Bu verilere göre, Türkiye'de eğitim süreleri ve cinsiyet eşitliği üzerine ilginç sonuçlar ortaya çıktı.

Muhtemel Eğitim Süresi (MES) açısından bakıldığında, 2022 yılında kadınlar için 18,3 yıl, erkekler için ise 18,1 yıl olarak belirlendi. Her iki cinsiyette de en yüksek MES değeri İstanbul'da kaydedildi. İstanbul'u erkeklerde sırasıyla Bayburt, Karabük, Ankara ve Erzurum izlerken, kadınlarda sıralama Karabük, Ankara, Eskişehir ve Artvin oldu.

Muhtemel eğitim süresi hesaplamalarına göre, Türkiye'de ilkokula başlama çağındaki bir bireyin en yüksek eğitim seviyesini tamamlayana kadar eğitim hayatında geçirmesi muhtemel süre 2022 yılında 18,2 yıl olarak tespit edildi. İlkokul çağındaki bir bireyin ortaöğretimi tamamlayana kadar eğitimde geçirmesi muhtemel süre ise 12,7 yıl olarak hesaplandı.

Okul öncesi eğitimde ise 2018 yılında 1,2 yıl olan muhtemel eğitim süresi, 2022 yılında 1,6 yıla yükseldi. Bu, okul öncesi eğitimde son beş yılda yüzde 32,5'lik bir artışı göstermektedir.

Muhtemel eğitim süresi en yüksek olan iller sırasıyla İstanbul, Karabük, Ankara, Bayburt ve Rize olarak sıralandı. En düşük muhtemel eğitim süresine sahip iller ise Şanlıurfa ve Muş oldu.

Muhtemel eğitim süresinin son beş yılda en fazla arttığı il yüzde 8,2'lik artış ile Çankırı oldu. Diğer yüksek artış gösteren iller ise Gümüşhane, Ağrı, Van ve Ardahan olarak sıralandı. Aynı dönemde muhtemel eğitim süresi en fazla azaldığı iller ise Eskişehir, Antalya, Düzce, Isparta, Karabük ve Edirne olarak belirlendi.

Cinsiyet eşitliği endeksi, kadınların erkeklere oranı ile hesaplandı ve 2022 yılında 1,01 olarak kaydedildi. Bu endeks, son beş yılda 0,04 puan artarak kadınlar lehine bir değişim gösterdi. En yüksek cinsiyet eşitliği endeksine sahip iller Çanakkale, Bilecik, İzmir, Zonguldak ve Edirne oldu, en düşük endeks ise Siirt, Bitlis, Şanlıurfa, Muş ve Batman illerinde görüldü.

TÜİK tarafından paylaşılan veriler, Türkiye'deki eğitim süreleri ve cinsiyet eşitliği konularında önemli bilgiler sunarken, eğitim ve cinsiyet eşitliği alanlarında daha fazla çalışmanın yapılması gerektiğini vurguluyor.