Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Seçkin, deniz ve havuz karşılaştırması yapıldığında muhakkak denizin tercih edilmesi gerektiğini vurgulayarak, "En temiz havuz bile denizden daha kirlidir" dedi
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Seçkin, "Çocukların tercihi tatilde bile genellikle deniz yerine havuz oluyor. Ancak en temiz havuz bile denizden daha kirlidir. Dolayısıyla ailelere tatildeyken havuz yerine denizi tercih etmelerini öneriyoruz. Deniz suyunun sağlık açısından birçok faydası vardır; denize giren bir kişi sonraki kış daha az sayıda enfeksiyona yakalanır" dedi.
Havuzun sağlık açısından sakıncaları olabileceğini aktaran Dr. Seçkin, "Havuza girmek orta kulak enfeksiyonlarına yol açabilir. Çocuk alerjik yapıdaysa burun, sinüzit ve alerjik öksürüğe yol açabilir. Bu sebeple alerjisi olan çocuklara suya dalmamaları ve su altından gitmemeleri tavsiye edilir. Havuz ozonla temizlense bile şebeke suyuyla doldurulduğundan klorlu su içerir, bu da östaki kanalının iyi çalışmamasına dolaysıyla burun ile orta kulakta doluluğa yol açar" diye konuştu.
Havuzun sindirim sistemi enfeksiyonlarına da yol açabileceğini kaydeden Dr. Seçkin, "En çok 5 yaş altı çocuklara bulaşır. Norovirüs ve shigella başta olmak üzere, çocukların havuz suyunu içmeleri engellenmelidir. Otel havuzlarında daha sık rastlanır, özellikle de yaz aylarında ve en küçük çocuk havuzlarında karşılaşılır. Bazı enfeksiyon etkenleri havuz suyunda 7 gün kadar canlı kalabilmektedir" diye konuştu.
Havuzda yüzmenin bazı cilt sorunlarına da yol açabileceğini kaydeden Dr. Seçkin, sözlerine şöyle devam etti: "Cilt kuruluğu, egzama ve atopiyi artırıyor. Öte yandan 'mollascum' deride siğil gibi kabartılar oluşturabilir. Mollascum virüsü poxvirüs, yüzeylerde ve yüzme havuzunda uzun süre canlı kalıyor. Çok kolay bulaşıyor ve aynı yere oturan bir başka çocuğa kolaylıkla bulaşabiliyor. Ayrıca çocuk kendi döküntülerine dokundukça eli aracılığıyla cildinin başka bölgelerine de yayabiliyor. Çocuklarda sıklık yüzde 10'dur. Erişkinler ise kısmi bağışıklık sağladıklarından onlarda daha az rastlanır. Mollascum normal cilt renginde, ortası delikli gibi gözüken kabarcıklar şeklindedir. En sık koltuk altı, dirsek içi gibi cilt kıvrımlarının olduğu yerde bulunur. Mollascum'un diğer siğillerden farkı el içinde ve ayak tabanında bulunmamasıdır. Ancak 3-5 yılda bağışıklık sistemi bunları yok eder. Siğiller ve mollascum cildi kuru olan çocuklarda cilt bariyeri bozulduğu için daha kolayca bulaşabilir."
Yaz aylarında sık görülen cilt mantar enfeksiyonu olan tinea versicolor'a da değinen Dr. Seçkin, "
Ciltte bir mantar enfeksiyonudur. Tedavisi 2/3 hafta sürer, cildin normale dönmesi 7-8 hafta sürebilir. Tedavi edilmezse kendiliğinden düzelmez. Tutulan yerlerde cilt rengi açılır, beyaz yerler hafif pullanabilir. Havlular bir kez kullanılıp atılmalıdır, giysiler bir kez giyilip yıkamaya atılmalıdır. Bunlar havlu ya da havuzdan kapılabileceği için ayda bir iki kez koruyucu şampuan kullanmak gerekir" dedi.
Dr. Seçkin, soğuk suda yüzmenin pek çok yararı olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, obeziteyi engellediği gibi kalp sağlığı ve damar sağlığı açısından epeyce yararları olduğu ve yaz kış yüzenlerin soğuk algınlığı virüslerine karşı daha dayanıklı olduğu gösterilmiştir. Kısaca soğuk suda yüzmenin bir çok faydası vardır mesela depresyonu azaltır. Öte yandan insülin direncini azaltır, kronik enflamasyonu azaltır, kolestrol düzeylerini düşürür, ruh ve beyin sağlığına da olumlu etkileri vardır."
Dr. Seçkin, hastalıkların önlenebilmesi için ishal ya da başka bir enfeksiyonu olanların başkalarına bulaştırmaması için havuza girmemeleri gerektiğini vurgulayarak, "Bu dönemde havuza girmemeliler, çocuklara mutlaka havuzda yüzerken havuz suyu içilmemesi gerektiği öğretilmelidir, aksi takdirde hastalıklara sebep olur" dedi.
