tahrip edilmiş, bazılarının içindeki cihaz ve malzemeler parçalanarak kullanılamaz hale getirilmiş ve birçoğu da çalışan, 6 aydır maaş almadan çalışmaya devam eden doktor ve sağlık görevlilerinin şehit edilmesi, tutuklanması veya göçe zorlanması nedeniyle sağlık hizmeti veremez hale gelmiştir. Özellikle Gazze’nin kuzeyindeki bazı hastanelerde hemen hemen hiç tıbbi malzeme kalmamış ve güney-kuzey arası bağlantı neredeyse tamamen kesildiğinden dolayı malzeme tedariki de yapılamaz hale gelmiştir.
Gazze’nin kuzeyindeki en büyük hastane olan Şifa Hastanesi bombalandı ve hizmetdışı kaldı.
Gazze’nin güneyindeki en büyük hastanesi olan El-Nasır Hastanesi bombalandı ve hizmetdışı kaldı.
Gazze’nin güneyinde çalışır durumdaki hastanelerden biri olan Aksa Şehitleri Hastanesi bombalanıyor ve hizmetdışı kalmak üzere..
Gazze halkı abluka altında açlığa mahkum ediliyor. Bombaların, kitle imha silahlarının dehşetinden kurtulabilen insanlar, yetersiz beslenmenin, susuzluğun, salgın hastalıkların pençesinde ölüme mahkum ediliyor.
Gazze’deki durum kelimenin tam anlamıyla bir soykırım. İsrail Gazze’nin tamamını bir toplama kampına çevirmiş durumda ve hiçbir hukuk ve ahlak kuralı tanımadan, hiçbir insani değerle açıklanmayacak şekilde adeta bir soykırım yapıyor. İnsanların gidebilecekleri hiçbir yer yok ve en son sığındıkları hastaneler dahi bombalanıyor.
Gittikçe zalimliği ve zulmü artan İşgalci İsraile diyoruz ki zalimin sonu yaklaştıkça zulmü artar ve daha da azgınlaşır, senin de sonun yaklaştı, geçmişteki tüm zalimler gibi senin de tarihin kara sayfalarında adın geçecek ve lanetle anılacaksın, bugün senin zulmüne susanlar, senin yanında olup yardımcın olanlar da ilerde utancından kaçacak delik arayacak ve yargılanmaktan kurtulamayacak..
Elbet bugünler de tarih olacak, bugünler de gelecekte anılacak. Bugünlere dönüp baktığında elinden geleni yapanların gönlü ferah olacak. Diğerlerinin ise ömrü vicdan hapishanelerinde geçecek.
Biz Gazze’yi unutmadığımız, unutturmadığımızda,
İmkan olursa gemilerle kardeşlerimizin yardımına koşup, elimizden geleni yaptığımızda,
İmkan ve şartlar müsait olmadığında;
EYLEM ile yüreğimizdeki ateşi diri tuttuğumuzda, zulmedenlerin hangi akıbete uğrayacaklarını göreceklerini haykırdığımızda,
DUA ile Allah’dan yardım, sabır ve metanet dilediğimizde,
BOYKOT ‘u gevşetmediğimizde, alışkanlık haline getirdiğimizde sevinenler mazlumlar olacak.
Bebeklerin çığlıklarının dünya devletleri tarafından duyulmadığı, 7-8 yaşlarında çocukların yetim kaldığı, annelerin bebeklerine süt bulamadığı, yardım gönüllüleri, sağlık çalışanlarının ve hastanelerin birincil hedef olduğu GAZZE; KAZANDI, KAZANIYOR, KAZANACAK…
Bu minvalde tüm hekimleri, sağlık çalışanlarını ve bütün vicdan sahibi insanları harekete geçmeye, bu onurlu yürüyüşte yer alarak zulme karşı durmak adına Sessiz Yürüyüş kervanımızda ses olmaya davet ediyoruz!
Dünya yeni bir bahara gebeyken biz vicdanımızla, şuurumuzla, duamızla, eylemimizle Gazzedeki kardeşlerimizin yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz.
“Kanıksamayacağız!” “Normalleştirmeyeceğiz!” “Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız!”