Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 26 bin 149 lira olarak belirlenirken, bu ailenin yoksulluk sınırı ise 90 bin 450 liraya ulaştı. DİSK/Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin (BİSAM) Ağustos 2025 verilerine göre, tek başına yaşayan bir birey için ise yoksulluk sınırı 42 bin 234 lira olarak hesaplandı. Bu rakamlar, yüksek yaşam maliyetlerini ve özellikle gıda harcamalarını gözler önüne seriyor.
Aylık Gıda Harcama Miktarları
Rapora göre, sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için gerekli olan aylık gıda harcaması rakamları oldukça dikkat çekici. Yetişkin bir erkeğin gıda harcaması 7 bin 347 lira, yetişkin bir kadın için bu rakam 6 bin 969 lira, 15-18 yaş grubundaki gençler için ise 7 bin 281 lira olarak hesaplandı. 4-6 yaş arasındaki çocuklar için gerekli gıda bütçesi ise 4 bin 553 lirayı buluyor. Bu veriler, ailelerin her ay karşılaması gereken temel ihtiyaçların ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Ayrıca, barınma, ulaşım, sağlık ve eğitim gibi diğer harcamaların da eklenmesiyle birlikte bir ailenin toplam aylık harcama ihtiyacının 90 bin 450 liraya çıktığı belirtiliyor.
Günlük Harcamalar ve Dağılımı
BİSAM'ın raporuna göre, bir ailenin günlük gıda harcaması 871 lira 64 kuruşa tekabül ediyor. Bu harcamalar arasında en büyük payı alan bölüm, günlük 272 lira ile meyve ve sebze grubuna ait. Süt ve süt ürünleri için gereken miktar 219 lira, et, tavuk ve balık grubu için ise 164 lira olarak belirlenmiş durumda. Ekmek alımı için 78 lira, yağ için 43 lira, yumurta için 14 lira ve şeker ile tatlandırıcı ürünler için 21 lira harcama yapmak gerekiyor. Harcamaların dağılımında meyve ve sebze, toplam harcamanın yüzde 31,2'sini oluştururken, et, yumurta, kurubaklagil ve süt ürünleri de yüzde 25,1’lik pay almaktadır.
Uygun Fiyatlı Beslenme Zorlukları
Yüksek gıda fiyatları, ailelerin geçim sıkıntısını daha da artırıyor. Ekmek ve tahıllar ise toplam harcamanın yüzde 11,2’sini oluşturuyor. Diğer gıdaların payı ise sadece yüzde 7,3 olarak hesaplandı. Bu veriler, ailelerin sağlıklı ve dengeli beslenmek için karşılaştıkları zorlukları gösteriyor. Özellikle düşük gelirli aileler, bu artan maliyetler altında zor durumdayken, sağlıklı beslenme konusunda da büyük bir engel ile karşı karşıya kalıyor. Sonuç olarak, yaşam standartları ve gıda erişimi arasındaki uçurum, halk sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Ekonomik şartlar göz önüne alındığında, ailelerin beslenme alışkanlıklarını yeniden değerlendirerek bütçe dostu alternatifler aramaları gerekiyor.