Uzun, Türkiye içindeki etnik gruplara yönelik yaklaşımını vurgularken bölgesel aktörlere karşı net bir tavır sergiledi. Açıklamalar, partinin bağımsız ve millî duruşunu yinelerken tartışma yaratacak ifadeler içeriyor.
“Çözüm süreci diye bir şey yok”
Uzun, konuşmasında çözüm süreciyle ilgili olarak “Çözüm süreci diye bir şey yok” ifadelerini kullandı ve sürecin bir illüzyon olduğunu savundu. Konuşmasında ayrıca “Bizim kavgamız kimseyle değil; Kürt kardeşlerimizle de, Türk kardeşlerimizle de sorunumuz yok” diyerek iç barış vurgusu yaptı. Bu sözlerle Uzun, Saadet Partisi’nin içeride birlik-beraberlik mesajını öne çıkardı.
Suriye ve PYD’nin durumu: “Bana Türkiye’ye bulaşmasın”
Hasan Uzun, bölgesel meselelerde özellikle Suriye ve PYD’ye dair sert bir üslup kullandı. Basına yansıyan ifadelerine göre Uzun, “Suriye’deki PYD devleti rahat dursun; bana Türkiye’ye bulaşmasın” şeklinde konuştu ve Türkiye içindeki bazı terör unsurlarının Suriye’ye gönderilerek orada devletin kuruluşuna katkıda bulunmaları gerektiğini ima etti. Bu açıklama, Uzun’un bölgesel güvenlik ve sınır ötesi tehdit algısının vurgulandığını gösteriyor.
Konuşmada zaman zaman sert ve tartışmaya açık söylemler de bulunuyor; Uzun’un Suriye üzerinden bölgesel tarih ve güç dengelerine dair kullandığı söylemler yerel medyada öne çıkan noktalar arasında. Bu ifadeler, hem partinin milliyetçi-düşünsel çerçevesine hem de bölge politikalarına ilişkin duruşuna ışık tutuyor. Yerel haber kaynakları konuşmanın altını çizdi.
Saadet’in iç politika çerçevesi: “Milli, bağımsız ve şeffaf duruş”
Hasan Uzun, konuşmasında Saadet Partisi’nin dış etkilerden bağımsız, milli bir duruş sergilediğini ve parti faaliyetlerinin şeffaf olduğunu da tekrarladı. Bu vurgu, partinin hem yerel hem genel siyaset stratejisinin ana hatlarını belirleme çabası olarak yorumlanabilir.