ABD, Avrupa Birliği, Japonya ve Güney Kore gibi gelişmiş ekonomilerde dolar karşısında para birimlerinin değer kazandığı ya da istikrarlı seyrettiği görülürken, Türkiye'de döviz kurlarındaki artış devam ediyor. Bu durumun arkasındaki nedenleri anlamak için bazı faktörlere daha yakından bakmak gerekiyor.
Türkiye'deki yüksek enflasyon, dövize olan talebi artırarak Türk Lirası'nın değer kaybetmesine neden oluyor. Vatandaşlar ve şirketler, satın alma güçlerinin düşmesiyle Türk Lirası yerine dövize yöneliyorlar, bu da döviz kurlarını yukarı çekiyor.
TCMB'nin faiz artışlarına rağmen beklenen yabancı sermaye girişi gerçekleşmedi. Ekonomistlere göre, geçmiş politikaların etkisi ve güven eksikliği hala devam ediyor, bu da döviz kurlarının yüksek seyretmesine yol açıyor.
Türkiye'nin cari açık vermesi, dış ticaret ve borç ödemelerinden dolayı sürekli döviz ihtiyacı duymasına neden oluyor. Bu yapısal sorun çözülmeden döviz kurlarında kalıcı bir düzelme beklemek zor.
Merkez Bankası'nın negatif seviyedeki rezervleri ve Kur Korumalı Mevduat sisteminden çıkan paraların tekrar dövize yönelmesi, döviz kurlarında artış baskısını artırıyor.
Ortadoğu'daki çatışmalar, iç siyasi belirsizlikler ve erken seçim tartışmaları, Türk Lirası üzerinde baskı yaratan faktörler olarak öne çıkıyor.
ABD Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası'nın faiz indirimleri gelişmekte olan ülkelere sermaye girişini artırabilirken, Türkiye'ye yönelen sermaye henüz istenilen seviyede değil. Yatırımcıların risk algısının yüksek olması bu durumun temel nedenlerinden biri olarak gösteriliyor.