2010 yılından bu yana görmüyor. Ortahisar ilçesindeki iş yerine rahatsızlıkları nedeniyle sadece cumartesi günü ailesinin yardımıyla gelebilen Gönüller, 45 yıldır sürdürdüğü mesleğinde bir araya getirdiği eski kitaplar, pullar, plaklar, dergiler, kartpostallar, kağıt ve demir paraların satışını yapıyor. 7 çocuk ve 17 torun sahibi Gönüller, 1965 yılından bugüne mesleğini sürdürüyor.
TRABZON’UN HAREKETLİ DELİKANLISI
Erdoğan Gönüller, 1934 yılında Trabzon’da doğdu. İlkokulun ardından Erkek Sanat Okulu’nu ve Öğretmenlik okulunu da bitirdik. 5 yıl sınıf öğretmenliği yaptı. 1961 yılında öğretmenlik mesleğini bırakarak ticari hayata atıldı. Gazete Bayiliği ve kuruyemiş ticaretiyle uğraştı. 1965 yılında ikinci el kitapçısı olarak ilk kitapçı dükkanını açtı. Erdoğan Gönüller; Mahmut Doruk, Özgün Baran ile birlikte 1965 yılında Trabzon İl Başkanlığı’nın Atilla Aşut’un yaptığı Türkiye İşçi Partisi kurucusu ve yöneticisiydi. Haraketli hızlı bir delikanlıydı. 1980 öncesinde bütün solcular devrimciler gençler kitap ihtiyaçlarını Dost kitabevinden temin ederdi. O süreçte gençlere sol kitaplar sağlamak, böyle bir mücadelede yer almak ayrıca sol kitabevi sahibi olmak yürek işiydi. 1960 ‘lı yılların sonlarına doğru Atilla Aşut’un sahibi olduğu Sömürüye Kaşı Savaş isimli haftalık gazetenin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 1987 yılına gelindiğinde bir sahaf kimliği kazanmaya başlamıştır. Trabzon Uzun Sokak’ta bulunan Dost Sahaf’ta, 1987 yılından beri hizmet vermektedir. Ne yazık ki görme ile ilgili problemler yaşasa da sahaflık hizmetine devam etmiştir. Trabzon’da sahaf kültürünü yaşatan bu değerli insan, bir sahaftan daha fazlasıdır.
KENDİ ANLATIMIYLA ERDOĞAN GÖNÜLLER
SAHAF İZ SÜRENDİR
“1987’de eski kitapları almaya başladım. Ayrıca Türkiye’deki diğer kitapçılarla, yayınevleriyle de ilişkilerim vardı. Yayınları takip eder ve okurdum. Her taraftan haberim olmasını önemserdim. Değerli olan kitabı, dergiyi ya da gazeteyi arayıp bulmak sahaflıkta önemlidir. Ve tabii ki kitapların daha iyi durumda olanlarını bulmak ve onları özenle saklamak da önemlidir. Sahaf olan insan; dükkânda eserleri yazarlarına, aranma oranlarına göre doğru şekilde ayırmalı ve gelen müşterisini yönlendirebilmelidir. Ayrıca sahaf, kitabı seven bir insan olmalı. Bununla beraber sahaflık mesleği zamanla kazanılır. Ben de 1990 sonrasında gerçekten sahaflığı yapmaya başladım. Bir kitabın sahafa adım atması için eski basım, belki nadir bulunan ve isim yapmış olması gerekir. Bu, sadece kitapları değil eski dergi ve gazeteleri de kapsıyor. “Belirli bir tarih öncesinde/sonrasında olmalıdır” diye bir kriteri yoktur. Mesela burada Osmanlıca basımlara kadar var. Kitap, dergi ve gazetelerin sahaflarda bulunması için aranan eski basımlar olması yeterlidir. Ek olarak deforme olmamış olması da gerekir ki kitap, bir sonraki okuyucuya ulaştırılabilsin. Kitapları ya da diğer eski yazılı basımların kimini, okuyucular elinden çıkarmak istiyor ve biz de uygun olanı alıyoruz. Ya da gelen müşterinin isteğine göre ediniyoruz. Türkiye’deki diğer tanıdık sahaf/kitapçılarla konuşuyor ve bulabilirsek müşteriye sunuyoruz.
DARBE OKUMA ALIŞKANLIĞINI ALDI GÖTÜRDÜ
80 darbesinden sonra okuma alışkanlıkları kayboldu çünkü o dönem kitap okuyan, silah tutandan daha tehlikeli oldu. Sırf ellerindeki kitaplar yüzünden insanlara cezalar verildi hatta ben de bir kitapçı olarak, 1983 yılının sonunda elimdeki bir dergi ve kitaptan dolayı 2 yıl hapis cezası, 8 ay da sürgün cezası aldım. Yani o yıllarda kitap okumak bir suç olmuştu. 2000’lerde üniversite öğrencilerinin artmasıyla okuma alışkanlığı da tekrar kazanılmaya başlandı. Tabii ki okuyan insanın artması, sahaflığı da etkilemiştir. Günümüzde okuma alışkanlıkları daha iyi denebilir. Kitap okuyan insanın okuma alışkanlığı kaybolmadıkça -ki kazanan kolay kolay kaybetmez- sahaflık da yaşayacaktır. Okullarda okuma alışkanlığı çocuklara kazandırılmalı, okuma saatleri olmalıdır. Okumak, her şey gibi sahaflığı da olumlu etkileyecektir.